Akciğer hastalarının yaz aylarında serinlemek ve temiz hava almak için tercih ettiği yaylalar, aslında sağlıklarını tehdit edebilir.

Uzmanlar, yüksek rakımlı bölgelerdeki düşük oksijen seviyelerinin, özellikle kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım ve akciğer kanseri gibi solunum rahatsızlıkları olan kişilerde ciddi sorunlara yol açabileceği konusunda uyardı.

Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzman görüşleri, yüksek rakımın solunum sistemine etkilerini mercek altına aldı.

Yüksek rakımlı bölgelerde hava basıncı ve oksijen seviyeleri düşer. Normalde deniz seviyesinde yüzde 21 olan oksijen oranı, 2 bin metre yükseklikte yüzde 15-17’ye kadar gerileyebilir. Bu durum, akciğer hastalarının solunum kapasitesini zorlayarak nefes darlığı, göğüs ağrısı ve yorgunluk gibi belirtileri tetikleyebilir.

Türkiye’de özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki yaylalar, 1500-3000 metre arasında değişen rakımlarıyla bu riski barındırdı.

UZMAN GÖRÜŞLERİ VE BİLİMSEL BULGULAR

Göğüs Hastalıkları Uzmanları, yüksek rakımın akciğer hastaları üzerindeki etkilerine dikkat çekti:

“KOAH veya astım gibi kronik solunum hastalıkları olan kişilerde, düşük oksijen seviyeleri hipoksiye (dokulara yeterli oksijen ulaşmaması) yol açabilir. Bu da kalp atış hızını artırır ve solunum sistemine ek yük bindirir. Hastalar, yaylalara çıkmadan önce mutlaka doktorlarına danışmalı.”

Halezeroğlu, özellikle oksijen saturasyonu düşük olan hastaların, taşınabilir oksijen cihazları olmadan yüksek rakımlı bölgelere seyahat etmemesi gerektiğini vurguladı.

Uluslararası alanda yapılan araştırmalar da bu görüşleri destekledi. ABD’de Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. William MacNee, “High Altitude Medicine & Biology” dergisinde yayınlanan bir makalesinde, yüksek rakımın akciğer hastaları üzerindeki etkilerini inceledi.

MacNee, 2500 metre ve üzeri rakımlarda oksijen eksikliğinin, akciğer fonksiyonlarını yüzde 20’ye kadar azaltabileceğini belirtti. Araştırma, özellikle KOAH hastalarının yüksek rakımda semptomlarının kötüleştiğini ve hastaneye yatış riskinin arttığını ortaya koydu.

Avrupa Solunum Derneği (ERS) üyesi Prof. Dr. Charlotte Bolton ise, astım hastalarının yüksek rakımlı bölgelerde alerjenlere maruz kalma riskinin azalabileceğini, ancak soğuk ve kuru havanın solunum yollarını tahriş ederek atakları tetikleyebileceğini ifade etti. Bolton, “Yaylalar, temiz hava algısı nedeniyle cazip görünse de, her hasta için uygun olmayabilir. Kişiye özel tedavi planları şart” dedi.

HANGİ HASTALAR RİSK ALTINDA?

Yüksek rakımın en çok etkilediği gruplar arasında KOAH, astım, akciğer kanseri, pulmoner emboli ve sarkoidoz hastaları yer aldı.

Uzmanlar, akciğer kanseri hastalarının yüksek rakımda oksijen eksikliği nedeniyle yorgunluk ve nefes darlığı gibi semptomlarının artabileceğini belirterek, “Kanser tedavisi gören hastalar, bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için ek riskler taşıyor. Bu nedenle yüksek rakımlı bölgeler yerine, deniz seviyesine yakın alanlar tercih edilmeli” dedi.

Uzmanlar, akciğer atardamarlarında pıhtı oluşumuyla karakterize bu hastalığın, yüksek rakımda daha ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini söyleyerek, “Düşük oksijen seviyeleri, kanın pıhtılaşma eğilimini artırabilir. Bu da emboli riskini yükseltir” uyarısında bulunuyor.

ÖNERİLER VE ÖNLEMLER

Uzmanlar, akciğer hastalarının yaylalara çıkmadan önce mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına danışmasını önerdi.

Solunum fonksiyon testleri, oksijen saturasyon ölçümleri ve gerekirse ek tedavi planları, riskleri en aza indirebilir. Ayrıca, yüksek rakıma çıkılması gerekiyorsa, şu önlemler alınmalı:

Taşınabilir oksijen cihazları: Oksijen saturasyonu düşük hastalar için hayat kurtarıcı olabilir.

Yavaş adaptasyon: Hızlı rakım değişikliklerinden kaçınılmalı, vücudun alışması için zaman tanınmalı.

Sıcaklık kontrolü: Soğuk hava, solunum yollarını tahriş edebilir. Maske veya atkı kullanımı öneriliyor.

İlaç düzeni: Astım veya KOAH ilaçlarının düzenli kullanımı, semptomları kontrol altında tutabilir.

Advair Diskus gibi inhaler cihazlar, yüksek rakımda solunum yollarını rahatlatmak için etkili olabilir.

YAYLALAR HERKES İÇİN UYGUN DEĞİL

Yaylaların serin havası ve doğal güzellikleri cazip olsa da, akciğer hastaları için potansiyel bir tehlike barındırdı.

Uzmanlar, yüksek rakımın solunum sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini göz ardı etmemek gerektiğini vurguladı.

Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, akciğer hastalarının sağlıklarını korumak için deniz seviyesine yakın bölgeleri tercih etmesi gerektiğini gösterdi.