Efendim aslında buna gaf nitelemesi yapmam sadece ve sadece okuyucuya saygımdan yoksa Murat Bardakçı’nın bu laflarını çok ama çok daha ağır bir ifade ile nitelemek gerekir.

Konuya bodoslamadan girdim ama niye bu konuya girdiğimi izah edeyim; efendim gazeteci Murat Bardakçı, Fatih Altaylı'nın YouTube'da yaptığı Teke Tek Bilim programına konuk olmuştu.

Teke Tek Bilim programında 'Filistin, topraklarını sattı mı?' başlığıyla yayınlanan bölümde konuşan Bardakçı’nın sözleri sosyal medyada da epeyce gündem oldu.

Bardakçı "Hamas'a terör örgütü demek, İstiklal Harbi'ne, Kuvâ-yi Milliye'ye terör örgütü demekle eş değerdir" ifadesini kullanmıştı.

Murat Bardakçı bu ifadeyi kullandıktan sonra Fatih Altaylı “Hiç alakası yok, Kuvâ-yi Milliye sivil öldürdü mü?” sorusunu sormuş ve bu soru üzerine Bardakçı ise "Bizde öyle bir yerleşim yoktu ki. Olsaydı öldürürdük biz de tabii ki. Ne yapacaksın?" şeklinde cevap vermişti.

Konu sosyal medyada da epeyce gündem oldu tartışıldı ve bir sürü kafa karışıklığı da yarattı.

Malum zırva tevil götürmez, Murat Bardakçı burada tam manası ile zırvalamış amma velakin bu zırvalamasını bizler düzeltmezsek konuyu bilmeyenlerin ve özellikle de genç neslin kafasının karışması engellenmez, ben de bu yüzden bu zırva kelam üzerine birkaç söz söylemek istedim.

Önce terörün tanımı ile başlayalım: Terör siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere ve hedef olarak belirlenen gruplara yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terimdir. Terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü ve terör uygulayan şahıslara ise terörist denilmektedir.

Bir silahlı gücün terör örgütü olup olmadığı hedefi ya da amacı ile değil eylemleri ile değerlendirilir. Terör bir yöntemdir ve terör yöntemini kullanan her kişi, örgüt ya da kurum ise teröristtir.

Öncelikle şunu söylemeliyim, bütün terör örgütleri örneğin ASALA, EOKA, Bask, IRA, PKK, IŞİD, El Kaide, Hizbullah ya da Hamas bir toprağın kendilerine ait olduğunu iddia ederek bir toprak davası gütmektedirler ve bu toprakta kendi istedikleri siyasi sistemi kurma amacıyla terör yöntemini kullanmaktadırlar. Toprağını savunma gerekçesini terörü meşrulaştırmak olarak kabul edersen bu işin sonu alınamaz ve terör eylemleri asla engellenemez:

Bu çerçevede Murat Bardakçı’nın "Hamas'a terör örgütü demek, İstiklal Harbi'ne, Kuvâ-yi Milliye'ye terör örgütü demekle eş değerdir" sözü ise resmen zırvalamanın nirvanasıdır!

Bir kere ne İstiklal Harbi ne Kuvâ-yi Milliye güçleri hiçbir şekilde terör yöntemi kullanmamıştır!

Tarih konusunda uzman olarak bilinen ve bu konuda yazılar yazan Murat Bardakçı, Türk Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal’in ordudan önce Meclisi kurduğunu, silahlı mücadelenin meclis çatısı altında, yasal ve anayasal denetim çerçevesinde yapıldığını bilmiyor olamaz. Üstelik kurtuluş savaşında Cenevre Konvansiyonu da dâhil tüm savaş hukukuna da harfiyen uyulmuştur.

Bugüne kadar da yerli ya da yabancı hatta savaştığımız düşman olan Yunanlılar bile Kuvâ-yi Milliye terör yöntemlerini kullanan terörist bir örgüt ithamında bulunmamışken Murat Bardakçı’nın Kuvâ-yi Milliye ile bir terör örgütü olan Hamas’ı bir tutması akla, izana ziyan bir kıyastır

Daha bunu dahi bilmeden ortada tarih yazarıyım diye dolanıyorsa da zaten denecek bir şey de olamaz.

Buradan şu uyarıyı da yapayım bugün Hamas terör örgütünü ve yaptıkları terör eylemlerini görmezden gelerek topraklarını savunuyorlar diye meşrulaştırmaya kalkanlar, yarın Türkiye’nin PKK, ASALA ya da EOKA gibi toprak davası güden terör örgütleri ile haklı ve yasal mücadelesine de çok büyük zarar verirler.

Bakın bugün adı neredeyse unutulmuş olan EOKA terör örgütünü özellikle zikrettim. Bu terör örgütünün Kıbrıs’ta nelere mal olduğu hatırlardadır. Bu örgüt yarın hortlar Konstantinapolis bizim toprağımızdır diyerek terör uygulamaya başlarsa, Murat Efendi bu örgütü de toprakları uğruna savaşan Bizans kahramanları diye meşru kabul edecek midir?