İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) olarak da bilinen ve kronik karın ağrısı, şişkinlik ve bağırsak alışkanlıklarında düzensizlik gibi şikâyetlere neden olan rahatsızlığa karşı en iyi sonuçları veren beslenme şekli, uluslararası bilim insanlarının çalışmalarıyla tespit edildi.
Araştırmacılar, kısa zincirli karbonhidratların kısıtlandığı "düşük FODMAP" diyetinin İBS semptomlarını hafifletmede en etkili yöntem olduğunu doğruladı.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR YÜZDE 86'YA VARAN BAŞARIYA DİKKAT ÇEKTİ
Fermente Edilebilir Oligosakkaritler, Disakkaritler, Monosakkaritler ve Polioller anlamına gelen FODMAP'ler, bazı tahıllarda, sebzelerde, meyvelerde ve süt ürünlerinde bulunan ve ince bağırsakta tam olarak emilemeyen kısa zincirli karbonhidratlar olarak biliniyor.
Bilim insanları, bu bileşenlerin kalın bağırsakta fermente olarak gaz ve sıvı artışına neden olduğunu, bunun da İBS hastalarında karın ağrısı ve şişkinliği tetiklediğini ifade etti.
Johns Hopkins Tıp Merkezi'nde yayımlanan araştırmalara göre, düşük FODMAP diyetinin İBS semptomlarını hafifletmede yüzde 86’ya varan oranda başarı gösterdiği belirtildi. Bu beslenme modelinin, özellikle karın ağrısı, şişkinlik ve diyare gibi bireysel semptomlarda da önemli rahatlama sağladığı görüldü.
YABANCI UZMAN GÖRÜŞLERİ: DİYETİN ETKİNLİĞİ KANITLANDI
Gastroenteroloji alanının önde gelen uzmanları, düşük FODMAP diyetinin İBS yönetiminde bir köşe taşı hâline geldiğini dile getirdi.
Londra merkezli saygın gastroenterolog Profesör James Lindsay, diyetin özellikle hastaların kendi şikâyetlerini yiyeceklerle ilişkilendirmesi gerçeğinden yola çıkarak büyük bir önem taşıdığını ifade etti.
Lindsay, semptomların hafifletilmesinde ilaç dışı yaklaşımları tercih eden hastalar için bu beslenme modelinin temel bir strateji olduğunu belirtti.
Dünya Gastroenteroloji Örgütü'nün (WGO) İBS çalışma grubunda yer alan ve ABD’de görev yapan Eamonn M.M. Quigley ise, bireysel beslenme rehberliğinin önemine vurgu yaptı. Quigley, düşük FODMAP alımı, yüksek çözünür lif alımı ve protein, yağ ve karbonhidrat oranlarının değiştirilmesinin hastaların yaşam kalitesini artırdığını kaydetti.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER: KİŞİYE ÖZEL UYGULAMA ÖNEMLİ
Uzmanlar, düşük FODMAP diyetinin üç aşamalı bir süreç olduğunu ve sıkı kısıtlamaların uzun süreli uygulanmaması gerektiğini belirtti.
Diyetin bir eliminasyon aşamasıyla başladığını, ardından kısıtlanan besinlerin semptomları tetikleyip tetiklemediğini belirlemek için yavaşça yeniden diyete dahil edildiğini vurguladılar.
Uzun vadede besin çeşitliliğini azaltma ve mikrobiyota üzerindeki potansiyel olumsuz etkiler nedeniyle, bu beslenme şeklinin bir uzman gözetiminde ve kişiye özel olarak yürütülmesi gerektiği bildirildi.