AKP zora girer!

Zamanında PKK'yla da, Fethullahçılarla da yakın temasta olanlar "Siyasî İslâmcı" cenah... Bu cenaha, hükûmet edenler de dâhil...

Fethullahçılar sorgulandıkça ilişkiler, yakınlıklar, temaslar bir bir ortaya çıkıyor.

Fethullahçılar içinde 2 önemli isim -biri eski Ak Parti milletvekili, diğeri, Zaman gazetesinin eski sahibi- savunmalarını Fethullahçıların Ak Parti hükûmetleriyle ilişkileri üzerine kuruyorlar. Kurtuluş yolunu böyle görüyorlar. Gittikçe çok açık çıkacak... Bunu bildikleri için, Ak Parti'de, birçok isim ya danışıklı döğüşle feda edilecek, ya gözden çıkarılarak. Bu aslında Ak Parti için büyük bir tehlike... Sonun başlangıcı olabilir. 

Devlet Bahçeli onlara bir havuç uzattı. İki sebepten uzattı: Şu zamanda mahkemelerin âdil olabileceğinden asla bahsedemeyiz. Hükûmet ne isterse mahkemeler, hâkimlerin içleri kan ağlasa dahi, yapmak zorundalar. Zaten "mağdurlar", bazı hâkimlerin, gözyaşlarıyla tutuklama kararı verdiklerini söylüyorlar.

Biliyorsunuz, MHP'liler, Balgat'takiler olağanüstü kongreye yanaşmayınca, imza topladılar ve bekledikleri sayının çok üstünde bir imza ile en sonunda, 19 Haziran'da bir kongre yaptılar. İç muhalefet, genel başkanlık için kongreye gidecekti, birileri engelledi. Hâlâ kongre kararları askıda... (Dolayısıyla şu andaki yönetim tartışmalı hâle geldi; aldıkları bütün kararlar geçersiz!)

Balgat'takiler, hükûmete sarılıyorlar... "Aman hâkimlerinizi zapt edin, kongre kararları hayata geçirilmesin!"

Devlet Bey'in Saray'a yaklaşmasının asıl sebebi budur! Herkes olanların farkında. Daha önce dediğim gibi, biz "adamlarımız"ı iyi tanıyorsak, -ki tanıyoruz- bu iş böyle!

Devlet Bey, Fethullahçılara, başından beri mesafeli ve hatta düşmandır. Bunun evveliyatı Türkeş dönemine kadar gider. Türkeş, nerede Türk varsa oradayım;  kim Türk'e hizmet veriyorsa desteklerim, düşüncesindeydi. Fethullahçıların yurt dışında mektep açmaları, hususiyetle Türk devletlerindeki faaliyetleri onu heyecanlandırıyordu. Zamanında F. Gülen'e "hizmetlerinden" dolayı mektup bile yazmış, ben de o mektubu Türkeş'le ilgili kitabıma almıştım. Kim nereden bilecekti zarf başka mazruf başka! MHP-F. Gülen mesafesi, 1990'lı yılların başındaki ayrışmayla birlikte açılmaya başladı, diyebilirim. Dönemin Fethullahçı yayın organlarını inceleyin, MHP'ye tavır alındığını göreceksiniz. (Kitaplarımın bir kısmını yayınlayan bir yayınevi,  onların kırtasiye zinciri NT'de satılması için müracaat etmiş; komisyona sokmuşlar, kitaplarımı, kendilerine göre, "sakıcalı" bulmuşlardı! İçlerinde Türkeş kitabı da vardı, Bahçeli kitabı da...)

Devlet Bey, bir taraftan koltuğunu kurtarmak isterken, diğer taraftan, başkanlık havucuyla, Ak Parti'yi imtihana çekmek isteyebilir, diyeceğim ama bu benim düşüncem. Devlet Bey, belki farkında olmadan Ak Parti'nin iç durumunu da ortaya dökmüş olacak.

Şöyle: Ak Parti'nin Fethullahçılarla iç içeliği baş ağrıtıcı... R. T. Erdoğan, "[FETÖ'cülere] toz kondurmayan arkadaşlarımız vardı." diyor.

R.T. Erdoğan'ın bu sözlerinden AKP milletvekilleri, "Reis üzerimize gelecek!" korkusuna kapılmışlardır.

Türkiye'de başkanlık=diktatörlük olmayacağını kimse söyleyemez. AKP'nin bazı milletvekilleri red oyu vereceklerdir. MHP milletvekilleri, Devlet Bey ısrar etse dahi, şartsız bey'atçılar Mevlüt Karakaya da, Şefkat Çetin de dâhil, başkanlığı isteyeceğini hiç düşünemiyorum.

Şu sıra Saray, Anayasa oylamasına hiç heveslenmesin, kendisini zora sokar.

Yazarın Diğer Yazıları