Örnek aile böyle olur!

Elalemin ‘intihar’ sebebi, az zorlasak bizde ‘iftihar’ sebebi!.. Halat koparsa kopsun, bunun karşılığı şah damarını değil, ar damarını koparmaktır, intihar yanlıştır!.. Japon mühendisin Kishi Ryoich işi fazla abartmış!.. 
Anlaşılan o ki, biz dünyaya rejim ihraç etmek mecburiyetindeyiz!..  Edelim ki, insanlığın beynini kemiren sosyal hastalıklar ortadan kalksın!.. Nasıl ki ‘yeni Türkiye’ var, ayak izimize basa basa yürüyen bir de ‘yeni dünya’ kurulsun!.. 
Buyrun mukayeseye... 2013 sonunda Tokyo Valisi Naoki Inose istifa ediyor... Gerçekçe ise şu: Bizde adı geçen paraların milyonda biri kadar bir parayla ilgili yargılanıyor ve beraat ediyor... Bu durumda etrafa  “Paraleller, Kuzey Koreliler, Çinliler, Marslılar, Atlantisliler, baronlar, lobiler”  diye saldırmak yerine yine istifasını basıyor... Sebebi sorulduğunda  “Halk arasındaki şüpheyi yeterince gideremedim”  şeklinde cevap veriyor...
***
“Benim valim, benim kaymakamım, beni savcım”  denilerek devletin önemli memurlarına ‘kültür mantarı’ muamelesi yapılmayan bir ülkede, bir vali mahkemenin değil, halkın kanaatini ölçü alıyor ve görevden çekiliyor... Gerçekten halkın ne düşündüğünü ölçecek bir kamuoyu araştırması yaptırmış mı? Elbette hayır ama ihtimal bile adamı istifaya sürüklemiş...
Japonya’da ’halkın ihtimal dahilindeki kanaati’ derhal sonuç doğurur da, bizde Başbakan Yardımcısı ve Hükûmet sözcüsünün aynı partili Belediye Başkanı’na doğrudan ithamı aynı sonucu doğurmaz!.. Bu durum Japonya’da değil de, Zaire’de gerçekleşseydi o Belediye Başkanı hâlâ belediye başkanlığı yapıyor olabilir miydi?
Düşünebiliyor musunuz, Başbakan Yardımcısı Başkent’in Belediye Başkanı’na Ankara’yı “Parsel parsel sattın”  diyor ve halk bu habere hiç şaşırmıyor, ‘mâlûmun ilâmı’ muamelesi yapıyor!.. Halk nazarında neredeyse bu suçlamanın haber değeri yok, o kadar kanıksanmış yani!.. Belki de Arınç tersini söylese halk o zaman şaşıracaktı!.. 
Buradaki haber değeri, fiilin kendisinden değil, aynı partili bir Başbakan Yardımcısı’nın bunu kamuya açık biçimde söylüyor olmasından kaynaklanıyor... Japon Vali ‘halkı yeterince ikna edememek’ten sıkıntılı, bizimki ise halkı boş verelim, dâvâ arkadaşının ağzında, problem yok!..
***
Galiba adı geçenlerden ‘normal refleksler’ beklediğimiz için bizler hata yapıyoruz... Meselâ memleket ortalamasının raconuna göre davranmak gerekseydi eğer...  Biri diğerine, ‘hain’ veya ‘ajan’ anlamında sözler söyleseydi, diğeri de ona havlamalı, parsel parsel satışlı, eksik haysiyetli, yüz dosyalı, 8 Haziran’lı cevap verseydi orada ‘diplomatik dil’ biterdi... Devamında kurulacak tek cümle ‘Yarım saat sonra Kızılay Meydanı’na gelmeyen.....” şeklinde olurdu...
Öyle olmadı tabii... Bir Bakan’ın tabiriyle ‘aile içi mesele’ dendi... Aile gerçekten ‘mezhep genişliği’ açısından örnek bir aileydi... ‘Parsel parsel’i sindirebiliyor, havlamayı bir sevgi ifadesine çevirebiliyordu!.. Sonuçta aile içi meseleyse bizim de fazlaca karışmaya hakkımız olamazdı!.. Hani tapelerin birinde geçiyordu ya, bir futbol kulübümüzün kongresinde bir taraf diğer tarafa ‘şerefsiz’ diyordu... Sonuçta bu da aile içi bir meseleydi ve problem çıkmamıştı!..
***
Bu tip durumlarda olan Japon’a oluyor... Onun için dünyanın sağlığı için ‘saadet zinciri’ rejiminden ihraç etmemiz gerekiyor!.. Bakın bizde hızlı tren faciasının genel müdürü, başarılarının ardından şimdi de milletvekili adayı!.. 
Soma Japonya’da yaşansaydı, toplu intihar bile gerçekleşebilirdi!.. Bizde ise işletmeci yeni ihaleler topluyor!.. Geriye mağdurların ‘resmen’ tekmelendiği hatıra fotoğrafları kalıyor!.. Soma günlerinde iki gün arka arkaya aynı gömleği giydiği söylenerek hakkında bir fedakârlık destanı yazılan Bakan ise ‘parsel parsel’i ‘aile içi mesele’ şeklinde takdim eden kişi olabiliyor!.. 
Inose de ‘halkın arasındaki şüpheyi giderememek’ten istifa etsin!.. Ryoich intihar etsin!..

Yazarın Diğer Yazıları