Kanada'daki antik kaya oluşumlarında yapılan yeni bir çalışma, Dünya'da yaşamın başlangıcına dair çarpıcı bulgular ortaya koydu.
Carnegie Bilim Enstitüsü'nün öncülüğündeki uluslararası ekip, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan makalelerinde, yapay zeka destekli analizlerle kayıp biyomoleküllerin bıraktığı izleri başarıyla deşifre ettiklerini duyurdu. Bu keşif, mikrobiyal yaşamın erken dönemlerine ışık tutarken, bilim camiasında büyük yankı uyandırdı.

ERKEN YAŞAMIN İZLERİ NEDEN BU KADAR ZOR TESPİT EDİLİYOR?
Dünya'nın ilkel çağları, fosilleşmeye dirençli mikroorganizmalarla kaplıydı. Bu basit hücreler, zamanla derinlere gömülerek yüksek sıcaklık ve basınç altında dönüştü, ezildi ve kimyasal olarak parçalandı. Bu doğal süreçler, milyarlarca yıllık biyolojik kanıtların çoğunu silip süpürdü.
Önceki çalışmalar, 1,7 milyar yıldan geriye uzanan kayalarda moleküler yaşam belirtilerini güvenilir şekilde ayırt edememişti. Fotosentez gibi kritik evrimsel olayların tam zamanlaması da belirsizliğini korumuştu. Ancak son araştırma, biyolojik moleküller yok olsa dahi geride kalan kimyasal "desenlerin" yaşamın varlığını işaret edebileceğini gösterdi. Ekip, bu ipuçlarını inceleyerek büyük bir sıçrama yaptı.
YAPAY ZEKA İLE KİMYASAL DESENLERİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ
Araştırmacılar, eski kayalardaki organik ve inorganik maddeleri moleküler düzeyde parçalara ayırdı ve bu bileşenlerin oluşturduğu desenleri haritalandırdı.
Ardından, yapay zeka tabanlı bir model geliştirdiler. Bu model, 400'den fazla çeşitli örnekle modern bitkiler, hayvanlar, mikrobiyal matlar, bir milyar yıllık yosun fosilleri ve meteoritler dahil eğitildi.
Eğitim sürecinin sonucunda, sistem biyolojik kökenli ve abiyotik kimyasal sinyalleri yüzde 90'ın üzerinde hassasiyetle birbirinden ayırabildi.
Analizler, en az 2,5 milyar yıllık kayalarda fotosentez izlerine rastlandı. Bu, fotosentezin kökenini yüz milyonlarca yıl daha eskiye tarihleyerek bilimsel anlayışımızı kökten değiştirdi.

KEŞİF, UZAY ARAŞTIRMALARINI DA DÖNÜŞTÜREBİLİR
Bulgular, sadece gezegenimizin tarihini aydınlatmakla kalmıyor; Dünya dışı yaşam arayışını da yeniliyor.
Uzmanlara göre, bu yenilikçi yöntem Mars veya diğer gök cisimlerinden toplanacak örneklerde de kullanılabilir hale geliyor.
Erken yaşamın kimyasal imzalarını okumak, evrende yalnız olup olmadığımız sorusuna yeni cevaplar getirebilir.
UZMANLAR NE DİYOR?
Carnegie Bilim Enstitüsü'nden kıdemli araştırmacı ve astrobiyolog Dr. Robert Hazen, keşfin önemini vurgularken çarpıcı bir benzetme kullandı.
Dr. Hazen, "Kadim yaşam geride sadece fosiller değil; aynı zamanda kimyasal yankılar da bırakıyor. Makine öğrenimini kullanarak, artık bu yankıları ilk kez güvenilir bir şekilde yorumlayabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Bu yeni yöntemin, milyarlarca yıllık jeolojik süreçlerin bozucu etkisine rağmen biyolojik kalıntıları yakalayabildiği belirtildi.

Çalışmanın yazarlarından Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Yardımcı Doçent Katie Maloney ise, "Eski kayalar, Dünya üzerindeki yaşamın hikâyesini anlatan ilginç bulmacalarla dolu, ancak her zaman birkaç parça eksik kalıyor" dedi ve ekledi:
"Kimyasal analiz ile makine öğrenimini eşleştirmek, daha önce görünmez olan kadim yaşama dair biyolojik ipuçlarını açığa çıkardı."
2 milyar yıldan daha eski su bulundu: Tadı bilim insanlarını bile şaşırttıGündem