14 Mayıs’ta yapılacak genel seçim öncesi AKP’den tartışmalı hamleler geldi. Cumhur İttifakı’nı genişletmek isteyen AKP umudu gericilerde buldu. Erdoğan, önce terör örgütü Hizbullah’ın siyasal kolu HÜDA PAR ile anlaştı. HÜDA PAR, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı destekleyeceklerini açıkladı.

Peki bu tablo bize neyi anlatıyor?

20 senedir iktidarda kalmak için ülkeye toplumsal kutuplaşma ve gericilik pompalayan AKP öyle bir noktaya geldi ki artık umudunu yüzde 1 bile oy alamayan partilere bağladı. Ancak özellikle HÜDA PAR ekseninde bakıldığında bu ittifak kazanılacak oylardan çok daha fazlasını ifade ediyor.

HÜDA PAR batı illerinde olmasa da Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde kendine bir taban buldu. Bu taban HDP gibi Kürt milliyetçiliği tabanlı olmasa da ümmetçi bir yapıda. Ancak sanmayın ki HÜDA PAR devletin birliğinden yana! Kendi parti programlarında açıkla bir Kürt devleti kurmaktan bahsediyorlar.

Hizbullah’ın siyasal kolu olan HÜDA PAR radikal İslam anlayışı ile bezenmiş bir Kürt devleti kurmayı amaçlıyor. Evet, bu siyasal parti AKP ile ittifak halinde.

Bu partinin siyasal kolu olduğu terör örgütü Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı hain bir pusuda şehit etti. Çok sayıda kişiye domuz bağı ile işkence edip evlerin bodrumlarına gömdü. Doğu ve Güneydoğu’da çok sayıda faili meçhul cinayeti Hizbullah’ın işlediği söyleniyor.

AKP’nin HÜDA PAR’ı kendi ittifakı içinde istemesinin sebebi HDP’yi belli bir yerde sıkıştırarak bölgeyi kendi kontrolüne almak. Yani yine Doğu ve Güneydoğu’daki insanlarımız etnik ve dinci terör arasında sıkıştırılıyor. Yine insanlarımız iki terör örgütü arasında tercih yapmaya zorlanıyor.

Tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi…

Erdoğan’ın ikinci hamlesi ise Yeniden Refah Partisi oldu. AKP’liler ile görüşen Yeniden Refah Partisi 30 maddelik bir talep listesi verdi. Bu listede belki ekonomiyi ileri götürebilecek öneriler yer alsa da alt sıralardaki maddeler gerçek ajandalarını ortaya koydu. Fatih Erbakan’ın partisi kadına şiddeti önlemeye ve şiddet mağduru kadın ve çocukların korunmasını sağlayan 6284 sayısı yasanın kaldırılmasını istedi.

Milli Görüş hareketinin kurucusu Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın kurduğu Yeniden Refah Partisi en sert gerici siyaset yapan parti olabilir. Kadına şiddeti, çocuk yaşta evlilikleri, küresel salgını yok sayan Erbakan kendisine küçük de olsa bir taban buldu ve Cumhur İttifakı’na katılma olasılıkları çok yüksek. Hatta AKP’nin 6284 sayılı yasanın kaldırılması konusunda bir sorun görmediğini bile söylediler. Fatih Erbakan’ın babası Necmettin Erbakan Türkiye’de siyasal islâmın kurumsal siyaset içine yerleşmesinin önünü açtı. Ancak Milli Görüş hareketi her ne kadar tarikatlarla iç içe olup şeriatı savunsa da gericiliği bu kadar sert biçimde siyasete sokmamıştı.

Rahmetli Aziz Nesin 1993 yılında katıldığı bir televizyon programında siyasetçilerin iktidar olmak için seçmenlere gericilik pompaladığını ve seçmenlerin de buna karşılık olarak daha fazla gericilik talep ettiğini söylemişti. Bugünlere ışık tutan Aziz Nesin gerçekten haklı çıktı.

İktidar gericilik pompaladıkça seçmen daha fazlasını istiyor. Ancak şu anda iktidar ne kadar fazla gericilik pompalarsa çöküşe o kadar fazla yaklaşıyor. Çünkü alttan gelen yeni talep demokrasi ve insanca yaşamak… Seçime doğru yaklaştıkça bu talebin ne kadar güçlü bir şekilde sandığa yansıyabileceğini daha iyi anlayabilceğiz.

Çünkü bu kadar gericilik bizi karanlığa daha fazla yaklaştırıyor. Karşılaştığımız durum 1990’lı yıllardaki irtica tehlikesinden çok daha fazla. Çünkü bu sefer tehlikenin kaynağı İran ya da Suudi Arabistan değil bizzat seçmenden oy isteyenler…