Fatih Erboz / Yeniçağ
ATA Parti Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ferruh Sezgin ABD’nin bölgede İsrail’in güvenliğini sağlamak için adımlar attığını belirterek, İsrail’i de tehdit ettiğini kaydetti.
Türkiye’nin bu iki gerçeği iyi analiz ederek politika üretmesi gerektiğini kaydeden Sezgin, “ABD, İsrail’i İsrail’de yaşayanların Türk kökenli olduklarını, aslında Türk olduklarını dünyaya açıklamakla tehdit ediyor. Bunu ABD’deki Ortadoğu uzmanları ifade ediyor. ABD eğer bu tarihi gerçeği açıklarsa İsrail’in Arz-ı Mev’ud, Büyük İsrail Projesi çökecek. ABD’nin bu gerçeği açıklamakla İsrail’i tehdit ettiğini konunun uzmanları biliyor. Türkiye, kadim gerçekleri masaya koyarak, İsrail ile belli bir noktaya gelebilir. Ardından ABD’nin kurmak istediği sözde Kürdistan’a karşı kendi sınırlarını savunacak stratejiyi üreterek bu sorunu kendi çıkarları doğrultusunda çözebilir” dedi.
ABD TÜRK OLDUKLARINI AÇIKLAMAKLA TEHDİT EDİYOR
ABD’nin İsrail’in güvenliğini sağlamak açısından Ortadoğu’da bir takım adımlar attığını belirten sezgin, şunları söyledi:
“ABD bir taraftan İsrail’in güvenliğini alırken, diğer taraftan da İsrail’in tehdit ediyor. Bunu ABD kamuoyu da biliyor, İsrail kamuoyu da biliyor. Bu tehdit İsrail’de yaşayanların Türk kökenli olmasının açıklanması. Eğer ABD bunu açıklarsa o zaman hem tarihi gerçekler, hem de bölgesel gerçekler tümden değişecek. İsrail de yaşayanların Türk kökenli olduklarının tüm dünyaya açıklanması İsrail’in bölgedeki tüm planlarını bozacak. Bunun başında da Arz-ı Mev’ud geliyor. O zaman BOP da çok büyük bir anlam ifade etmeyecek. ABD İsrail’in sürekli talepleri karşısında bu gerçeği dünyaya açıklarım diyerek İsrail’i tehdit ediyor. Türkiye’de İsrail’e bu kadim gerçeği belirterek bölgede hareket etmesini tüm uluslararası platformlarda hatırlatmalı. Türkiye bunu yaptığı takdirde İsrail ile belli bir noktada uzlaşacaktır.”
OLUŞACAK YAPIYA DİKKAT
Son dönemde başlatılan sürecin bölgesel sonuçlarının iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Sezgin, “Öncelikle Lübnan-Filistin ve İsrail’den oluşan üçlü bir konfederal yapı oluşturmak. Bunların içinde Filistin ve Lübnan eyalet statüsü alırken İsrail ise Sancak statüsü alacak. İsrail Sancağı olacak. Sancak Osmanlı yönetimi açısından önemli bir yönetim birimi olarak karşımıza çıkıyor. İsrail buna göre pozisyon alırken, diğer iki bölge ABD yönetim tarzına göre yapılanacak. Bunun sonucunda İsrail, Lübnan (en azından Lübnan’ın güneyi) ve Filistin’den oluşan üçlü bir yapı kurulacak. Bu konfederal bir yapı olacak. Bu süreç tamamlandıktan sonra Türkiye üzerine daha önce ellerinde tuttukları ve yöne eğittikleri vekalet güçler ile saldırıda bulunacaklar. Bunun sonucunda amaçları sözde Kürdistan’ın önünü açmak” diye konuştu.
TÜRKİYE KENDİ FORMÜLÜNÜ HALA YARATABİLİR
Türkiye’nin başlatılan çözüm sürecinden çok daha fazlasını yaparak milli çıkarları doğrultusunda bölgede kendisini bekleyen tehlikeyi ortadan kaldırabileceğini anlatan Sezgin, “Türkiye bölgeye daha yukarıdan bakmalı. Irak-İran ve Suriye’yi kapsayacak sözde Kürt yapılanmasının kurulması önümüzdeki süreçte artık büyük bir olasılık olarak duruyor. Bu olasılığa karşı Türkiye paydaşlarını arttırmalı. Gerekirse İran-Irak ve Suriye’deki yerel kaynakları da harekete geçirerek kendi formülünü destekleyecek bir zemin hazırlamalı. Türkiye bu süreçte ulus devlet sınırlarını korumak zorunda. Bu nedenle kurulması artık güçlü bir olasılık kazanan Irak-Suriye ve İran parçalarından oluşan Kürdistan’a karşı Türkiye kendi sınırlarını korumalı, bunun içinde Türkiye sınırları içindeki bölücüleri yani Kürdistan isteyenleri bu yapıya göndermeyi de gündemine almalı” ifadelerini kullandı.