Beyin yaşlanmasını yavaşlatmanın yolları, uluslararası bilim dünyasının en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi.
Yapılan son bilimsel araştırmalar ve yabancı nörobilim uzmanlarının görüşleri, beynin biyolojik yaşının kişinin kronolojik yaşından bağımsız olarak yaşam tarzı alışkanlıklarıyla önemli ölçüde etkilenebileceğini gösterdi.
ALIŞKANLIKLAR VE BİYOLOJİK YAŞ ARASINDAKİ ŞAŞIRTICI BAĞ
ABD'deki Florida Üniversitesi'nden bilim insanlarının orta yaşlı ve yaşlı 128 yetişkin üzerinde iki yıl boyunca yürüttüğü kapsamlı bir çalışma, sağlıklı alışkanlıkların beyin yaşlanmasını nasıl yavaşlattığını gözler önüne serdi.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI) taramalarıyla katılımcıların "beyin yaşı" tahmin edildi ve bu yaş, gerçek yaşlarıyla karşılaştırıldı.
Araştırmanın kıdemli yazarı, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Doçenti Dr. Kimberly Sibille, bulgular hakkında şu ifadeleri kullandı:
"Koruyucu faktörleri en fazla olan katılımcıların beyinlerinin kronolojik yaşlarından sekiz yıl daha genç göründüğü tespit edildi."
Sibille, bu durumun, sağlıklı davranışların yalnızca fiziksel işlevi iyileştirmekle kalmayıp, aynı zamanda sinir sistemi sağlığını da anlamlı bir düzeyde desteklediği mesajını pekiştirdiğini belirtti.
BEYNİ KORUYAN KALKAN: STRES YÖNETİMİ VE SOSYAL DESTEK
Çalışma, iyileştirici uyku, sağlıklı kilo, stres yönetimi ve destekleyici ilişkilere sahip olmanın beynin hızlanmış yaşlanmasına karşı güçlü bir koruma sağladığını gösterdi.
Araştırmacılar, kronik ağrı, düşük gelir veya düşük eğitim seviyesi gibi stresli faktörlerin daha yaşlı görünen beyinlerle ilişkili olduğunu gözlemledi. Ancak zaman içinde koruyucu alışkanlıkların bu olumsuz etkileri azalttığı ortaya çıktı.
Araştırmanın liderliğini yapanlardan Dr. Jared Tanner, "Bu faktörler, insanların bir dereceye kadar kontrol edebildiği şeylerdir. Stresi farklı algılamayı öğrenebilir, uyku sorunlarını düzeltebilir ve iyimserliği uygulayabiliriz" sözleriyle yaşam tarzının gücüne vurgu yaptı.
UZMANLARDAN BEYNİ GENÇ TUTMA REHBERİ
Uluslararası alanda tanınan nörobilim uzmanları da, beyin yaşlanmasını yavaşlatmada yaşam tarzı değişikliklerinin kritik rolünü doğruladı.
Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacı Anna Marseglia, damar sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerin (iltihaplanma ve yüksek glikoz seviyeleri gibi) daha yaşlı görünen beyinlerle bağlantılı olduğunu ifade etti.
Marseglia, "Dolaşım sisteminizi sağlıklı tutmanın, beyninizi korumak için ne kadar önemli olduğunu gösterdi" dedi ve düzenli egzersiz gibi sağlıklı alışkanlıkların beyni daha genç gösterdiğini ekledi.
Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan doktora sonrası araştırmacı Anat Meir ise, beslenmenin etkisine dikkat çekti.
Meir ve ekibinin yer aldığı bir çalışma, anti-inflamatuar bileşikler açısından zengin olan "yeşil-Akdeniz diyeti"nin, beynin yaşlanma süreçleriyle bağlantılı proteinlerin düzeyini düşürdüğünü bildirdi.
Meir, "Kan dolaşımındaki proteinleri incelemek, beynin yaşlanma süreçlerinin yaşam tarzı ve beslenme değişikliklerinden nasıl etkilendiğini gözlemlememizi sağladı" açıklamasında bulundu.
HSE Üniversitesi ve Northumbria Üniversitesi'nden araştırmacılar, iki dil bilmenin de beynin yaşlanma hızını yavaşlatabileceğini gösterdi.
Nörobilimci Federico Gallo, iki dil kullanmanın beynin bilişsel rezervini güçlendirdiğini ve aktif iki dillilerin nörodejeneratif hastalık teşhisini 5-7 yıl geciktirdiğini belirtti.
Gallo, "Bugün beyin yaşlanmasını önleyecek veya yavaşlatacak gerçekten etkili ilaçlar yok. İki dillilik bu boşluğu doldurmaya yardımcı olabilir" diye konuştu.
Bilim dünyası, sağlıklı alışkanlıkların yalnızca yaşa bağlı doğal bilişsel düşüşü değil, aynı zamanda Alzheimer ve demans gibi ciddi nörodejeneratif hastalıkların riskini de azaltma potansiyeli taşıdığını güçlü verilerle destekledi.
Araştırmalar, beyni dinç tutmanın bir sırrı değil, günlük yaşamda yapılacak bilinçli ve tutarlı seçimler meselesi olduğunu vurguladı.