Bugün 10 Kasım…

Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının yıl dönümü ve dünyada görülen en büyük kitlesel anma törenlerinden birini her yıl olduğu gibi bu yılda Türkiye’de görüp, izleyeceğiz.

Neden?

Nasıl oluyor da bir lider ölümünden bunca yıl sonra bile böyle büyük bir kitlesel bir etki yapabiliyor?

Hepimiz biliyoruz dünya tarihine damga vuran gelmiş geçmiş birçok imparator, kral, çar ya da padişah var.

Birçoğu büyük zaferler kazanmış, fetihler yapmış devasa toprakları yönetmiş tarihe damga vurmuş hatta tarihin akışını etkilemiştir. Fakat bugün bunların hemen hemen hepsi tarih kitaplarında yerlerini almış ve kütüphanelerin tozlu raflarında unutulup gitmiştir.

Dünya tarihine damga vuran büyük devrimciler ve düzen kurucular da vardır; George Washington, Abraham Lincoln, Napolyon Bonapart, Vladimir İlyiç Ulyanov, bilinen adıyla Lenin, Mao Zedong ve sayabileceğim daha birçok isim. Bu isimler de düzen değiştirmiş, sistem kurmuştur ve lakin bunlardan hiç biri bugün ülkelerinde Mustafa Kemal Atatürk’ün yarattığı etkiyi yaratamamakta, ölümünden sonra dahi kitleleri peşinden sürükleyememektedir.

Bakınız aslında dünyada düzen değiştiren, sistem kurabilen ve kurduğu sistem 100 yıldan fazla ayakta kalabilen çok fazla insan da yoktur.

Mustafa Kemal Atatürk işte bunu başarmıştır…

Peki nasıl?

Öncelikle Mustafa Kemal Atatürk aydınlanma felsefesini benimsemiş çok büyük bir devrimcidir.

Mustafa Kemal sadece askerî başarılara imza atmamış, askerî zaferlerine dayanarak hükmetmemiş aynı zamanda Anadolu’da yaşayan halkları Türk Milleti adı altında bir araya getirerek onları egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşturmuş, vatan sahibi özgür vatandaşlar haline getirmiştir.

Binlerce yılık geleneksel yönetim tarzı olan hanedan egemenliğini yıkıp, yerine halk egemenliğine dayalı yepyeni ve çağdaş bir düzen kurmak aslında bir toplum için çok büyük ve unutulmaz kazanımdır.

Eğer bugün vatan sahibi özgür ve eşit vatandaşlarsak bakınız bu hemen hemen tamamı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün kişisel gayreti ve başarısı sayesindedir.

Peki, hepsi bu mu?

Kazanımların hepsi bu kadar mı?

Elbette değil Mustafa Kemal Atatürk halkımızı sadece kul köle olmaktan kurtarıp özgür ve eşit vatandaşlar haline getirmedi aynı zamanda bu hâlin devamını garantiye alabilmek için binlerce yıllık geleneksel toplum yapısını çağdaş bir toplum yapısına dönüştürdü, çağdaş uygarlıklar ile rekabet edebilecek bir hâle getirdi.

İşte asıl önemli ve zor olan da bu dönüşümdü ki dünya tarihinde bu ölçüde bir dönüşümü başarabilmiş çok ama çok az önder bulunmaktadır.

Açıkça söylemek gerekirse Mustafa Kemal Atatürk Türk milletini çok iyi anlamış ve Türk milleti de onun hedef ve devrimlerine inanılmaz bir ölçüde katılım sağlamış, destek vermiştir.

Horlanan, ötelenen, ötekileştiren halk kendisini kul köle olmaktan kurtarıp efendi haline getiren bir kişiyi;

Nasıl sevmez?

Nasıl saymaz?

Nasıl minnettar kalmaz?

Böyle bir kişiyi unutmak mümkün müdür?

Böyle bir değişimi geri çevirmek imkân dâhilinde midir?

Elbette hayır!

Ve işte tam da bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk’ün yarattığı bu değişim dünya durdukça Türk Milletini etkileyecek ve dünya durdukça da Türk Milleti Atasını sevip sayıp, minnetle anacak ve hiç unutmayacaktır.