Düzenli fiziksel aktivite ve günlük kafein alımının, dopamin üreten nöronları koruyarak nörolojik sağlığa önemli katkılar sağladığı ifade edildi.
Uluslararası bilim camiası, Parkinson hastalığı geliştirme riskini azaltabilecek iki şaşırtıcı yönteme dikkat çekti.
Düzenli egzersiz ve ölçülü kahve tüketimi. Kapsamlı çalışmalar, bu basit yaşam tarzı değişikliklerinin nöroprotektif etkiler sunarak kritik beyin hücrelerini koruduğunu gösterdi.
Parkinson hastalığı, dünya genelinde nörodejeneratif bozukluklar arasında önemini korurken, önleyici stratejilere dair bilimsel veriler umut ışığı oldu.
ABD merkezli enstitüler ve Avrupa'daki uzmanlar, yıllar süren gözlemsel ve epidemiyolojik çalışmalar sonucunda, düzenli fiziksel aktivite ve kafein alımının bu risk üzerindeki etkisini net bir biçimde ifade etti.
KAFEİN: DOPAMİN NÖRONLARI İÇİN KALKAN
Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Nöroloji Profesörü Dr. Alberto Ascherio, kafeinin Parkinson riskini azaltmadaki rolünü gösteren en güçlü kanıtlardan birini sundu. Prof. Dr. Ascherio, kafein tüketen kişilerde hastalığın gelişme sıklığının daha düşük olduğunu, özellikle erkeklerde bu koruyucu etkinin daha belirgin olduğunu ifade etti.
Araştırmacılar, kafeinin temel olarak beyindeki adenozin reseptörlerini bloke ederek dopamin üreten nöronları koruduğuna inanıyor.
Yayımlanan bir meta-analiz, ölçülü kafein tüketiminin (günde yaklaşık 2-4 fincan) Parkinson riskini ortalama yüzde 25 oranında düşürdüğünü gösterdi.
Uzmanlar aşırı tüketimin kalp sağlığı ve uyku düzeni üzerindeki potansiyel olumsuz etkileri nedeniyle dozunda kafein alımının altını çizdi.
Hastalığın önlenmesi ve ilerlemesinin yavaşlatılması konusunda diğer kritik faktör olarak ise düzenli ve yüksek yoğunluklu egzersiz işaret edildi.
McGill Üniversitesi Nöroloji ve Nöroşirürji Bölümü'nden Dr. Ronald Postuma, egzersizin yalnızca semptomları hafifletmekle kalmayıp, aynı zamanda hastalığın patolojik ilerleyişini yavaşlatabildiğini ortaya koydu.
Bilimsel veriler, düzenli fiziksel aktivitenin beyinde kan akışını hızlandırarak ve nörotrofik faktörlerin (beyin hücresi gelişimini destekleyen proteinler) salımını teşvik ederek nöron sağlığını desteklediğini gösterdi.
Birleşik Krallık'ta yapılan kapsamlı bir kohort çalışması, orta ya da yüksek yoğunluklu egzersiz yapan bireylerin, daha az aktif olanlara kıyasla Parkinson geliştirme olasılığının önemli ölçüde düşük olduğunu doğruladı. Özellikle koşu, tempolu yürüyüş ve aerobik gibi yüksek enerjili egzersizlerin beyin-plastisitesini desteklemede önemli etkiler oluşturduğu bildirildi.
Uluslararası Parkinson ve Hareket Bozuklukları Derneği (MDS) üyesi olan uzmanlar, kafein ve egzersizin dopamin seviyeleri üzerindeki sinerjik etkisine dikkat çekerek, bu iki basit ancak güçlü alışkanlığın nörolojik sağlığın korunmasında aktif olarak kullanılması gerektiğini ifade etti. Bu bulgular, henüz tam bir tedavisi bulunmayan bu hastalıkla mücadelede, bireylerin risk yönetimi konusunda kontrolü eline alabilmesi adına somut bir yol haritası çizdi.