Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Demokrasi ve iktidar değişimi

Hep iktidar ve muhalefet denir ama unutmamak gerekir ki bilinen her toplumda bir iktidar vardır fakat sadece ve sadece demokrasilerde muhalefet de olur.

Demokrasilerde sadece muhalefet olmaz aynı zamanda güçler ayrılığı ile denge ve denetleme mekanizmaları da olur ve bu mekanizmalar sayesinde iktidarın gücü nicelik ve nitelik açısından kesin olarak sınırlanır.

Dahası demokrasiler bu kadarla da yetinmez seçilmiş tiranların oluşmasını engelleyebilmek için basın özgürlüğü ve son derecede etkin sivil toplum kuruluşlarına da yüksek bir güç aktarır.

Tarih boyunca bütün monarşi ve diktatörlük rejimlerinde iktidar hemen hemen daima ölüm ile el değiştirmiştir. Bu ölümler doğal yollardan olabileceği gibi çoğu zamanda saray entrikaları ve şiddet yolu ile vuku bulmuştur. Yatağında huzur içinde ölerek iktidarı önceden belirlenmiş varislerine devredebilen bir monark oldukça şanslıdır. Diktatörlerde ise doğal ölüm son derecede istisnai bir olaydır son derecede kaygan bir zeminde iktidarı elinde tutan diktatörler ancak baskı, şiddet ve korku sayesinde iktidarlarını koruyabilir. Baskı ve zulüm arttıkça doğal olarak tepkiler de artar ve sonuç hemen hemen daima son derecede kaotik bir şiddet iklimini doğurur. Yakın dönemin diktatörleri Hitler, Mussolini, Saddam, Kaddafi, Çavuşesku gibi bilinen kişilikler hep böyle kaotik bir şiddet hareketi ile iktidardan indirilmiştir.

Sadece ve sadece demokrasilerde iktidar değişimi şiddete neden olmadan, üzerinde toplumsal uzlaşıya varılmış ve anayasaya yazılarak teminat altına alınmış meşru kurallar çerçevesinde olur.

Bu coğrafyadaki tarihî geçmişimizde çok önemli bir yer tutan Osmanlı monarşisi de iktidarın saray entrikaları ve bu entrikalar sonucu ortaya çıkan kaotik şiddet iklimi ile oluşan tahttan indirilme yani halledilme vakaları ile doludur. Bu olayların çoğunda da taht sahibi sadece iktidarından değil aynı zamanda canından da olmuştur.

Osmanlı’da hüküm süren 36 padişahtan 19 tanesi halledilmiş, halledilenlerin büyük kısmı da ya ölene kadar esir tutulmuş veyahut da canından olmuştur. Bu 19 sayısına fetret devri denilen süreçte kısmen hüküm süren İsa Çelebi, Süleyman Çelebi ve Musa Çelebi’de dâhildir.

Bizans sarayından Osmanlı sarayına, Emevi sarayından İngiliz sarayına, Fransız sarayından Çin sarayına kadar hemen hemen tüm saraylar karanlık dehlizlerde örgütlenen sinsi bir güç savaşına ve entrikalara sahne olmuş, iktidarlar da hemen hemen hep böyle bir mücadele sonucunda el değiştirmiş ya da el değiştirmesi önlenmiştir.

Demokrasilerde ise iktidarın el değiştirmesi kurallara bağlı olarak ve halkın hakemliğinde tamamen şeffaf bir mücadele sonucunda olur.

Siz yönetimde demokrasiden diktatörlük ya da monarşiye kayarsanız en nihayetinde işin içine saray entrikalarının girmesi de kaçınılmaz olacaktır.

Peki, tamam bu konu bizi ne ilgilendiriyor bırak tepede taht kavgaları olsun, kazanan iktidara otursun falan da demeyin…

Unutmayın filler tepişirken çimenler ezilir, olan ayaklar altında kalan börtü böceğe olur. Tepelerde böyle taht kavgaları olurken boynu altında kalan daima halk olacaktır.

Neden? Derseniz…

Sonuçta bitmez tükenmez iktidar kavgaları, sinsi taht oyunları ve kanlı saray entrikaları topluma çok ama çok büyük ölçüde enerji ve zaman kaybettirir.

Canını ve tahtını ya da koltuğunu korumaktan başka bir şey düşünemeyen muktedirler toplumun ileri gitmesi, ülkenin kalkınması ve halkın refaha kavuşması gibi çok ama çok önemli konulara hiçbir şekilde odaklanamazlar.

Canlarını, tahtlarını taçlarını ya da koltuklarını koruyabilmek, iktidarda bir müddet daha kalabilmek için baskının dozunu gün be gün arttırmak zorunda kalan muktedirler toplumda yaratıcı ve yenilikçi düşüncelerin filizlenmesine de asla izin vermeyecektir.

Böyle bir iklimde toplumun kalkınması, refaha kavuşması ise ancak hoş amma velakin tamamen boş bir hayalden öteye gitmez.

İşte tam da bu yüzden demokrasi her akıllı insan ve her bilinçli toplum için asla ödün verilmemesi, kat'â vazgeçilmemesi gereken bir düzendir…

Yazarın Diğer Yazıları