Kandan beslenenler

                Dünkü Gar Meydanı ve bugünkü adıyla Demokrasi Meydanı olan yerde yapılan bir yürüyüşte patlatılan bombalarla yüzün üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Siyasi görüşü ne olursa olsun, ölen insanlar bizim insanımızdır. Elbette acırız ve yanarız. Dinimiz ne emrediyor "Ölenlerin arkasından güzel şeyler söyleyip, onları hayırla yad edin" demiyor mu? Bizde ölenleri hayırla yad ederken, yaralılara da şifalar diliyoruz.

                Tüm bu olanlardan ders çıkarıp, yapılmak istenenleri iyi okumamız gerekmektedir. Öncelikle yapılan bu terör olaylarının nedeninin dış güçlerin Türkiye'ye diz çöktürmesi için içerideki uşaklarını kullandığını çok net bilip, görmemiz gerekir. Eğer bu olanları farklı yorumlar ve görmezcilikten gelirsek, yarınlarda başımız daha çok ağrıyacaktır.

                Diğer bir yönü de dış güçlerin uşaklığını yapanlara karşı alınacak tedbirlerle olacakların önüne geçilmesidir. Bu uşaklar dün vardı, bugün de var ve yarın da olacaklardır. Ancak bugün bunlara verilecek taviz ve bunlarla yapılacak pazarlıklar bizim yok olmamızı da beraberinde getirecektir.

                 Olayların gelişimi aklıselimle değerlendirildiğinde, yapılan "barış" yürüyüşünde hiç de barışa yakışmayan sloganların atılması ve pankartların taşınması, aksine "Burası kanlı meydan" sözleriyle ve PKK paçavralarıyla yürünmesi, yürüyenlerin ise illegal kuruluş üyelerinin olması bu eylemin bir barış yürüyüşünden ziyade verilen talimatlar doğrultusunda bir şeyleri kurtarma eylem olduğudur.

                Bu eylemi haklı çıkarma ve teröre karşı verilen mücadeleyi durmanın yanında arka plandaki güçlerin istediklerini elde etmeleri için ise bu eylemin taçlandırılması gerekiyordu. Nitekim bunun için de görevlendirilmiş ve kandırılmış uşakları vasıtasıyla insanlar katlettirilmiştir. Kandil'in olaydan bir hafta önceden haberdar olduğu da bunun bir göstergesidir. Ayrıca her eylemde başta olan parlamenterlerin o gün bu eylemde olmamaları da manidardır.

                Olayların vuku bulduğu anda gelen sağlık memurlarına yapılan saldırılar, devletin katil ilan edilmesi ve ülkenin dört bir yanında eylemlerin başlatılması ise gözden kaçırılmamalıdır. Elbette devleti idare edenlerin suçu vardır. Gereken istihbaratı sağlayamamış ve tedbirleri yeteri kadar alamamıştır. Eleştirilmeli, suçlanmalıdır Ancak, devlet katil diyerek tüm Türk milletini zan altında bırakılarak ilerisi için düşünülenlerin alt yapısının oluşturulması ve halkın devlete karşı isyana teşvik ederek bir iç savaş çıkarmaya yönlendirilmesi de gözden kaçırılmamalıdır.

                Olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın cenazeleri kullanılarak olaylar çıkarılması, sağa sola yapılan saldırılar, vatandaşların darp edilmesi, kamu mallarının tahrip edilmesi, kışkırtıcı beyanların verilmesi nasıl bir barış istendiğinin de şahitleridir. Barış isteyenlerin yüz elliye yakın şehit cenazesinde görülmemeleri, mezarlıkları, camileri ve okulları üs olarak kullanmaları da ne istediklerini ortaya koymaktadır.

                Hani hep ülkücüleri kandan beslenmekle itham ederlerdi ya, bugüne kadar olanların kimlerin sülük gibi kandan beslendiğini göstermektedir. PKK'nın uzantısı bir parti başkanına taziyede bulunulması, PKK paçavralarına sarılanların şehit kabul edilmesi, bir yerin uşakları olan vatan hainlerini teşvik etmektir.

                Yaşananlar sonrası tedbir almayanların cezalandırılması yerine halkın bilgi almasının önlenmesi. Terör yapan örgütü ve bu gücün arkasındakilerin çıkarılamaması. Kamuoyundan gerçeklerin kaçırılarak halkın dostunu düşmanını tanımasının önüne geçilmesi. Gelecek için her türlü terörün olması ve canların kaybedilmesine neden olmaya devam etmesidir.

                 Buzdolabında dedikleri çözülmeyi donmaktan çıkarmanın pazarlıklarının başlatılacağının ip uçlarının verilmesi, bölücülerin uzantısı olan partinin parlatılarak halk nezdinde kaybettikleri itibarlarının kazandırılmaya çalışması konusunda, medyanın, tüm komünistlerle birlikte İslamcı geçinenlerin çabalarının görülmesi kandan beslenenleri bir kez daha göstermiştir.

                Tüm bu yapılanların Sevr'deki rövanşın alınması, seçim sonrası yine analar ağlamasın palavralarıyla ülkenin bölünmesinin alt yapısının oluşturulması değil midir? Türk milleti bu kan emici sülükleri görerek, sağlıklı bir gelecek için kararını vererek bunlardan kurtulacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları