Kitapla ilgili bir açık oturum

Her sene olduğu gibi bu yıl da “Kütüphaneler Haftası” dolayısıyla bir açık oturum tertip ettik. Konuklarımız yine “öteler”den. Önce onları takdim etmek istiyorum:
1- Kanunî Sultan Süleyman. Nâm-ı diğer Muhibbî. (16. yüzyıl)
2- Sun’ullah Gaybî (17. yüzyıl)
3- Niyâzî-i Mısrî (17. yüzyıl)
4- Tıflî (17. yüzyıl)
5- Cemâlî (18. yüzyıl) 
Ve moderatörünüz bendeniz A. Sevgi. 
İlk söz Muhibbî’nin... Padişahım, “kitap”la ilgili ne söylemek istersiniz?
“Penddir yârâna bu Muhibbî sözleri//Çünki olmuştur anın her bir kelâmı bir KİTÂB” 
(Muhibbî’nin sözleri her zaman dostlara öğüttür. Çünkü onun her bir sözü kitap olmuştur.)
Padişahım, sözünüz biraz iddialı olmadı mı? İspat için bir örnek vermek ister misiniz?
“Halk içinde mûteber bir nesne yok devlet gibi//Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi” 
(Halkın gözünde en muteber şey, makam-mevki ve zenginliktir. Oysa dünyada bir nefeslik sıhhatten daha değerli bir şey yoktur.)
Padişahım, galiba haklısınız. Bu sözünüzden bir değil, iki kitap çıkar.
Söz sırası Sun’ullah Gaybî’de... Buyurunuz şeyhim.
“Hâcemiz aşk-ı ezeldir bize andandır hitâb//Dersimiz ilhâm-ı Hak’tır gönlümüz ümmü’l-KİTÂB” 
(Hocamız ezelî aşk, dersimiz ilhâm-ı Hak, gönlümüz ümmü’l-kitâp yani İlâhî ilimler kitabıdır.)
Şeyhim, sözünüzü biraz açar mısınız? Bizi sadece havas değil, avam da dinliyor.
“Bu vücûdumuz KİTÂB-ı ilm-i kâfîdir bize//Men arafe kad-arefdir çün kelâm-ı müstetâb” 
(Nefsini bilen Rabbini bilir sözünden de anlaşılacağı üzere vücudumuz bizim için yeterli bir ilim kitabıdır. Yani en büyük kitap insanın kendisidir. Onu okumaya çalışmak lazım.)
Niyâzî-i Mısrî’nin ekleyecekleri var her halde, buyurun efendim.
“Mekteb-i irfâna gir oku bu ilmin aslını//Gör ki nice derc oluptur bu ilimde dört KİTÂB” 
(İlmin aslını-esasını öğrenmek istiyorsan irfan mektebine git. Orada dört KİTAB’ın anlamı derlenip toparlanmıştır.)
Tıflî Efendi söz istiyor, buyurun efendim.
“Ne kayd-ı ders-i pey-â-pey ne minnet-i hâce//Mahabbet ehline besdir lisân-ı hâl-i KİTÂB” 
(Ne ders kaydı ne hoca minneti... Muhabbet ehline kitabın hal diliyle -hal ve duruşuyla- ifade ettikleri kâfidir.)
Üstadım, bence çok güzel özetlediniz. Gerçekten de mektep, medrese, Üniversite... Bunlar işin formalite tarafı, kendimizi yetiştirmek istiyorsak işte kitaplar...  Her konuda emrimize âmâde.
Tıflî Hocam, uygun görürseniz açık oturumu sizin bir sözünüzle kapatalım istiyorum.
“Safâ-yı hâtır ise Tıfliyâ garaz mest ol//Nedir bu tûl-ı emel yâni kîl ü kâl-i KİTÂB” 
(Gaye gönül huzuruysa Allah aşkıyla mest ol. Nedir bu kitap dedikoduları...)
Efendim, açık oturumumuz burada sona erdi. Sürç-i lisan ettikse affola...

Yazarın Diğer Yazıları