Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Yaşam ucuz, altın pahalı

Altın çıkaralım derken sonuçta Fırat Nehri’ni son derecede ölümcül bir zehir olan siyanüre buladık!

Erzincan’ın İliç ilçesindeki faciayı herkes duymuştur ve eminim ki birçoğunuz felakete dair videoları da izlemişsinizdir.

O videolarda gördüğünüz tepeden kayıp gelen, su gibi akan çamur var ya çamur, işte o bildiğiniz türden bir çamur değil; işletmeci şirket tarafından siyanürlü su ile oluşturulmuş yapay bir çamur.

Pekâlâ, bir insan siyanürlü su ile niye çamur oluşturur?

Kim, neden dünyanın en ölümcül zehirlerinden biri olan siyanürü kullanarak devasa bir çamur yığını oluşturmak ister?

Eh kumdan kale yapıp oynamak için değil elbette, bu yöntem düşük yoğunluklu altın bulunan kayaların içinden altını alabilmek için kullanılan bir işletme biçimidir. Bu yöntemde bir tür açıkhava kimya tesisi inşa edilir…

Yöntem aslında epeyce basit bir fiziksel olaya ve bir seri kimyasal reaksiyona dayanıyor. Kısaca şöyle:

*İçinde altın bulunan kayaları arayıp buluyor, kazıp çıkarıyorsunuz.

*Sonra toprak altından çıkardığınız bu kayaları dev kırıcılarda öğütüp toza çeviriyorsunuz.

*Elde ettiğiniz içinde mikroskobik altın parçacıkları bulunan bu kaya tozunu kamyonlara yükleyip önceden jeomembranlar kullanılarak hazırlanmış ve sızdırmaz hâle getirilmiş bir alana tepeleme yığıyorsunuz.

*Sonra bu yığına siyanürlü su enjekte ediyorsunuz. Ortaya siyanürlü su ile elde edilmiş bir çamur yığını, daha da doğrusu bir çamur dağı çıkıyor.

*Altın bildiğiniz üzere suda çözünmez ama siyanür işin içine girince altın çözünüyor, kaya parçalarından ayrışıyor.

*Yukarıdan süzülüp gelen ve içinde altın bulunan bu siyanürlü çözeltiyi tabana döşenmiş kanallar vasıtası ile toplayıp borularla işletme tesisine gönderiyorsunuz.

*Siyanürlü çözelti burada aktif karbon filtreler kullanılan bir işlem ile altından ayrılıyor

*Altın toplanıp eritilerek külçe haline getiriliyor

*Elde kalan siyanürlü su çeşitli kimyasal geri kazanım işlemlerinden geçiriliyor ve geri kazanılabilen siyanür tekrar kullanılıyor, atıklarsa bir atık barajında depolanarak siyanürün güneş ışınları ile bozunması bekleniyor.

Türkiye’de de bu yöntem ile altın çıkaran bir çok maden ocağı var!

Bu maden ocaklarından bir tanesi olan Çöpler Altın Madeni tesisinde işte bu siyanürlü çamur yığını çöktü, taşan siyanürlü çamur sızdırmaz özelliği olan membranlar ile kaplanmış özel alanın dışına taştı.

Üstelik sadece kayıp gelen yaklaşık 10 milyon metreküp olduğu söylenen çamur kitlesi sorun yaratmıyor. O kitle çöküp, kopup gelirken sızdırmaz alanın altına döşenmiş membran tabakası ile kanal ve boruları da parçaladı ve korkarım ki tüm alanın sızdırmazlığı bozulmuş bulunuyor. Bu doğru ise tüm o çamur dağının emdiği siyanürlü su, şu anda oluk oluk yeraltı sularına karışıyor, akıp gelip Fırat Nehri’ne bulaşıyordur.

Bu yüzden Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ait Çöpler Altın Madeni tesisinde meydana gelen çökme korkarım ki sadece dar bir bölgeyi etkilemeyecek.

Çökmenin bulunduğu saha Fırat Nehri ile Karabudak Çayı’nın birleştiği noktada kurulmuş bulunan Bağıştaş HES’ine çok ama çok yakın, aradaki mesafe hepi topu 1,5 ile 2 kilometre arasındadır. Akıp gelen siyanürlü çamur ise Fırat’a birkaç yüz metre mesafede durdu. Söylenenlere göre Fırat kıyısındaki yolun altından geçen menfez kapatılarak çamurun Fırat Nehri’ne ulaşması engellenmiş. Fakat bu beyhude bir gayrettir, toprağa sızan siyanürlü suyun yer altından akıp, nehre ulaşması bu şekilde engellenemez.

Aklı, bilimi ve hukuku rehber almazsanız tuttuğunuz her işin sonunun bir faciaya bağlanması kaçınılmazdır. Demedi demeyin İliç’de olan felaket de tam budur…

Yazarın Diğer Yazıları