Devlet umutsuzluğa sürükler mi?!

Mektuplar geliyor. Küskünlerin mektupları... Acılı mektuplar. Kimi hapishaneden gönderiyor kimi dışarıdan ama hepsi devleti yönetenlerden himaye görmüş bir "Cemaat" yüzünden mağdur. Devleti yönetenler ne kadar ilintili,  ilişkiliyse mektup yazanlar da o kadar ilintili, ilişkili. Ve hatta devleti yönetenlerin teşvik ve arkalamasıyla yolları Cemaat'le kesişenler. Ama hiçbiri bir "örgüt" içinde değil.

 "Cemaat" deyince, "tarikat" deyince irkilirim. Bunu sık yazdım. İslâmda "aracılık" müessesesi yoktur. Müslüman olmanın şartı belli: "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlühü." ("Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilâh yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam onun kulu ve resulüdür.")

Sünnîlerde kelime-i şehadete "ve resûlühü"den sonra "ve şeyhuhu" ("Onun (Allah'ın) şeyhi") eklenmiyor. Ama zamanımızda cemaatler/tarikatlar, kelime-i şehadete "ve şeyhuhu"yu ilâveyi âdeta şart koşuyorlar.

Cematler/tarikatlar bir bir hükûmet edenleri destekleyeceklerini açıklıyorlar. Zamanında F. Gülen mezardakine bile oy kullandırıyordu. İşin nereye vardığını gördük. 

Af tartışılıyor. 15 Temmuz mağdurları ne olacak? Bunların kaçı hiyerarşik yapı içinde? Bunların kaçı darbe olduğunu bilmeden darbeye karışmış olanlar? (CNN Türk'te Cemaat'in ihanetinin anlatıldığı 5N1K programında Cemaat kumpasıyla hapsa atılmış E. Kur. Albay Mustafa Önsel'in analizini dinlemenizi isterim. Cezalandırmalarda hataları bir asker gözüyle sıralıyor.)

İnsanların nasıl hayata küstürüldüğünü anlatan bir mektup vereceğim. e-postayı gönderen bir yrd. doç. "İsmimi yazabilirsiniz." dedi ama, ne olur ne olmaz, yazmayacağım:

"Kendimi milliyetçi olarak bilirdim. Değilmişim. Sorgusuz sualsiz itaat ettiğim Devlet Babam bana terörist dedi ve ihraç etti. Yaklaşık iki yıl oldu; ama hâlâ iddianamem dahi yok. 6 ay cezaevi tecrübesi ve sonra mahkemesiz tahliye. İhraç sebebini bilmiyorum, neden tutuklandım bilmiyorum. Bildiğim ve isnat edebilecekleri tek nokta Fatih Üniversitesi'nde burslu okumam. Lisans ve yüksek lisans burslusu idim; ama örgütün değil devlet babamın burslusu. Türkiye derecesi ile girmiştim bölüme ve öyle de mezun olduğum için burslu yüksek lisans hakkım vardı. Onu kullandım. Okulun yönetmelikleri bu durumu teyit eder. Hayatım çok değişti. İzniniz olur ise birkaç maddede özetlemek istiyorum:

1-Yıllarca oy ve gönül verdiğim MHP referandum süreci ile benim ve ailem için bitti. Ülkücülük en önemli baba mirası idi bizde.

2- İbadet yuvası olması gereken camiler siyaset yuvası olduğu için cuma ve bayram namazları da dâhil gitmediğim mekânlar oldu.

3- İhraç edilmeden önce yrd doç. idim. Çalışma aşkını ve şevkini kaybettim...

4- Mağdur edebiyatı yapmıyorum. Adalet er geç yerini bulacaktır. 

5- Flora ve fauna insana huzur veriyor. Hayatımı bu tarafa kanalize ediyorum yavaş yavaş.

6- Gerçekten mağdur olanlar olduğunu bilen sizin gibi gerçek vatanseverler ile bir nebze olsun ümit buluyorum.

7- Vatan haini her kim var ise idam cezasını cânugönülden istiyorum." [E. B.]

Devlet kendi insanını umutsuzluğa sürükler mi?!

Yazarın Diğer Yazıları