İlk 4 maddeyi kim kimin elinden kurtardı?

- Biz var ya biz, Anayasa'nın ilk 4 maddesini kurtardık!..

- Peki kimin elinden kurtardınız?

- Değiştirmek isteyenlerin… Hani yıllardır 'yıkım taşeronu' diye suçladıklarımız var ya onların elinden!..

- İyi de yenisini kimlerle beraber yapıyorsunuz?

- Eski 'yıkım taşeronları'yla!.. Hem de Türklük için, vatan için, bayrak için!..

- Nasıl oldu bu iş? Sizin 'yıkım taşeronu' dediklerinizin başına meteor mu düştü? İmana mı geldiler?

- Sesiniz iyi gelmiyor, sorunuzu duyamadık, mikrofona konuşur musunuz? 

- Siz olmasaydınız bunlar ilk 4 maddeyi bölücülerle birlikte değiştireceğine göre, yani bunların dönen gözü hâlâ dönük duruyorsa, kötü emellerini siz frenlediyseniz, ellerine büyük yetki verdiğinizde garantiniz nedir?

- Garanti biziz biz!.. Bozulursa servise değil, kapıp doğrudan bize getirin!.. Hoppala paşam, Malkara Keşan yani!..

- Eeeeee?

- Yahu adamları bir anda nasıl da değiştirdik,  Atsız'dan şiir okutuyoruz daha ne olsun!..

- 2010'da da Mustafa Pehlivanoğlu'ndan mektup okuyordu!.. Ne oldu sonra?

***

Özür diliyorum ama yeri gelmişken şu yazımın bir bölümünü tekrar yayınlamak şart oldu:

Hiç utanmanıza sıkılmanıza gerek yok… Size az kullanılmış ikinci el mazeretler getireceğiz… Başkalarının 'teslimiyet' gibi gördüğü şeylerin aslında birer 'kahramanlık' ve 'fedakârlık' örneği olduğunu savunabilecek, bununla gurur duyacaksınız!..

Eve gittiğinizde ev halkı karşısında yüzünüz kızarmayacak emin olun!.. Memleketin bir kere daha size ihtiyacı olduğunda nasıl da koşa koşa cepheye gittiğinizi ve mukadderata bir kere daha el koyduğunuzu anlatabileceksiniz!..

Dünkü düşmanlarınızın övgüleri arşa doğru yükselirken, bunun haklı  gururunu yaşayacak ve haklılığınızın anlaşılmış olmasından dolayı kendinizi çok güzel teselli edeceksiniz!.. Göğsünüze madalya gibi gazoz kapağı takan ve şefkatli elleriyle sırtınızı sıvazlayan yeni dostlar edineceksiniz!..

Yeter ki, gevşeyin, kendinizi kasmayın, rahat bırakın, daima güzel şeyler düşünün!.. Hiç acıtmayacak inanın!.. Dedik ya, size az kullanılmış ikinci el mazeretler getireceğiz, bozdurup bozdurup harcayasınız diye!.. Öyle Tayvan malı da zannedilmesin mazeretlerimiz, hepsi 'yerli', hepsi 'millî' olacak!..

***

İşin sırrı relaks olmakta!.. Şahsiyetinizi ve beyninizi arka ceplerine indirdiğiniz liderleriniz, şefleriniz, başkanlarınız, reisleriniz, abileriniz, komutanlarınız, imamlarınız, müdürleriniz sizin yerinize zaten en iyisini düşünürler ve yaparlar!.. Çelişki gibi gördüğünüz durumlarda yeniden insan içine çıkmanızı sağlayacak en asil mazeretleri de onlar üretip elinize verirler!.. Tasalanmaya mahal yok yani!..

Siz hayretler içinde başınıza geleni anlamaya çalışırken, onlar "Yaptım ama niye yaptım, sor hele" cümlesini çoktan tedavüle sokmuşlardır bile… Bulgar sınırındaki gaddar polisleri ve amansız köpekleri atlattıktan sonra Münih diye İstanbul'a indirildiğinizde bile kalbinizi bozmayacaksınız!.. Zaho'ya dahi  indirilseniz, 'dâvâ şuuru'yla oraya Münih muamelesi yapacaksınız!..

***

Şeytan içinize vesvese düşürürse, 'dâvâ' için, 'memleket' için ve dahi 'bayrak' için silkinin ve kendinize gelin!.. Eğer yine de kendinize gelemezseniz, ağrıyan yerlerinize 'havuz suyu' sürün!.. Yanan ciğerlerinize 'trol gazı' çekin!.. "Biz sizi böyle bilmezdik, meğer adammışsınız" diyenlerin 'mevsim salatası'ndan atıştırın!.. Şifa olsun!..

Elinize tutuşturulmuş kutsal mazeretlerinizi mızrağın ucuna takıp, sizi bu âlemde alnı açık, başı dik gezdiren masalcı büyüklerinizin kimliklerini arabanızın tamponuna yazın: "Başkanım sağ olsun!.."

Kalbimizi bozmuyoruz, içimizde varsa negatif enerjiyi uzaya postalıyoruz!..

Tabii biz de isterdik sizlere birinci el hiç kullanılmamış sıfır kilometre taze mazeretler verelim ama yok!.. Olsa vallahi dükkân sizin!..

Yazarın Diğer Yazıları