Benim ülkemde uygulanan demokrasi ise acaba krallık, komünizm ve faşizm rejimleri hangileridir, diye sormak gerekir. Bizlere demokrasiyi öğretirken dünyanın en iyi rejimidir demişlerdi. Nedenini de açıklarken, her bir yurttaşın eşit haklara sahip olduğunu ve her türlü özgürlüğün olduğunu söylemişlerdi. Bizde ki uygulama bu olmadığına göre ya bize yanlış öğretildi, ya da demokrasi adı altında başkaca bir rejimle idare ediliyoruz.

Eğer demokrasi rejimi ile yönetiliyorsak;

İnsanlarımız neden kula kulluk ettiriliyor?

Çıkarılan yasalar halkın lehine olma yerine niçin elitlerin mutlu olması için çıkarılıyor?

Yöneticilerimiz nasıl oluyor da istediğini hapse attırıp, istediğini çıkarabiliyor?

Hatta hapistekilerine bile neden farklı işlemler uygulanıyor?

Devletin, güçlüler tarafından soyulup soğana çevrilmesine müsamaha edilirken, karnını doyurmak için simit çalanlar niye yıllarca hapis yatar?

Devletin gizli arşivlerine girilip bilgiler çalınarak pazarlanırken ses çıkarılmıyor da, sarayın önünden geçerken aracı arızalananlar kafası gözü kırılarak dövülüyor?

Hukuk herkes için geçerliyse birileri elektrik, su, vergi ve doğalgaz parası ödemezken bizlere onların borçları neden ödettiriliyor?

Ülkenin belli bölgesinde kaçakçılığa, kamu malının talanına, masum insanları öldürenlere göz yumulurken, güvenlik güçlerini şehit edenler dağa çıkıp döndüklerinde törenlerle karşılatılır?

Başkaları bir kaldırım taşının yerini değiştirdiğinde niçin yıllarca cezaevinde yatırılır?

İstifçisi, stokçusu üreticinin ürettiğini on kuruşa kapatıp depolayarak tüketiciye on liraya yedirmesine niye ses çıkarılmaz?

Bazıları kamunun malını parsel parsel satarken, yurttaşın tarlasının sınırı bir metre hazine arazine geçti diye yıllarca mahkemelerde süründürülerek, on binlerce lirası ne adına harcattırılır?

İhale kanunu sık sık değiştirilerek millete küfreden yandaşlara ihaleler verilirken, yandaş olmayanların iflas ettirilişine ne demeli?

Girdilerin düşmesine rağmen dünyanın en pahalı girdilerini neden bizler kullanırız?

Yargı idarenin isteğini yapınca övülüp, tersine karar verdiğinde yerilerek niçin kararla uyulmaz?

Doktoru verdiği rapor ve koyduğu tanıdan, hakim kararından, siyasiler söylem ve icraatlarından, fırıncı çıkardığı ekmekten, imalatçı ürettiği maldan ve daha niceleri yaptıklarından sorumlu tutulmazken gariban attığı adımın hesabını, memur aldığı maaşın vergisini ödemek zorunda bırakılır?

Hani eski dönemlerde şebeke suyu çoğu yerde olmadığı için tuvalete giderken taharet için ibrikle su taşınırdı. Vatandaşın biri, bir gün kasabanın birinde umumi tuvalete gider. Tabi ki oradaki ibriklerden birini alırken, tuvalete bakan kişi seslenir “Hey hemşerim bırak o ibriği aha bunu al”der. Vatandaş merak içinde tuvalet girip çıktıktan sonra sorar  “Hemşerim neden aldığım ibriği bıraktırıp diğerini almamı istedin”  deyince, tuvalete bakan kişi “Bizim de o kadar forsumuz olsun” diye cevaplar.

Demokrasi ve hukuk devleti olma yerine benim ülkemde de yetkiyi ele geçiren forsunu kullanıyor. Halkın seçmesi gereken vekilleri kendileri seçip, seçtiklerini de istediği zaman ihraç edenlerle mi demokrasi getirilecek? Bu nedenle de ne yargı kararları tanınıyor ne de milletin hukuku düşünülüyor. Tek düşünülen en büyük benim ben ne dersem odur diyorlar.

Halk mı mağdurları oynuyor. Böyle bir durumda yetkilerin yaptıklarından sorumlu olmadığı bir rejime demokrasi denemez. Yaptıklarının vicdani duygusunu taşımayanlar, maddi yönlerini devlet bütçesine ödettirenlere de demokrat denmez.

İşte en son örneklerinden biri Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılanların yargıdan dönmesi olayıdır. Yargı kararına uyulması halinde tüm yapılanlar sil baştan yeniden ele alınması gerekmektedir. Mağdur olan milyonları haklarının iadesi liyakatsiz ve ehliyetsiz yandaşların alınması ve maddi tazminatların ödenmesi gerekmektedir.

Ancak demokrasiden yoksun ve hukuk devleti olmadığımız için bunların hiç biri yapılmayıp, güç sahipleri güçlerini korumaya giderek yargı kararlarını tanımayacaktır. Bu da göstermektedir ki bize öğretilen demokrasi uygulanmamaktadır. O zaman uygulanan rejimin adını da siz koyun.