Eylemsizlik

                Yapılan propaganda ve söylemlerde bölücü terör örgütünün 1 Kasım tarihine kadar eylemsizlik kararı aldığı ifade edilmekte. Bunun Türk halkı için bir lütufmuş gibi gösterilme çabaları şimdiden hız kazandı. Yapılanın ülkeyi huzura kavuşturmadan ziyade, tıpkı çözüm sürecinde olanlar gibi yarınlarda başımıza daha büyük belaların açılmasına neden olacağı görülmekte.

                Eğer düşünülürse, terör örgütünün böyle bir yola gitmesinin bir değil bir çok nedeni bulunmakta. Bunlara bakıldığında en başta bugüne kadar yapılan operasyonla her şeyin başlarına yıkılması ve büyük zayiatlar vermeleridir. Bu nedenledir ki, kısa bir süre de olsa politikalarını yeniden gözden geçirmek ve güç toplamalarını sağlamaya matuf bir harekattır.

                Seçimlerle birlikte kendi tabanlarında kaybettikleri prestijlerini toplayarak, siyasal uzantılarına gereken desteği sağlamaktır. O uzantılara bu kararı biz aldırdık Meclis'e daha güçlü gelirsek problemi kökten çözme şansımız var dedirterek, Meclis'teki temsil haklarını kaybettirmemenin amaçlanmasıdır.

                Diğer taraftan her gün taban kaybeden hamileri iktidarın elini güçlendirmektir. İktidar meydanlarda bakın bölücü örgütün belini kırdık silah bırakmaya gidiyor diye haykırarak, halk nezdinde kaybettiği itibarını kurtaracak ve tek başına iktidarı yakalama şansını bulacaktır. Teröristler ise geçmişte olduğu gibi bu sefer de buzdolabındaki çözüm sürecini gün yüzüne çıkarttırarak istediklerini almaya devam edecekler.

                Yaptıklarıyla olası bir MHP ve AKP koalisyonunu da önleyerek, ileride aleyhlerini çalışacak zamanın oluşmasını şimdiden önlemiş olacaklar. Çünkü böyle bir koalisyonun oluşması terörün belki de bir daha kendisine gelmemek üzere gömülmesine neden olacaktır. Ayrıca dünya kamuoyunda kaybettikleri prestijlerini yeniden kazanma şansı yakalamak için bakın biz elimizden geleni yaptık diyerek destekçilerinin elini de güçlendirmiş olacaklar.

                En önemlisi ise Rusya'nın Suriye'de Esad'ın yanında devreye girmesiyle dengelerin değişeceği endişesi sonucu bekle gör veya ilişkileri yeniden gözden geçirme imkanı bulacaklardır. Ne diyor Rusya "Biz Türkiye'nin de sınırlarını koruyacağız..." Bu çok anlamlı bir söz. Her ne kadar terör grubunun hamisi olsa da Rusya'nın çıkarı için Suriye terör grubundan daha önemlidir. Ayrıca Kürt petrolünün Akdeniz'e akmasının ve Suriye Kürtlerinin Irak'taki Kürtlerle birleşmelerinin önü kesilmiştir.

                Tüm bu dengeler ortadayken Türkiye ne yapacağının şaşkınlığını yaşamaktadır. Düne kadar terör örgütüne gözümüzün içine baka baka başta silah olmak üzere her türlü desteği veren, bunları terör örgütü dahi kabul etmeyen ve hiç bir isteğimize olumlu cevap vermeyen ABD ve Avrupa'nın arkasına takılmış gidiyoruz. Sınırlarımıza saldırı olduğu halde önleme konusunda bir varlık gösteremeyen bir NATO, ayrıca dün Gürcistan'ı Ukrayna'yı satanların sözlerine güvenen biz, Rusya'ya kafa tutarak günü geçiştiriyoruz.

                Teröristler eylemsizlik kararı aldı diye biz de eylemsizlik kararı alarak, istediğimiz oldu diye buzluktan çıkaracağımız çözüm sürecini ısıtıp kamuoyunun önüne mi süreceğiz? Yoksa olayları iyi okuyup, terörü kökten bitirmek için planlarımız olacak mı? Hemen yanı başımızda tepişen fillerin ayakları altında çimler gibi ezilme yerine, onların yönlendirmesini yaparak istediklerimizi elde edebilecek miyiz?

                Yoksa her zamanki gibi burada da aldanıp, yarınlarda halkın karşısına çıkıp, 'biliyoruz çok acı çektiniz ama ileriyi göremedik bizi aldattılar' mı diyeceğiz. İflas etmiş bir dış politikayı terk ederek, yerine daha etkin ve çıkarlarımıza uygun hareket edebilecek miyiz? Ya da bugüne kadar olduğu gibi büyüklük kuruntusu içinde herkesi kendimize düşman edip, önüne gelenden tokat mı yiyeceğiz?

                Gidişata bakıldığı zaman çok sıkıntılı günlerin bizleri beklediği, yetkililerimizin verdiği beyanlarla açık ve seçik gözükmektedir. Dilerim bir aklı selim, bunlara yanlışlarından geri dönmelerini, ülkemiz ve milletimiz için daha yararlı politikalar üretmelerini hatırlatır.

Biz kimsenin dostu da düşmanı da değiliz, biz ülkemizin ve milletimizin dostu ülkemize karşı olanların düşmanıyız.

 

Yazarın Diğer Yazıları