Özgür Özel Mustafa Kemal’i bir daha, bir daha okumalı!

“Asabiyet öne çıkarılınca ister istemez, tartışmalar da başlar. Belli sınırlar içinde birlikte yaşayan, yaşamak mecburiyetinde olan kitleler, birbirleriyle de ister istemez kaynaşırlar. Beka için kaynaşma şarttır. Hadi ayrışalım, ayrı yaşayalım, ayrı mahalleler, ayrı köyler, ayrı şehirler kuralım... Kim ne kazanacak?”

“DEM Parti, Ak Parti’nin de gerilediği şu zamanda, ne kaparsak kâr hesabıyla yürüyecek, devlet içinde devlet gibi hareket edecek.”

“CHP şimdi birinci parti. Ülke bütünlüğü mesuliyeti CHP’nin omuzlarında. DEM’e verilecek her taviz, yıkıma giden yola taş döşemektir.”

***

Bu satırları “DEM’likçiler, devlet içinde devlet yolunda...” başlığı altında daha iki gün önce yazdım.

Dün de 31 Mart 2024 Mahallî İdareler seçiminin gecesinde sonuçlar belli olunca DEM Parti’nin ve bir yanaşma partinin eş başları, kendilerince çok dikkatli cümlelerle kurarak nasıl “devlet içinde devlet kurma” hamlelerine girişeceklerini ihsas etmişlerdi.

CHP’nin acar genel başkanı Özgür Özel, önceki günkü seçim sonrası ilk grup toplantısında, çok dikkati cümleler kurarak herkesi kucakladığını gösterirken yine “Kürt demokrat” diyerek ayırıma gitmekten kendisini alamadı. Herhâlde “DEM Partililer” demeyecekti, diyemeyecekti.

“Kent uzlaşısı” dedikler acayibu’l-garaib sözle nasıl iç içe girdiklerini, DEM’ciler, daha seçim gecesi açıkladılar. Onları elde tutmak için, hiç olmazsa “Kürt demokrat” sözünü icat edelim, demek, biz PKK/DEM’e kapı aralıyoruz, demektir.

DEM’cilerin şu sözleri kardeşliği, birliği, kaynaşmayı, ülke bütünlüğünü mü ifade ediyor, yoksa düşmanlık ederek ayrışmayı mı?

“Kürt sorununu çözmeyen çözülür, çözüldü. Kürtlere kaybettirmeye çalışanlar ülkeyi kaybetti. Kayyım siyaseti iktidara kaybettirdi. Kürt halkı demokratik çözümden yana olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu irade, yerel demokrasi konusunda kararlıdır. Bunu bir kez daha seçimlerde vurguladı. Büyük Kürt düşmanlığı, Kürt nefreti Batı’da ve Kürdistan’da iktidara büyük kaybettirdi. Halkımız yenilmez olduğunu gösterdi. Bu iradeye herkes saygı duymak zorunda. Kent uzlaşısı politikamız sonuç verdi. Kayyım, sahte seçmen ve irade gaspı DEM Parti’nin iradesine yenildi.”

Özgür Özel mahallî seçim zaferinden sonra Mustafa Kemal Atatürk’ü özellikle vurguladı, “Atatürk’ün partisiyiz.” dedi.

Özgür Bey, Mustafa Kemal, ayrılmak için silaha sarılanları tepeledi. Hatta Rusya güdümündeki komünistleri de tepeledi. 28 Ocak 1921’de, Yahya Kahya’nın Karadeniz’de batırdığı teknede Türkiye Komünist Partisi’nin kurucuları Mustafa Suphi ve 14 arkadaşı boğuldu. Mustafa Kemal’in bilgisi dışında teknenin batırılacağı düşünülebilir mi?!

Sevr Projesi’ni hayata geçiremeyen emperyalist güçler, içerimizden ayarladıkları ayırımcıları üzerimize saldırttılar. Bilerek bilmeyerek hepsi âlet oldular. PKK da bir âlet. ABD açıktan beslemiyor mu?

Hani sizin geldiğiniz ideolojik yapıda “Kahrolsun ABD!”, “Kahrolsun NATO!” sloganları atılırdı?

***

Recep Tayyip Erdoğan, yakında Irak’a gidecek. Birçok mesele yanında, mutlaka PKK’nın Irak’ta yuvalanması da konuşulacaktır. Daha önce Dışişleri Bakın Hakan Fidan Irak’ta bu meselede bir dizi temasta bulunmuş, PKK’ya kesin tavır konulması için istişare etmişti.

Ne yazık ki, ABD, Irak’ı da mozaikledi. Cumhurbaşkanı başka gruptan, başbakan başka, Meclis Başkanı başka. Maksat birbirlerini gözeterek, birbirlerini yiyerek zayıf kalmaları.

Böyle birbirini kollayan bölük pörçük gruplar güya ülkeyi yönetiyor. Bu ülkede istikrar olsa, bir başka ülkeye saldıran silahlı gruplara izin verilebilir mi?

Geçin bunu, bu silahlı gruplara, bir başka ülkenin askeri Türkiye’ye karşı nasıl savaşmaları gerektiği üzerine talim yaptırabilir mi?

Irak ayrı bir devletse, kendi ülke bütünlüğünü korumak, eşitliği sağlamak zorundadır.

Türkiye yönetimi meseleyi çok yönlü ele alarak Irak bütünlüğünde önemli rol oynayabilir.

ABD, Orta Doğu’nu istikrarsızlığında İsrail’e pay çıkarmak için, her yolu deniyor. Önce bu oyunu, bölge ülkeleri masaya yatırmalı ve oyunu bozmanın yolunu hep birlikte bulmalıdır.

Özgür Bey, acaba, PKK’nın bitirilmesinin ana konu olacağı Irak ziyareti için ne düşünür?

***

Sık sık “Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz.” diye vurgulayan Özgür Özel, bir etnisiteye “özel” ihtimam gösteremez. Bu özel ilgiyi adlandırırsak Türkiye’den ayırıcı yapıdan bahsedemez.

Açsın Mustafa Kemal’i bir okusun.

Açsın Anayasa’nın maddelerinde ne yazıyor, bir görsün.

Seçim gecesi, PKK’nın siyasî uzantısının şu sözlerine siyasîlerin çok açık tavır koymaları gerekmez mi?

Parti eş başları sözlerin nereye gideceğini bile bile “Büyük Kürt düşmanlığı”, “Kürt nefreti” diyebiliyorlar. İç içe geçmişiz, bütünleşmişiz, biz o olmuş, o biz olmuşuz, ama, düşmanlıktan, nefretten bahsedebiliyorlar. Maksat belli değil mi? Kendileri düşmanlık güderek, nefret ekerek, ayrışmaya gitmek istemiyorlar mı?!

Allah belanızı versin, diyeceğim, ama ne maksatla söylediğimi anlamadan, bakın işte bu satırları yazan da “Kürt düşmanı” diyecekler. Lafı da tersinden anlarlar. Benim zaten bir tarafım Kürt. Türkiye’de bir tarafı Kürt olmayan mı var?

Batı’nın Sevr Projesi’ne âlet olanlara tavrınız net olmalıdır Özgür Bey!

İsterseniz Mustafa Kemal’i bir daha, bir daha okuyun. Kendinizle paralellik kurabilecek misiniz?

Yazarın Diğer Yazıları