Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Big Brother efsunu ile millete ters köşe

Ters yüz edilmiş olan aklın ve sayfaları 'zil kara gölgeler' ile gizlenmiş bir ajandanın gösterdiği yön doğrultusunda yol alıyoruz nicedir.

Kimler tarafından kaleme alındığı artık herkes tarafından bilinen satırlarda, 'şeytana külahını ters giydirecek' tehlikeli ve sonu belirsiz izler var.

Kimi paragraf başları alenen 'kan kokusu' içeriyor; bazı cümlelere 'çingene pembesi' diye tabir edilen göz boyamaca, akıl çelmece şirinlikler serpiştirilmiş.

Zaman zaman 'turuncu' esintiler de ağırlığını hissettiriyor bir başka sayfada.

'Kurumlar' yeni baştan organize ediliyor; 'makamlar' yeniden tasarlanıyor; 'logolar' kazınıp yerlerine yenileri yerleştiriliyor.

Bir yanda köhnemiş, eskinin izlerini taşıyan binalar 'restorasyon' adı altında kimilerine 'ekmek teknesi' olurken, öte yanda plazalar göğün maviliklerini deliyor.

Çılgın bir koşuşturmaca; 'değme aksiyon filmlerine' taş çıkartacak ustalıkta, görene 'parmak ısırtacak' bir telaş pompalaması.

'Miras yedi' evlatların baba yadigarı Çarşamba'daki evleri elden çıkarıp, Çekmeköy'de tripleks villaya konmaları.

'El çabukluğu' ile gerçekleştirilen ve 'değişim/dönüşüm' adı verilen bu hengamenin nesi yadırganabilir ki?

***

'Ciğerinden kalemine kan çekmek' ile şişinenlerin rahle-i tedrisinden geçmiş, "Mana, mana" diye haykırıp da 'maddenin' ayakları altında debelenip duran çok garip ve ucube bir zihniyet ile karşı karşıyayız.

İnsanın olduğu her yerde 'yola çıkış' ile 'menzile varış' arasında bu tür tökezlemelere rastlamak elbette ki doğaldır.

Yadırganacak olan, 'her telden', 'her dilden' çalıp söyleyenlerin, 'kendi yanlışlarını' başkalarına fatura etmeleridir.

Daha vahimi bir milleti, bir ülkeyi 'kendi ihtiraslarının' peşi sıra karanlık dehlizlere doğru sürüklemeleridir.

Böyle bir zihniyetin yanlışı 'mutlak doğru' olarak gösterme çabasında 'her türlü yolu mübah' addetmesi artık olağan işler arasında yer alıyor.

"Onlar ne yapıyorlarsa doğru yapıyorlardır" zırvası habis bir ur misali tüm topluma yayılmaya başlayalı hayli zaman oldu.

Ne acıdır ki 'alimi' de 'cahili' de aynı zırvanın ipine sarılmış 'kendi mevzilerini' koruma adına 'arlanmaz bir suskunluk' içerisinde.

Mevzi kaygısı olmayanları ise bambaşka bir korku sarmış; betleri, benizleri atmış; ağızlarına kilit vurulmuş.

'Konuşur gibi' yapanlar da 'sade suya tirit' şeyler anlatmanın ötesine geçemiyor.

***

Meçhul bir ajandanın 'kan kokulu' paragrafları birer birer önümüze konuluyor.

Bilmiyoruz kapalı kapılar arkasında sınırlarımızın hemen yanı başındaki topraklar üzerine 'ne tür fırıldaklar' döndüğünü; ortaya çıkacak olan yeni tabloda 'karşımıza ne çıkacak' haberimiz yok.

Gece yarıları Ankara-Washington arasında gerçekleştirilen 'hararetli diyalogların' sadece 'diplomatik ifadeleri' yansıyor gazetelerin sayfalarına.

Peş peşe 'elçiler' çağrılıyor, 'notalar' veriliyor, 'aba altından sopalar' gösteriliyor.

"Arap Baharı" diye yutturulan 'zemherinin' dondurucu soğukları iliklerimize işliyor.

Ama 'monşerlerden' kurtulmanın sevinciyle bir karnaval havasına giren 'tosunzadelerin' vatandaşı tatmin edecek tek cümleleri yok.

'Yolluklar', 'harcırahlar' ile semirip 'lüküs hayat' ihtirasına kapılan bedenler, "Neler oluyor?" sorusuna yanıt olarak 'başka mecralarda' at oynatıyorlar.

Buldukları her fırsatta milletin 'millî kimliği' ile oynuyorlar; 'millî bayramlara' el atıyorlar; 'açılımlar' yapıyorlar; 'demokrasi paketleri' hazırlıyorlar.

Onlara oy veren sokaktaki insanlar, onları yetiştirenlerin gözünde "kuru kalabalıklar" değil midir?

Bu işlere kafa yormaları mümkün mü?

***

'İçleri' başka, 'dışları' başka olanların eninde sonunda gelip duracakları noktadayız.

O yüzdendir ki 'dışarıda' olup bitenler hakkında adam gibi bir şeyler söylemek yerine, 'içeride' küçük yemler ile hâlâ milletin gözünü boyama gayretindeler.

'Big Brother' onları nasıl efsunladıysa, onlar da 'milleti' öyle kandırıyorlar.

 

Yazarın Diğer Yazıları