WebTekno''dan alınan bilgilere göre Ay Dünya''ya yaklaşırken kıyamet senaryolufilmlerdeanlatıldığı gibi kocaman bir kaya yığını üzerimize düşmeyecek. Üzerimize geldiği sırada etkileri yavaş yavaşkötü olacak.
ÖncelikleAy''ın Dünya''ya gelmesi neden imkânsız olarak görülüyor?

Astronomi alanının önde gelen isimlerinin açıklamalarına göreyörünge ve hızterimlerini kullanarak Ay’ıküçük bir topabenzetebiliriz. Normal şartlarda bir tenis topunu fırlattığımızda bir yörünge izler fakat havanın etkisiyle eninde sonundayere düşer.
Fakat eğer yeterince hızlı fırlatılırsa teoride bu top, izlediği yörüngeyle birliktesize geri dönebilir. Yine de söylediğimiz gibi havanın yavaşlatıcı etkisi yüzünden topunuzu ne kadar hızlı fırlatırsanız fırlatın eninde sonunda düşecektir. Eğer hava olmasaydı, yavaşlamayacağındansonsuza kadaryörüngesinde kalacaktı.
Ay da dünyamızın etrafında fırlatılmış ve yörüngeye girmiş bir top gibi hızla dönüyor. Fakat uzayda hava gibi yavaşlatıcı bir etken olmadığından bu hızı koruyarak yörüngesinde kalabiliyor.Durduk yereyavaşlaması da pek mümkün olmadığından Ay’ın üzerimize gelmesi normal şartlarda pek olası değil diyebiliriz.
Yinede kötü senaryoyla yaklaştığını düşünürsek Ay’ın bu yaklaşma hareketi başta fark edilmeyecek ve dünyamıza ulaşması tam 1 yıl alacak:

Prof. Matt Caplan’ın‘Ay, Dünya’ya yaklaştıkça pozisyonunun nasıl değişeceğine’ dair yaptığı simülasyona dayalı olan bu bilginin devamında 12 ay içinde gerçekleşecek olan felaketlere de değiniliyor. Gelin, ilk birkaç haftadan 12’nci aya kadar neler değişecek veher şey sona erdiğindeneler olacak birlikte bakalım.
İlk günlerde herhangi bir fark olmayacak, sadece Ay her zamankinden biraz daha parlak görünecek

Ay’ın parlaklığına ek olarakgelgitlerde dikkat çekiyor. Ay’ın kendi çekimiyle meydana gelen bu olay, her geçen gün dünyanın farklı kıyı bölgelerinde farklı şekilde hissediliyor. Dalgaların boyu her geçen gündaha da artıyorve kıyı kesimlerde görülen bu durum pek de iyiye işaret etmiyor.
Bu bağlamda 1 ay içinde dalga boyları4 metreyigörmüş olacak. Daha da kötüsü, yükselen bu dalgalar geri gitmeyecek. Aksine, her geçen gün daha da yükseliyor olacak. Fakat daha çarpışma(!) kısmına yaklaşmadık bile.
İkinci aydan itibaren herkes paniklemeye başlayacak:

Kıyı kesimlerde yaşayan insanlar,10 metreye ulaşan deniz seviyesisebebiyle iç kesimlere doğru gitmek zorunda kaldı. Fakat bu bir kurtuluş yolu değil. Çünkü nehir ve akarsu gibi su kaynakları, deniz seviyesinin yükselmesiyle hem kirlendi hem de taştı. Bu da iç kesimlerde de kimsenin güvenli olmadığına, taşkınların bir süre sonraşehirlere ulaşacağınaişaret ediyor.
Benzin fiyatlarından endişe etmenize gerek yok, çünkü benzin kıtlığında benzin bulsanız bile yollar araba sürmeye elverişli olmayacak:

Taşkınlar sebebiyle farklıtesisler artık başıboşkalmış durumda. Petrol rafinerileri, baz istasyonları ve zemindeki diğer tesisler deniz suyu sebebiyle artık kullanılamaz halde. Bu da internette, temel ihtiyaç karşılamada ve diğer birçok alandasorun yaşanacakdemek.
Şehirlerde vandallarla karşılaşmak mümkün. Hâlâ hayattaysanız, yüksek ihtimallebinaların çatısındasınızdemektir.
Üçüncü ve beşinci ayda internet yok olacak:

