Uluslararası piyasalarda alüminyum vadeli işlemleri, temmuz ayının son haftasında ulaşılan 2.670 dolar seviyesinin hemen altında, 2.640 dolar civarında seyrediyor. Bu rakam, metalin son dört aydaki en yüksek düzeyine oldukça yakın. Fiyatlardaki bu yükselişin ardında Çin’in üretime getirdiği kısıtlamalar yatıyor. Çin, yıllık 45 milyon tonluk üretim sınırına yaklaşmış durumda. Bu sınır, karbon salımını azaltma hedefiyle daha önce Pekin yönetimi tarafından getirilmişti.
Çin’in üretim kapasitesine koyduğu bu fren, arz beklentilerini aşağı çekti. Ülkenin sanayi üretimi ise hız kesmeden sürüyor. Alüminyum gibi endüstriyel metallerin kullanıldığı sektörlerde talep canlılığını koruyor. Özellikle inşaat, otomotiv ve enerji sektörlerinin ihtiyaçları, piyasadaki alüminyum stoklarının hızlı şekilde tükenmesine neden oluyor.
AVRUPA’DA SAVUNMA HARCAMALARI TALEBİ ARTIRIYOR
Fiyatları yükselten bir diğer etken ise Avrupa’daki jeopolitik gelişmeler. Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ile yaşanan siyasi ve askeri gerilimler nedeniyle savunma sanayiine yönelmiş durumda. Birçok ülke silah ve askeri teçhizat üretimine yatırım yapıyor. Bu da alüminyum talebinin artmasına yol açıyor.
Ancak bu yatırım dalgası arzla desteklenemiyor. Avrupa’daki fabrikalar, Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle alüminyum tedariğinde ciddi zorluklar yaşıyor. Rusya, dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden biri. Avrupa, bu kaynağa olan erişimini büyük ölçüde kaybettiği için, alternatif tedarik yollarına yönelmek zorunda kaldı. Bu da fiyatların daha da yukarı tırmanmasına yol açtı.
ÇİN’İN YENİ BARAJ PROJESİ SİNYAL VERİYOR
Çin’in yakın zamanda duyurduğu yeni altyapı yatırımları da piyasada iyimserliği artırıyor. Çin hükümeti, 1.2 trilyon yuan (yaklaşık 166 milyar dolar) bütçeli dev bir hidroelektrik santral projesini kamuoyuna açıkladı. Bu yatırım, sadece enerji değil, aynı zamanda inşaat ve metal sanayileri için de ciddi bir can suyu anlamına geliyor.
Çin’in bu adımı, hükümetin gayrimenkul krizinin reel sektöre yayılmasını önlemek adına altyapı yatırımlarını artırma stratejisinin bir parçası olarak görülüyor. Bu politika, metal talebini canlı tutma açısından kritik önem taşıyor. Aynı zamanda Çin’in sanayi üretimindeki aşırı kapasiteyi dizginleme taahhüdüyle de örtüşüyor.
Bu gelişmelerin tümü bir araya geldiğinde, küresel piyasalarda alüminyumun fiyatını yukarı taşıyan bir rüzgar oluşturuyor. Talep güçlü, arz ise kırılgan. Çin’in stratejik hamleleri ve Avrupa’nın savunma öncelikleri, bu metalin önümüzdeki aylarda da yatırımcıların yakın takibinde olacağını gösteriyor.