Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Ya Hamas kazanırsa?

Sevgili okurlarım bu makalem aslında bir önceki “Murat Bardakçı’nın gafı” adlı makalemin bir devamı niteliğinde olacaktır.

Malum Murat Bardakçı, Fatih Altaylı'nın YouTube'da yaptığı Teke Tek Bilim programına konuk olmuştu.

Teke Tek Bilim programında 'Filistin, topraklarını sattı mı?' başlığıyla yayınlanan bölümde konuşan Bardakçı "Hamas'a terör örgütü demek, İstiklal Harbi'ne, Kuvâ-yi Millîye'ye terör örgütü demekle eş değerdir" ifadesini kullanmıştı.

Murat Bardakçı bu ifadeyi kullandıktan sonra Fatih Altaylı “Hiç alakası yok, Kuvâ-yi Millîye sivil öldürdü mü?” sorusunu sormuş ve bu soru üzerine Bardakçı ise "Bizde öyle bir yerleşim yoktu ki. Olsaydı öldürürdük biz de tabii ki. Ne yapacaksın?" şeklinde cevap vermişti.

İlk makalemde ben Kuvâ-yi Millîye'nin işgale karşı savaşırken terör yöntemlerini kullanmadığını ve bu yüzden de bir terör örgütü olan Hamas ile eşdeğer tutmanın saçmalık olduğunu anlatmıştım.

Bu makalede ise Kuvâ-yi Millîye ile Hamas’ı uyguladıkları yöntemler üzerinden değil, savundukları siyaset, ilke ve değerler üzerinden karşılaştırarak bu iki yapıyı kıyaslayacak ve aralarında amaç bakımından da en ufak bir benzerlik olmadığını göstereceğim.

Kuvâ-yi Millîye hareketi adı üzerinde millî egemenliği tesis etmek Anadolu’da yaşayan halkların egemenlik hak ve özgürlüklerini kazanmasını sağlamak için yola çıkmıştır. Kuvâ-yi Millîye yola çıktığı ilk andan itibaren de bu hedefini “Hâkimiyet bilâ kaydü şart Milletindir” ifadesi ile net olarak açıklamış ve sonuna kadar da bu yoldan ayrılmamıştır.

Kısacası Kuvâ-yi Millîye sadece bir toprak parçası elde etmek, bir toprak parçasına egemen olmak için savaşan bir silahlı güç değildir!

Kuvâ-yi Millîye esas olarak Türk Milletini Osmanlı hanedanının boyunduruğundan ve işgalci güçlerin hâkimiyetinden kurtararak egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşturmak için mücadele eden bir güçtür.

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın yenilmesi ve imzaladığı Sevr Anlaşması ile aslında tarihe gömülmesinden sonra 1919 tarihinde silahlı mücadeleye başlayıp 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilanı ile bu mücadeleyi taçlandırarak kazanan Kuvâ-yi Millîye hedefine ulaşmış, amacını gerçekleştirmiş devrimci bir harekettir.

Hamas’a gelince:

Hamas ise sadece terör yöntemi kullanan bir silahlı örgüt değildir, bu örgüt aynı zamanda arkaik feodal bir yapıyı ve dini bir dünya görüşünü savunur, insani egemenliği tesis etmek, demokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini savunmak gibi bir hedefi yoktur.

Olmaz ama eğer olur da Hamas kazanırsa Filistin halkı hiçbir şekilde egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşamayacak, terör yöntemi uygulayan teokratik bir diktatörlüğün boyunduruğu altında yaşamaya mahkûm olacaktır.

Bu yüzden de aslında Filistin halkını özgür kılmak, çağdaş, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, demokratik bir düzende yaşamalarını sağlamak için onları öncelikle Hamas terör örgütünden kurtarmak gerekmektedir.

Açık ve net olarak görüleceği gibi Kuvâ-yi Millîye hareketi ile Hamas arasında sadece yöntem bakımından değil hedef ve amaç bakımından da en ufak bir benzerlik dahi bulunmamaktadır!

Hamas kazanırsa; Filistin halkı tüm egemenlik hak ve özgürlüklerini kaybedecek, o coğrafyada egemenlik halka değil din adamları ve terör baronlarına ait olacaktır.

Son olarak da şu konuya gelelim: Murat Bardakçı bu ifadeyi kullandıktan sonra Fatih Altaylı “Hiç alakası yok, Kuvâ-yi Millîye sivil öldürdü mü?” sorusunu sormuş ve bu soru üzerine Bardakçı ise "Bizde öyle bir yerleşim yoktu ki. Olsaydı öldürürdük biz de tabii ki. Ne yapacaksın?" şeklinde cevap vermişti.

İşte bu cevap dahi Murat Bardakçı’nın tarihçiliğinin gazoz ağacından ibaret olduğunu gösterir. Gösterir çünkü o tarihte Anadolu’nun dört bir yanında işgalci güçlere ve Osmanlı Hanedanına destek verme olasılığı bulunan birçok sivil ve dahası Rum, Yahudi ve Ermeni azınlıklar yaşıyordu ve Kuvâ-yi Millîye Güçleri hiçbir şekilde bu sivillere yönelik örgütlü bir terör eylemine de girişmemiştir!

Ayrıca bugüne kadar hiç kimse Kuvâ-yi Millîye taraftarlarının Yunanistan’da, İngiltere’de, Fransa’da ya da İtalya’da sivil halka yönelik terör eylemleri yaptığından da bahsetmemiştir.

Yazarın Diğer Yazıları