Üçüncü aya girmemizle birlikte Ay, yörüngedekiuydularımızın izlediği yolu çarpıtacak. Kendi yer çekimi yüzünden ortaya çıkan bu durum, iletişimi ortadan kaldıracaktır. Elbette az önce bahsettiğimiz gelgitin etkisi de zamanla büyümeye devam ediyor.
İkinci ayda10 metreyeulaşan deniz seviyesi, dördüncü ayı takip eden birkaç hafta içerisinde100 metreyigörecek. Bu da beşinci aya doğru daha da artacak ve binalarımız artık okyanus suları altında kalacak.
Yoğun depremler yaşanacak:

“Ay üzerimize geliyor, deprem ne alaka?” diye düşünebilirsiniz. Fakat bu durum da Ay’ınçekim gücündenkaynaklanıyor. Yer çekiminin etkisiyle sıkıştırılan gezegenimizin zeminindeçatlamalarmeydana geliyor ve bu çatlaklar sadece büyük çaplı depremler oluşturmakla yetinmiyor.
Söz konusu sıkışma durumu yüzünden artık büyük etkiye sahipyanardağ patlamalarıda görüyoruz.
Artık sabit duruyormuş gibi görünen bir uydumuz var
Artık Ay o kadar yakın ki Dünya’yı24 saatte turlayabiliyor. Gezegenimiz de aynı süreyi kendi etrafında dönerken geçirdiğinden artık Dünya’nın sadece bir yarısına görünen bir Ay’ımız var. Bu sebeple Dünya’nın Ay’a bakan yüzünde okyanuslar şehirleri ele geçirmişken diğer yüzündesular geri çekilmişolacak.
Aksiyonun asıl başladığı kısım: Yaklaştıkça hızlanan uydumuz şekil değiştiriyor

Dünya’nınyer çekimi kuvveti Ay’dakinden fazlaolduğundan Ay’ın gezegenimize bakan kısmına, diğer tarafına nazaran daha çok çekim kuvveti uygulanıyor. Bu da Ay’ın, belli bir süre içinde, daha çokyumurtayabenzer bir şekil alacağı anlamına geliyor.
Dünyamız Ay’ın çekimi yüzünden nasıl depremlerle baş başa kaldıysa, Ay da aynı kaderi şekil değiştirirken yaşıyor.
Buna ek olarak Ay’ın, gezegenimizi artık 24 saatte turladığını söylemiştik. Sekizinci aydan itibaren buhız daha da artacakve daha yüksek çaplı depremlerle yanardağ patlamalarına yol açacak. Buradan çıkan dumanlar da güneş ışığının çok az bir miktarının gezegenimize ulaşmasınaizin veriyorolacak.
Adeta donacağız:

Güneş ışığının da azalması ve dumanların gökyüzünü sarmasıyla artık güçlü asit yağmurları kapıda olacak. Bu dabitkilerin adeta silineceğianlamına geliyor.
Hayal kırıklığına uğrattığımız için üzgünüz fakat Ay, Dünya’ya çarpmayacak. Ama iyi yanından bakalım, artık Satürn gibi halkalarımız var

Dünya’mızın diğer gezegenler gibi bir ‘Roche Limiti’ var. Bunu kabaca, bir gök cisminin kendisinden daha büyük bir gök cismine parçalanmadan yaklaşabileceğien yakınmesafe olarak tanımlayabiliriz.
Yani Ay bu limite ulaştığında Dünya’nın çekim gücü kendi yer çekiminden güçlü olacak ve bir süre sonra da yer çekimi Ay’ın parçalarını tutamayacağından Ay, parçalara ayrılacak. Bunun sonucunda da bu parçalar yörüngeye girecek ve tıpkıSatürn’de olduğu gibihalkalarımız olacak.Maalesef bu noktaya kadar milyarlarca insan yaşamını yitirmiş olacak.