İki bayram arası

Bu yazıyı dünden yazdığımız için bu bayram duasında da birçok kavim, ırk, boy, soy anılırken dünyada zulüm gören Türkler yine atlandı mı bilmiyoruz... Bizde uzunca zamandır adet çünkü, 'resmî dua'ya Türk'ü almak 'ırkçılık' kategorisine girdiği için, Türk dışında kim varsa duaya katmak bizi 'ırkçılık'tan beri tutuyor!..

Doğrusu şimdi son özür ve el sıkışma turlarından sonra 'mazlum konseptimiz' değişmiş de olabilir!.. 'Bizi aldatanlar listesi'ne her gün yenileri eklendikçe, mazlumlar ve müttefikler listesi de revize oluyor tabii!..

Cemaat aldattı!.. Abdullah Öcalan aldattı!.. IHH habersiz iş çevirdi, aldattı!.. Mültecilerle ilgili AB aldattı!.. Merkel özel olarak aldattı!.. Barzani aldattı!.. Kobani'de ABD aldattı!.. Suriye'de önce Esad aldattı, sonra da Salih Müslim ve kendilerine yardım edilen muhaliflerin bir kısmı aldattı!.. İstikrar devam ederse Mısır'da Mursi kandırmış, Rabia'nın tayini de İstanbul'daki pop-İslâmcı sosyetenin temizlik işlerine çıkmış olacak!..

Aslında ortada büyük bir başarı var... Hem bu kadar aldatılmış olacaksınız, üstelik bunu zaman zaman itiraf edeceksiniz ama buna rağmen iktidarınızı sürdüreceksiniz!.. Açıklarınız ve olmayan 'sır güvenliğiniz' ülke için artık 'millî güvenlik problemi' hâline gelecek ama sizin tahtınız tacınız yerinde duracak!..

Dünya bunları aldatırken, bunları aldatamayan tek kesim ülkedeki muhalefet... O muhalefetin de en büyük özelliği, 'fecr-i kâzib' gibi ancak kendi tabanını aldatıyor veya aldattığını zannediyor olması... Eh, 'aldatma zinciri' böyle bir otomasyona bağlı kaldıkça sistem sürgit hâle geliyor!..

***

Suriyelilere vatandaşlık verilecekmiş... Türkler tarih boyunca bu topraklara kaçmak veya sürülmek zorunda kalmış hiç kimseye kapılarını kapatmadılar... Sadece ekmeklerini değil, topraklarını, hatta yönetme yetkilerini de paylaştılar... Kardeş gördüler, ötelemediler, 'gettolar'a doldurmadılar...

Dünyada bunu yapmış olan veya hâlen yapan başka hangi millet ya da devlet var acaba? Suriyeliler problemi elbette çok karmaşık ve devletin onlar bir daha geri dönmeyecekmiş gibi hesap yapması, B ve C planlarının olması normal... Sıkıntı, vatandaşlığın verileceğinin ilân edilmesiyle yeni göçlere kapı aralanmış olması... Bu yöntemle Türkiye'ye göç çok daha cazip duruma getiriliyor ve yeni göç dalgalarına zemin hazırlanmış oluyor...

Türkiye hem sosyal hem de ekonomik anlamda daha fazla taşıyamayacağı yükün altına neden sokuluyor? Eğer bu adım, milyonlarca Suriyeliyi 'oy deposu' olarak kullanma amaçlıysa -ki öyle görünüyor- bunun ülkeye çok ağır sosyal maliyetler getireceği muhakkak... Sadece işin insanî boyutu hesaplanıyorsa bu durumda tamamlanması yıllara sarkıtılacak 'kademeli vatandaşlık' gündeme getirsinler bakalım, getirebiliyorlar mı?

***

Bir de mesele gerçekten insanîyse Telafer Türkmenleri insan değil mi? Yıllardır dile getiriliyor olmasına rağmen büyük sıkıntı içindeler... Türkmenler için vatandaşlığı konuşan yok... Niye sayıları daha az veya seçimlerde kendilerine oy vermeme ihtimali var diye mi?

Bırakın vatandaşlığı, birçoğu geçici kimlik kartına bile sahip değil hâlâ... Ankara'da yüzlerce Türkmen aylardır polise gidip geliyorlar... Aldıkları cevap pek değişmiyor: "Kota doldu..."

Türkmenler dram içinde dram yaşamaya devam ediyorlar... Kimliği olmadığı için görme engelli Türkmen kızın tedavisi yapılmıyor, ameliyat edilmiyor... İşlerinin görülmesi için onlardan sahip olmadıkları büyük paralar isteniyor...

'Türk' denince ortaya çıkan bu çifte standardın bir adı olmalı... Başkalarından esirgenmeyen 'bayram duası'nda bile adı geçmeyen Türk'e olan bu mesafenin ırkçılığın bir başka türevi olduğu artık anlaşılmalı... Yinelemiş olalım: Bu ülkede eğer ırkçılık varsa, bu Türk'ün ırkçılığı değil, Türk'e karşı ırkçılıktır...

Yazarın Diğer Yazıları