Rüşvetçileri hesaba çeken var mı?

Dünyada bizim gibi her gün yeni bir şaibeyle uyanan ülke var mı?

Yok!..

Avrupa sakin..

İnsanlar işinde gücünde.

Devlet düzeni kurulmuş, yasalar konulmuş, siyaset olağan akışında.

Afrika bile öyle.

Asya'da bir yarış var.

Kim, Kuzey Kore'nin makûs talihini değiştirmiş gibi görülüyor. Amerika'yı vuracak füzeler yapmayı başardı. Yetmedi tehdit bile etti.

Şimdi kutlama törenleri düzenliyor. Gururlu.. Keyfi yerinde.

Çin bir dünya devi haline geldi.

Peki Türkiye?

Yolsuzluklarla çalkalandıkça çalkalanıyor. Öyle ki en kılcal damarlarına kadar titriyor.

Terörle başı belada.

Ekonomik güçlük içinde kıvranıyor..

İşsizlik almış başını gidiyor.

Eğitimli nüfus iş bulamadan yaşlanmakta.

Son on yıl içinde ülkeyi uçurumun kenarına getiren yanlış politikaların bedelini ödemeye çalışıyor.

İş başındaki hükümet, öyle ağır hatalar yapıyor ki, ülke bunların ağırlığı altında ezilir hale gelmiş durumda. Zarrab Davası bunlardan biri.

Yolsuzluklar zincirinin nerede başlayıp nerede bittiğini tam olarak bilmiyoruz.

Derin bir kokuşmuşluk var. Ve iktidarda bulunanlar gayet pişkin. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaları bir tarafa sanki kendilerinin olup bitenle alakası yokmuş gibi davranıyor.

Halbuki Amerika, bu açıkları değerlendiriyor ve Türkiye'yi tehdit edecek güce doğru hızla ilerliyor.

Zarrab konuştukça, FETÖ elde ettiği devletin sırlarını paylaştıkça, düşman koskoca bir ülkeyi avucunun içine almış hissine kapılıyor. Bu durumu gören bizler, bir taraftan millî onurumuzu inciten olaylar karşısında feveran ediyoruz. Öte yandan hırsızların, yolsuzların elinden nasıl kurtulacağımızın hesaplarını yapmaya çalışıyoruz.

Bir tarafta Amerika, öte yanda rüşvetçiler..

Bu durumda bize düşen millî davamız olan ülkemizi savunmak, hırsızlara ve onlara kucak açıp dokunulmaz yapanlara, koruyup kollayanlara, baş tacı edenlere karşı da tavır almaktır.

Türkiye, bir taraftan mevcut iç ve dış bunalımlarla boğuşurken, öte yandan dizi filmlerdeki gibi heyecan ve gerilim hiç bitmiyor. Sürekli aksiyon ilkesi varmış gibi biri biterken öbürü başlıyor.

İşte bakın..

Zarrab'ın mal varlığına el koymuşlar.

Günaydın!

Neden el koymuşlar biliyor musunuz?

Türkiye'nin aleyhine gizli bilgileri yabancı bir ülkeye verdiği için..

Şaka gibi.

Gizli bilgiler bu adamda ne arıyordu? "Madem gizliydi bilgiler, onu neden başkasının kucağına attınız" dediğinizde utanacakları yerde sana laf yetiştiriyorlar: "Sen Amerika'dan yana mısın?"

Bunlar iflah olmaz..

Millet bunlara ağır bir tokat atmadıkça da akıllanmazlar.

Bakın mesela; halen daha, yedikleri rüşvet 50-60 milyon doları geçen, bırakın Türkiye'yi bütün dünyanın ağzı açık takip ettiği bu olayla ilgili olarak rüşvetçileri çağırıp tek kelime bir şey soran var mı?

Çaldıklarına el koyan var mı bakın..

Tutup yakalarından "Bu ne rezillik.. Türkiye'yi Amerika'nın kucağına attığınız yetmezmiş gibi bir milleti bir başka bir ülkenin tehdit edeceği hale getirdiniz. Siz bunun hesabını vereceksiniz" deyip, acilen mahkemeleri faaliyete geçiren var mı?

Nerede bu Çağlayanlar?

Şu "Bakara makara" diye dinimizle de alay eden, rüşvetle suçlanan Egemenler, Muammer Gülerler? Neden hesap vermeye çağırılmıyor?

Neden?..

Huzur dolu dünya ülkelerini, onuru hükümetleri tarafından korunan, ulusal değerlerini başkalarına çiğnetmeyen ülkelerin hükümetlerini kıskanıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları