Öldürülen binlerce çocuğun günahı ne?

Savaşlardan, çatışmalardan ve terörizmden yıllarca korunamayan gezegenimiz, özellikle Orta Doğu’da büyük çocuk kayıplarından da bir türlü kendini arındıramıyor.

Çocukların ölmesi veya öldürülmesi asla kabul edilmeyecek acı gerçeklerin başında geliyor.

Ne var ki, öldürülen çocukların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Oysa, sırf çocukların varlığı nedeniyle şiddetin durdurulması, silahların susturulması gerekiyor.

İlginçtir; ABD ve müttefikleri dünya kamuoyuna karşı özellikle çocuk kayıplarını bahane ederek, planlarını ve saldırılarını geliştiriyor.

Haklı ve hiç kimsenin  “itiraz”  bile edemeyeceği bu durumun benzerleri ise ne yazık ki, gündeme bile getirilemiyor.

Afganistan, Irak’tan sonra, Suriye’de, Libya’da ve Yemen’de ölen çocukların sayısı bile bilinmiyor.

Saddam ve Kaddafi’nin oğulları

Kaldı ki, ABD’nin ve müttefiklerinin  “muhtemel”  saldırılarında, daha kaç bin çocuğun öleceği şimdiden hesaplanamıyor.

Batı’nın yağmaladığı Afrika’da zaten her gün, açlıktan 3 bin çocuğun öldüğü bir ortamda yaşanılıyor.

Madalyonun her iki yüzüne de bakmak öne çıkıyor. Saddam’ın oğlu ve 10 yaşındaki torununun Tikrit’te, Kaddafi’nin oğullarının da şehit edilmeleri unutulmuyor.

Öte yandan, çocuk askerlerin trajedisi dünyanın en büyük sorunlarından biri sayılıyor.

Çocuk Asker Kullanılmasını Durdurma Koalisyonu’nun tahminlerine göre dünyada 300 bin çocuk asker bulunuyor.

Listenin başında 100 bine varan çocuk asker nüfusu ve 9’a kadar inen yaş ortalamasıyla Afrika başı çekiyor.

Birçok Asya ülkesi, Latin Amerika’nın bir kısmı, Avrupa ve Orta Doğu’daki ülkelerde  “ne acıdır ki”  çocuk asker kullanılıyor.

7 yaşında askerler bile var

Dünyada 35’e yakın ülkede çocuklar hükümet ya da muhalif gruplar adına asker olarak savaştırılıyor.

Çocuk askerlerin çoğunluğunu 15-18 yaş diliminde olmaları dikkatlerden kaçmıyor.

Henüz 7 yaşında olan çocuk askerlere bile rastlanıyor.

Bu çocukların pek çoğu ön saflarda çarpışmalara bazıları da ajan, haberci, nöbetçi ve hizmetçi olarak görevlendiriliyor.

Yine küçümsenemeyecek sayıda çocuk asker, kara mayınlarını temizlemek için çaba harcıyor.

Orta ve Güney Afrika’da bazılarının henüz 7-8 yaşında olduğu 120 bin çocuk asker fiilen çatışmalara katılıyor.

IŞİD’de ise çocuklara daha tehlikeli işler yaptırılıyor.

Çocukların,  “kelle kesme” eylemlerinde fiilen kullanılmaları bile bahis konusu oluyor.

Birleşmiş Milletler çocuklara yardım örgütü UNICEF, Yemen’de son bir ay içinde hava saldırıları ve çatışmalar nedeniyle en az 115 çocuğun hayatını kaybettiğini, 172’sinin de sakat kaldığını açıklaması bile maalesef gereken yankıyı bulmuyor.

Kimse masum sayılmamalı

Bunların yaklaşık yarısının koalisyon bombardımanından, geri kalanının da mayın, silah ve top ateşiyle öldürüldüğü kaydediliyor.

Cenevre’deki UNICEF sözcüsü, 115 rakamının aslında gerçek rakamın altında bir tahmin olduğunu düşündüğünü belirtiyor.

Suudi liderliğindeki bombardıman, ülkenin geniş kesimlerini ele geçiren Husi isyancılar ve müttefiklerini hedef alıyor.

Husi isyancılar ve müttefikleri hükümete bağlı güçlerle aylardır mücadele veriyor.

Yemen’deki BM İnsani Yardım Koordinatörü, şiddetin gıda, yakıt, su ve elektrik tahsisine darbe vurduğunu ve ülke genelinde yaklaşık iki milyon çocuğun okula devam edemediğini açıklıyor.

Çocuk askerler silahlı politik gruplar tarafından ya da hükümete bağlı paramiliter gruplar tarafından çatışmaların yoğun yaşandığı bölgelere gönderilerek silahlı çatışmalara sokuluyor.

Bu çocukların çoğu öldürülüyor.

Sağ kurtulanlar ise fiziksel, ruhsal ve cinsel travmaya uğruyor.

Savaşların sona ermesinin ardından ise bu ülkelerde çocuklara yönelik rehabilitasyon çalışmaları ya da eşit ve ulaşılabilir sağlık hizmetleri yeterli değil.

Çocuklar ve kadınlar savaşlarda hunharca katlediliyor.

Bu gerçeklerin, insan onuruna yaraşır bir durum olmadığı kendiliğinden görünüyor.

Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada hiç kimseyi masum saymamak icap ediyor.

Yazarın Diğer Yazıları