Söz konusu satışla birlikte Kahlo, daha önce Georgia O’Keeffe’nin 2014 yılında 44,4 milyon dolara alıcı bulan Jimson Weed / White Flower No. 1 adlı eseriyle elinde bulundurduğu rekoru da geride bırakmış oldu.
Yaklaşık dört dakikalık kıyasıya bir açık artırmanın ardından satılan eser, müzayedenin en çok ilgi gören tablosu oldu. Sotheby’s, tablonun alıcısının kimliğini açıklamazken, fiyatın tüm vergiler ve komisyonlar dahil toplam bedeli yansıttığı belirtildi.
Eserin açık artırma öncesinde 40 ila 60 milyon dolar arasında bir bedelle satılması bekleniyordu.
ÖLÜM VE UYKU ARASINDA...

El Sueño (La Cama) adlı tabloda Frida Kahlo, bulutların üzerinde süzülen bir yatakta uyurken tasvir ediliyor. Yatağın üzerindeki gölgelikten ise dinamitle sarılmış, gülümseyen bir iskelet figürü sarkıyor. Bu figür, Kahlo’nun eserlerinde sıklıkla işlediği ölüm, acı ve fanilik temalarının güçlü bir sembolü olarak yorumlanıyor.
Sotheby’s, katalog notunda tabloyu, “uyku ile ölüm arasındaki geçirgen sınır üzerine spektral bir meditasyon” şeklinde tanımladı.
Bu satış, sadece kadın sanatçılar açısından değil, aynı zamanda Latin Amerika sanatı açısından da tarihi bir dönüm noktası oldu. Kahlo’nun yine bir başka önemli eseri olan Diego y Yo (Diego ve Ben), 2021 yılında 34,9 milyon dolara satılarak Latin Amerika sanatının en pahalı eseri olmuştu. El Sueño, bu rekoru da geride bıraktı.
ACININ SANATA DÖNÜŞÜMÜ
Frida Kahlo, 18 yaşında geçirdiği otobüs kazasından sonra hayatının büyük bölümünü fiziksel acılarla ve ameliyatlarla geçirdi. Omurgasındaki ciddi hasarlar nedeniyle uzun süre yatağa bağlı kaldı. Resim yapmaya da bu dönemde, yatağının üzerine yerleştirilen aynalar yardımıyla başladı. Kahlo, eserlerinde acısını ve bedensel yıkımını doğrudan tuvale aktaran nadir sanatçılardan biri olarak kabul ediliyor.
Sürrealist akımla sık sık anılmasına rağmen Kahlo, bu tanımı her zaman reddetti ve şu sözleriyle kendini ifade etti:
“Ben rüyalarımı değil, kendi gerçekliğimi resmettim.”