Bölükbaşı o isimleri açıklayabilir mi?

Deniz Bölükbaşı'nda bazı MHP yöneticileriyle ilgili çok ciddi bir takıntı var... Klasik deyimle 'zamanlaması mânidar' röportajda yine aynı tutumu sergiliyor ve "Bahçeli kalsın, yönetim gitsin" düşüncesini seslendiriyor...

Şimdi 2012'nin Aralık ayına gidelim... CNN Türk'te Enver Aysever'in konuğu Deniz Bölükbaşı'ydı... Kaset skandallarından sonra pek ortalıkta görünmeyen Bölükbaşı, bu programda skandalın üç ayağı olduğunu öne sürdü...

Buna göre birinci ayak, Emniyet ve istihbarat örgütleriydi... İkinci ayak, onlara siyasî himaye sağlayan güçlerdi... Üçüncü ayak ise en kritik olanıydı; son kongreden sonra Merkez Yönetim Kurulu'nda ve Başkanlık Divanı'nda yer alan bazı kişilerdi...

İddia çok önemliydi ve MHP Genel Merkezi'nin yapması gereken şey açıktı... Bazı parti yöneticilerini töhmet altında bırakan bu iddianın sahibi Bölükbaşı hakkında dâvâ açmaktı... Hem madem bir şeyler biliyordu, buradan iz sürülebilirdi... Bu bir iftiraysa gereği yapılmalıydı... Değilse bunun 'ikrar' anlamına geldiği gibi bir sonuç doğardı çünkü...

***

Kaset operasyonunun 'MHP'yi evcilleştirme operasyonu' olduğunu öne süren Deniz Bölükbaşı, 'içerideki kişiler'in kimler olduğuna dair isim vermiyordu... Sadece bazılarını tarif ediyordu, 'MYK'ya ve Divan'a sonradan girenler' diye... Ve ilâve ediyordu: "Şu unutulmasın ki hiçbir silah sahibine sadık kalmamıştır, gün gelip kendisine çevrilmiştir..."

Bugün acaba o gün müdür, yani silahın sahibine döndüğü gün müdür, doğrusunu Bölükbaşı bilir!.. Şahsen o kaset skandalına bugünkü MHP içinde 'ayaklık' yapan birilerinin olduğuna dair bilgimiz de yok, tahminimiz de... Ama madem Deniz Bölükbaşı bunları biliyor, şimdi Hürriyet'teki o röportajda sarf ettiği 'büyük lâflar'a yakışır şekilde o isimleri açıklasın da görelim bakalım kimmiş onlar? Böylece bütün 'komplo'nun arkası çorap söküğü gibi gelmiş olsun!..

'Devlet Bey kalsın, yanındakiler gitsin'miş!.. İyi de Devlet Bey'in yanındakiler lotaryadan çıkmıyor ki... Hepsini kendisi seçiyor, kurultayda delegeye onaylatıyor... Yıllardır kaç tur yönetim değişti sayısını hatırlayan yok... Bunların hepsi başarısızsa, bunları atayanın 'başarılı' sayıldığı bir idare modeli dünyada var mı?

***

Belli ki Deniz Bölükbaşı 2012'deki o televizyon programına çıktığında hangi ruh hâlindeyse, yani yönetimden kimleri 'suçlu' görüyorsa, hâlâ aynı noktada ve şimdi yine onları hedef tahtasına yatırmaya çalışıyor... Elbette bu Bölükbaşı'nın gözündeki 'zanlılar'ın meselesi öncelikle... Ama o günkü operasyonu 'MHP'yi evcilleştirme operasyonu' olarak nitelerken, bugün korumaya aldığı Bahçeli'yi  'MHP'lileri sokaktan alıkoyma'yla övmesi arasında ciddi bir çelişki var...

MHP'deki tüzük değişikliğiyle ilgili o mahkeme karar veremezmiş... Verse bile uygulanamazmış... Dernekler Kanunu'yla bu iş olmazmış... Müeyyide yetkisi Anayasa Mahkemesi'ndeymiş... Devlet Bey siyasî pusulanın sapmasına izin vermemiş... Fikrî omurganın kaymasını engellemiş... MHP'lileri sokağa çıkarıp kardeş kavgasının tarafı haline getirmek isteyenlerin hevesini kursağında bırakmış... MHP'nin bu kaos ortamından çıkıp ayağa kalkması ve yeniden Türk milletinin ümidi hâline gelmesi en sağlıklı biçimde Bahçeli tarafından yapılabilirmiş... Böyle gitmezmiş,  Devlet Bey parti yönetimini değiştirmeliymiş...

Bunlar büyük sözler... 'Derin devlet' gölgesi insanı böyle büyük konuşturabiliyor, normaldir... Ama inandırıcılık açısından yine aynı yere gelelim... Madem o kadar 'büyük resim okuyucusu' ve hatta yönlendiricisisiniz o zaman çıkıp kendi söküğünüzü dikin bakalım...

Size kaset komplosunu kim yaptı, isim isim açıklayın... 2012 kurultayıyla parti yönetimine giren ve Enver Aysever'le yapılan röportajda tarifleri verilen bu kişilerle ilgili tarifin ötesine geçin, isim verin... İddianızın arkasında durabilecek çaptaysanız açık olun... Böylece bütün bir parti yönetimi töhmet altında olmaktan kurtulsun... O zaman Ahmet Hakan'la olan röportajdaki sözleriniz bir anlam kazanabilir, büyük lâflarınız gerçekten 'büyük' muamelesi görebilir belki... 

 

Yazarın Diğer Yazıları