Yürekten beddua!

28 Şubat Davası sanıklarından emekli Albay Alican Türk "şu partinin adamı, şu cemaatin mensubu, şu grubun üyesi, şu görüşe sahip" hâkim ve savcılara beddua etmiş.

Bir okuyun derim:

"Her kim şahıslar ya da olaylar hakkında bir dosya hazırlarken ya da bir karar verirken;

- kendi bireysel inançları, ideolojileri veya siyasal görüşlerinin etkisinde kalarak; VEYA

- sanıkların etnik, dinsel, mezhepsel, ırksal, uyruksal, siyasal, ideolojik vb. kimliklerine bakarak; VEYA

- sanıklara duyduğu bireysel hınç, kin ve nefretle; VEYA

- maddi-manevi çıkar sağlayacak bir beklenti ya da karşılık ile (rüşvet, makam - mevki elde etme, daha iyi imkânlar yakalama, birilerine yaranma vb.); VEYA

- tayin edilme, sürülme, daha kötü yerlere atanma vb. kaygılarla, korkularla ya da tehditlerle; VEYA

- Siyaseten nüfuzlu kişilerin (cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, parti-dernek temsilcileri, gazeteciler vb.); ya da

- dinsel açıdan nüfuzlu kişilerin (cemaat-tarikat önderi, şeyh, imam, hoca, dede, müftü,  diyanet); ya da

- ekonomik olarak nüfuzlu kişilerin (iş adamı, fabrikatör, sermaye sahibi vb.); ya da

- makam ve memuriyet itibariyle nüfuzlu kişilerin (komutan, polis, müdür, başkan vb.); ya da

- kendi sosyal yaşamında etkili olabilecek diğer kişilerin (arkadaş, hısım ve akraba, hemşeri, hatır-gönül ilişkisi olan kişiler vb.) talimatlarıyla, tavsiyeleriyle, telkinleriyle, talepleriyle, ricalarıyla, baskı ve tehditleriyle veya onların gözüne girebilmek için veya burada sayılmayan herhangi bir nedenle haktan, adaletten, doğruluktan saparsa, yanlı davranırsa, adalet terazisi şaşarsa:

- Yüce Allah'ın azabı, gazabı, laneti onun üzerine olsun! 

- Hiçbir ibadeti, hiçbir duası kabul olmasın!..

- Elde ettiği hiçbir menfaat kendisine fayda getirmesin...    

- Ömrü çok uzun olsun ve fakat kolay kolay ölemesin; adaletten saparak insanlara yaşattığı acı ve ıstırapların daha beterini kendi yaşasın..."

***

Günahı boynumuza;

Amin!

 

++++++++

 

(BORİS RESMİYLE)

Şu İngilizler de bir tuhaf...

Neymiş efendim "gaflar kralı"ymış da "dış politika"yı bilmiyormuş da...

Şu İngilizler de bir tuhaf valla...

Hali hazırda "kraliyet"i başlarının üzerinde taşıyıp da, bazı "nitelik(!)"lerin "soy"dan geldiğini bilmiyor olamayacaklarına göre ne diye yükleniyorlar Boris Johnson'a;

Kim, İngiltere'nin ali menfaatlerini "Önce Allah'a sonra İngiltere'ye bağlı" Damat Ferit'e layık bir Dışişleri Bakanlığı yapmış Ali Kemal'in torunundan daha köklü bir sadakatle koruyabilir Allah aşkına!

Bir de "sorry World/üzgünüz dünya" diye özür pankart asmışlar adamcağızın kapısına!

Üzülme İngiltere; "genetik miras" diye bir gerçek var en nihayetinde!

selcan-014.jpg

+++++++

 

Uzatmayın...

Bir saat boyunca hitabet yeteneklerini yarıştırıp da konuşmaları sona erdiğinde hafızada bir tek cümle iz bırakamayan siyasiler var ya... Hıh işte o modellere örnek olur ümidiyle:

Almanya: Meclis üyeleri, askerleri ziyaret edemiyorsa birliklerimizin orada kalması mümkün değil...

MHP Milletvekili Ümit Özdağ: Cehenneme kadar yolları var!

 

++++++

 

"Esad değişmeden Türkiye'de bir şey değişmez" demek de bir tür "Esad bağımlılığı" itirafı değil midir? Hani bağımsız, yerli ve millî politika?

 

++++++

 

"Şehide minnet"te "il sınırı"

Pamukkale Turizm'in Tekirdağ-Otogar şubesinde tesadüfen denk geldim. Bilet fiyatını soran genç kız "şehit yakını olduğunu, şehit ailelerine indirimleri olup olmadığını" sordu bankodaki görevliye.

Görevli, "Anadolu'da öyle bir indirim var ama biz henüz öyle bir uygulamaya geçmedik" diye cevap verdi.

Hakkını yemeyeyim olabildiğince nazikti, karşısındaki kızı kırmamaya gayret ettiği belliydi...

Velakin... İnsaf yahu;

"Anadolu"su, "Trakya"sı mı olur bunun?

Kıdemli bir yolcu olarak her defasında müşterilerini "misafir" özeniyle ağırladığına tanık olduğum bir firmaya, bir şehit yakınının talebini böyle garip bir mazeretle yerine getirmemeyi hiç yakıştıramadım... Üstelik sadece şehit yakınları değil kimliğini gösteren bütün TSK ve Emniyet teşkilatı mensuplarına indirimi bulunan bir firma...

 

GÜNÜN SORUSU

"15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına" ilişkin hükmü iptal eden Anayasa Mahkemesi üyeleri; aranızda bir tane  "anne", bir tane  "baba" yok muydu?

Yazarın Diğer Yazıları