Eğer yerçekimi kuvveti %50 oranında azalsaydı, Dünya'nın çehresi ve üzerindeki yaşam, modern bilimin öngördüğü çarpıcı bir dönüşüm yaşadı.
Yapılan yeni araştırmalar ve yabancı uzmanların değerlendirmeleri, bu radikal değişimin gezegenimizdeki her sistemi etkileyeceğini ortaya koydu.
İNSAN VE HAYVAN YAŞAMINDA GÖZLENEN DEĞİŞİMLER
İnsan vücudu ve hayvanlar dünyası, azalan yerçekimine hızla adapte olmak zorunda kaldı.
Amerikalı astrofizikçi Dr. Neil deGrasse Tyson, insanların ve birçok canlının "sıçrama yeteneğinde ve hareketlilikte" önemli bir artış deneyimleyeceğini kaydedilecekti. Ancak bu durumun uzun vadede kemik ve kas sağlığı üzerindeki etkileri tartışma konusu oldu.
Yerçekiminin azalmasıyla kemik yoğunluğunun hızla düşeceğini ve uzayda görülen türden kas atrofisinin yaygınlaşacağını, bu durumun günlük yaşamı zorlaştıracağını ifade etti. Diğer yandan, böcekler ve daha küçük canlılar için bu durum büyük avantajlar sağladı.
İngiliz biyolog Prof. Dr. Alice Roberts, özellikle yüksekten düşme riskinin azalmasıyla, büyük kanat açıklığına sahip kuş türlerinin uçuş mekaniklerinin değiştiğini ve daha az enerji harcayarak daha yükseğe çıkabildiğini belirtti.
MİMARİ VE MÜHENDİSLİKTE RADİKAL DÖNÜŞÜM
Yerçekimindeki azalma, inşaat ve mimarlık alanında devrim niteliğinde değişikliklere yol açtı. Daha hafif yapılar, daha az malzemeyle ve daha yüksek inşa edilirdi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) yapı mühendisliği uzmanı Prof. Dr. John, mevcut köprü ve yüksek yapıların taşıyıcı sistemlerinin aşırı güçlü hale geldiğini, ancak yeni projelerde daha az kolon ve daha ince duvarlarla çok daha hafif yapılar tasarlanacağını dile getirdi.
Binaların stabilitesini sağlamak için ise rüzgar kuvvetleri gibi diğer çevresel faktörlere karşı yeni önlemler geliştirildi.
GEZEGENİN KENDİSİ DEĞİŞTİ: OKYANUSLAR VE ATMOSFER
Belki de en kritik değişimler Dünya'nın kendisinde yaşandı. Yerçekiminin azalması, gezegenin atmosferini tutma gücünü doğrudan etkiledi.
Alman Jeofizikçi Dr. Lena Kaiser, atmosferdeki hafif gazların (özellikle helyum ve hidrojen) uzaya kaçış hızının arttığını ve uzun vadede atmosferin toplam kütlesinde ciddi bir kayıp yaşanacağını vurguladı. Bu durum, gezegenin iklim dengesini tehdit eden önemli bir sorun olarak ortaya çıktı.
Okyanuslar cephesinde ise, su kütleleri üzerindeki gelgit kuvvetleri de dahil olmak üzere, akışkan dinamiklerinde büyük değişiklikler meydana geldi.
Ay'ın çekim kuvveti aynı kalsa bile, Dünya'nın kendi yerçekiminin azalması, okyanuslardaki suyun yüzey gerilimini ve dalga oluşumunu değiştirdi.
Hollandalı Oşinograf Dr. Pieter Van Dijk, büyük okyanus dalgalarının ve gelgit hareketlerinin boyutsal olarak büyüyebileceğini, bu durumun kıyı şeritleri için yeni riskler oluşturduğunu bildirdi.