Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

AKP'nin zaferi mi Usta'nın eseri mi?

7 Haziran 2015 genel seçimlerinde millî iradeye toslayarak 'tek başına iktidar' vizesi alamayan ve neredeyse 'çöküşün' eşiğine gelen AKP, beş ay sonra 1 Kasım 2015 tarihinde tekrarlanan seçimlerden inanılması zor bir zafer ile çıkmayı başardı.

7 Haziran seçimlerinde yüzde 40.5'e kadar gerileyen AKP, 1 Kasım 2015 seçimlerinde oylarını yaklaşık yüzde 9 oranında artırarak yüzde 49.5'e çıkardı.

Yani, sandığa giden 'her iki vatandaştan birisi' tercihini AKP'den yana kullandı.

Silinmeye yüz tuttuğu Karadeniz'de yeniden hâkimiyeti ele geçiren, Akdeniz ve Ege sahillerinde oylarını artıran AKP, iç kesimlerde de ağırlığını korudu.

Güneydoğu'da yeniden yükselişe geçti.

60 ilde birinci 17 ilde ikinci parti oldu.

'Terörün' şiddetini artırdığı, 'ekonomik' krizin tavan yaptığı bir dönemde iktidarı elinde bulunduran AKP'nin elde ettiği sonuç elbette ki büyük bir başarıdır.

Peki bu başarı 'tesadüf' eseri midir?

Yoksa bir 'ustalık' marifeti midir?

***

Kim ne tarafa çekerse çeksin, başarının ardındaki en büyük pay 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından 'ne yaptıklarını' bilmeyen muhalefet partilerinin ileri gelenleri ile adeta futbol topu gibi evire çevire oynayan The Usta'ya aittir.

Siyasetin 'bütün numaralarına' vakıf olan The Usta, ilk günkü 'bozgun havasının' şaşkınlığını üzerinden atar atmaz, önce en yaşlı üye sıfatı ile Meclis Başkanlığı'nı üstlenecek olan Deniz Baykal'a havuç uzatarak CHP yönetimini 'ofsayta' düşürdü.

Ardından kamuoyunda "Acaba yeni bir gizli pazarlık mı yapıldı?" şeklinde bir algı oluşturarak, 'yolsuzluk dosyalarının' yeniden açılması için 'blok' görüntüsü veren CHP ve MHP arasında 'derin çatlak' oluşmasına zemin hazırladı.

Daha sonra muhalefet partilerinin 'ortak bir aday' üzerinde uzlaşamamasını iyi değerlendirerek, adeta tereyağından kıl çeker gibi 'biat mekanizmasından' bir kişiyi Meclis Başkanlığı koltuğuna oturtmayı başardı.

***

The Usta, sonucu belli olan 'koalisyon' oyunları ile CHP'yi 'tam 35 gün' oyalayarak Meclis'in kapalı kalmasını ve 'yolsuzluk' iddialarının gündemden düşmesini sağladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin seçim gecesinden itibaren ortaya koyduğu 'anlaşılmaz tavrı' çok iyi kullanarak, kamuoyunda sanki "MHP koalisyona yanaşmıyor, her şeye hayır diyor" gibi bir imaj oluşmasına zemin hazırladı.

Seçim hükümetine MHP, BBP ve SP'den transfer yaparak ve HDP'lilerin çekilmesini sağlayarak, 'AKP-HDP ortaklığı' görüntüsünün önüne geçti.

Piyasalarda 'kontrollü gerginlik' stratejisi uygulayarak, söylemleri ile 'konjonktürel dalgalanmaları' tetikleyerek 'istikrar' korkusuna hapsettiği seçmenlerde "AKP'yi tek başına iktidar yapmaktan başka çaremiz yok" algısına yol açtı.

İktidarı döneminde ortaya çıkan 'bütün kötülükleri', bir zamanlar 'gizli ittifak' içerisine girdiği cemaatin üzerine yıkarak, aradan sıyrılmayı bildi.

***

The Usta, 7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya çıkan sonuca etki eden faktörleri uzmanlarına analiz ettirdikten sonra, sorunun 'nereden' ve 'kimden' kaynaklandığını anlayarak bu kez 'geri plana' çekilmeyi tercih etti.

Seçim kampanyasına 'aktif' olarak katılmak yerine, 'millî iradeyi' ipotek altına almayı hedefleyen algı operasyonlarını 'perde arkasından' yönlendirmeye başladı.

Kendisine 'mideden' bağlı olan bir 'koçbaşını' öne sürerek 'inisiyatif' kullanmaya kalkışan emanetçiyi köşeye sıkıştırıp AKP'nin yönetim ve milletvekili listelerini tamamen kendisi belirlemesine rağmen, dışarıya karşı sanki 'hiçbir şeye karışmıyormuş' gibi bir izlenim verdi.

Mağlubiyet halinde 'koltuğunu kaybetme' endişesine kapılan emanetçi de adeta 'bir muhalefet partisi lideri' edasıyla ülkeyi karış karış dolaşarak, ortaya çıkan sonuca katkı sağladı.

Sonuç, AKP içinden 'beşinci bir parti' çıkacağı iddialarının da şimdilik önünü kesti.

***

'Millî irade' her ne kadar AKP'ye yeniden 'tek başına iktidar' kapısını aralasa da seçim beyannamesindeki 'Başkanlık Sistemi' üzerine kalın bir 'kırmızı çizgi' çekti.

'Yeni Anayasa' için ise "Önce diğer muhalefet partileri ile uzlaş" mesajını verdi.

AKP, bundan sonra eğer eskisi gibi 'yapay' sorunlar ile üretmek yerine, 'gerçek' sorunları çözmek için bir performans ortaya koyabilirse ne ala.

Aksi takdirde aldığı sonucun 'sonun başlangıcına' dönüşmesi işten bile değildir.

 

YARIN: Her iki kişiden birini AKP'ye iten kimler?

 

Yazarın Diğer Yazıları