Milenyumla birlikte sokak, eski sokak değil!..

Milenyumla birlikte sokak, eski sokak değil!..

Gazetelerde Göktürk’te çekildiği söylenen; ellerinde silah olan biri erkek, diğeri -yüzü dahi görünmeyen- bir kadının yer aldığı bir fotoğraflı haberi gördüm ve o haber benim bütün kimyamı değiştirdi.

*

O fotoğrafın içinde; “Ellerinde uzun namlulu silahla yürüyen bir çift görüntülendi.” yazıyordu.

Güzel şeyler yazacakken, o haberi görmemle birlikte aklımda ne varsa hepsi de uçup gitti.

Anladım ki artık sokağımız güvenli değil.

Sokakta güvenli bir şekilde yürünemiyor.

*

Kazara birine omuz çarptınız…

Ya da farkında olmadan dokundunuz.

Hele trafikte birini geçtiniz…

Yok, olmadı, yaya geçidinde karşıdan karşıya geçerken, gelen otomobilden önce siz geçtiniz, işte o zaman duymak istemediğiniz her şeyi duyabilirsiniz.

O zaman da ayıkla pirincin taşını!..

*

Neden öyle diyorum biliyor musunuz?

Milenyumdan bu yana cahilleştirildik…

Gelin görün ki her dönem kendi zenginini, cahilini ve akıllısını yaratırken, bu dönem nasıl olduysa oldu, her dönemden çok daha fazla zengin ve cahil türedi.

*

Bu milenyumun başlangıcıyla birlikte nasıl oldu da ülkenin bir baştan diğer başa kadar kimyası bozuldu, ayrıca o bile çok düşündürücü.

Bu nasıl başarıldı anlamış değilim!..

Bir şeyi başarma yerine hep para kazanmanın derdine düşüldü galiba.

Bizim sokakta ne varsa tek geçerli akçe, akçe oldu.

Akçe kazanılmayan iş, iş olmadı…

Akçe kazanamayan kişi de kişi olamadı.

*

Oysa kişinin saygınlığı…

Yaptığı işin kalitesi…

Zarafeti…

İnceliği ve hassasiyeti olsa bile, akçesi yoksa maalesef itibarı da yoktu!..

*

Niye öyle olduk.

Bu milenyum, bizim olan ne çok şeyimizi kaybettirdi, siz de farkında mısınız?

*

Neremizden tutarsak tutalım her şey elimizde kalıyor.

Aile bağlarından; dostluk, kardeşliğe…

Komşuluktan; baba dostu olmaya…

Şimdilerde böyle bir yakınlaşma var mı?

Bence yok!..

Milenyumla birlikte ne kadar güzelliğimiz varsa hepsi sanki buhar oldu uçtu.

Nasıl oldu… ama uçtu da…

*

Bildiğim tek şey biz böyle değildik.

Adap vardı…

Edep vardı…

Büyüğe saygı, küçüğe sevgi vardı.

Her şeyden önce ilişkilerde bir hassasiyet vardı.

Din adamı saygı görürdü…

Bilim adamı saygı görürdü ya, maalesef bugün ikisi de saygı görmez oldu artık.

Bunda da milenyumun payı var.

*

İnanın böyle bir karamsar tablo çizmek istemezdim, sanırım böyle görünüyoruz.

Sokak böyle…

İlişkiler böyle…

Her şey çıkara dayalı oldu.

*

Anlayacağınız sokak eski sokak değil.

Yazarın Diğer Yazıları