Dikensiz gül...

Atalarımız "dikensiz gül olmaz" demişler. Doğru... Her yazın bir kışı var, her inişin de bir yokuşu... Gülen ağlıyor, seven yanıyor. Ağzında bal olan arının iğnesinde zehir bulundurduğunu bilmeyen var mı? Peki, gerçekten dikensiz gül yok mudur acaba?.. Sorunun cevabını Şirazlı Şeyh Sâdî bir beytinde (Farsça) şöyle veriyor:

"Gül-i bî-hâr müyesser ne şeved der-bostan//Gül-i bî-hâr-ı cihân merdüm-i nîkû-siyerend"

(Gül bahçesinde dikensiz gül bulmak mümkün değilse de, güzel ahlâk sahibi insan varlık bahçesinin dikensiz gülüdür.)

Öyle ise dikensiz gül bahçesi hayal değil. Güzel ahlâk sahibi bireyler yetiştirebilirsek insanlık âlemi dikensiz gül bahçesine dönebilir.

Esasen yüce dinimiz İslâm'ın hedefi de budur. Hz. Peygamberimiz "Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" buyurmuyor mu?

Oysa biz "dikensiz gül olmaz", "gülü seven dikenine katlanır" diyerek birtakım olumsuzluklara hoşgörü ile yaklaşma kolaycılığına sapmışız. Böylece de insanlık bahçesi "gülsüz diken"lerle dolup taşmıştır.

Köylülerin, kuru dikenlerle dolu tarlaları temizlemek için tarlayı nasıl ateşe verdiklerini hatırlayalım. Yani "gül" yetiştirmek istiyorsanız önce tarlayı "diken"den temizlemeniz gerekiyor.

Keşke Yunus Emre'nin asırlar ötesinden yaptığı "diken olma gül ol, taş olma toprak ol" çağrısına uyabilmiş olsaydık. Heyhât!..

Söz insandan, gülden, gül bahçesinden açılır da Behiştî'nin şu beyti hatırlanmaz olur mu?

"Gülzâr-ı vücûdun gül-i handânıdır insân//Bûy-ı hoş ana hulk-ı hasen renk ana irfân"

Şair bugünkü Türkçe ile diyor ki:

İnsan varlık bahçesinin açılmış gülüdür. Bu gülün (insan) kokusu güzel ahlâk, rengi de irfandır.

Behiştî'nin çok güzel ifade ettiği gibi insan "güzel ahlâk" ve "irfan"dan ibarettir. Bu gerçeği Kaygısız Abdal da şöyle dile getirmiştir:

"Bu âdem dedikleri el ayakla baş değil//Âdem mânâya derler sûret ile kaş değil"

Demek ki insan sadece et ile kemikten ibaret değildir. İnsanı insan yapan, hatta onu melekten üstün kılan ahlâkî terbiyedir. Diğer bir ifade ile insan bir ahlâkî değerler manzumesidir. Dürüstlük, hayırseverlik, fedakârlık, hak, adalet, saygı, sevgi, hoşgörü, dayanışma gibi meziyetlerden sıyrılmış bir kişinin diğer canlılardan ne farkı vardır? Dolayısıyla, güzel ahlâkla donatılmış bireylerden oluşan insan topluluğu elbette dikensiz gül bahçesidir...

Demem o ki "dikensiz gül olmaz", "gülünü seven dikenine katlanır" diyerek işin kolayına kaçmayalım. Doğruya doğru, eğriye eğri demesini bilelim ve güzel ahlâkla ahlaklanalım. Böyle ahlâkî terbiyeye sahip bireyler yetiştirebilirsek cihan cehennemini dikensiz gül bahçesine çevirebiliriz. Bundan şüpheniz olmasın...

 

Yazarın Diğer Yazıları