“Bölücü örgüte zırh giydiriliyor”

“Bölücü örgüte zırh giydiriliyor”
Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk’ün Suriye’deki güvenli bölge ile ilgili görüştüğü 21. Yüzyıl Araştırma Enstitüsü Araştırma Merkezi Başkanı Ünal Atabay, terör örgütü PYD’nin geri çekilmesinin örgüte siyasal zemin yaratabileceğine dikkat çekti.

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Suriye’de oluşturulan güvenli bölge ve terör örgütü PKK’nın Suirye kolu PYD’nin geri çekilme iddialarını köşesine taşıdı. Öztürk’ün konuyla ilgili konuştuğu , 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırma Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, örgütün geri çekilmesinin yeni bir siyasal zemine kavuşması ve bu çerçevede stratejik bir kazanç sağlaması anlamına da gelebileceğine dikkat çekti.

Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk’ün “Bölücü örgüte zırh giydiriliyor” başlıklı yazısında şu ifadeler yer aldı:

“Suriye'de oluşturulmak istenen “Güvenli Bölge”de, Türkiye başarıyı örgütün geri çekilmesine odaklamış durumda. Bu geri çekilme işlemi bize sadece taktik avantaj sağlarken örgüte ve ABD'ye stratejik avantaj sağlar. Örgütün varlığını ortadan kaldıracak bir tabloya odaklanılmış değil.

Güvenli bölge konusunda, Türkiye ve ABD'nin birlikte oluşturduğu “Müşterek Harekat Merkezi” ve bu merkez vasıtasıyla yürütülen faaliyetlerdeki detaylar, niyetler, tarafların da ifadeleriyle gün yüzüne çıkmaya başladı. ABD tarafı özellikle; yerel müttefiki olarak kabul ettiği YPG/PKK terör örgütüne Türkiye tarafından zarar verilmemesi yönünde bir karşı duruş sergiliyor. Buna karşın Türkiye, terör örgütünün güvenli bölgeden geri çekilmesi, mevzilerin imhası ve ağır silahların toplanmasını öne çıkarıyor.”

ARA BÖLGE Mİ?

“ABD'nin tutum ve uygulamaları, örgütün varlığını ortan kaldırmaktan öte kendi istediği istikamette ve örgüt zarar görmeden sükunet içerisinde hattı oluşturmanın peşinde. En azından bu aşamada, ABD'nin yapmak istediği ile Türkiye'nin beklentilerinin aynı noktada olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü, sınır hattından geri çekilmek ya da mevzi değiştirmek, bir kısım silahların toplanması gibi çalışmalar, Türkiye'nin isteği olan örgütün varlığının yani tehdidin ortadan kalkmasını sağlamıyor..

Askeri literatürde geri çekilme; imhadan kurtulmak, zaman kazanmak, toparlanmak, yeniden düzenlenmek ve yeni bir mevzii oluşturmak amacıyla yapılır. ABD'nin buradaki amacının güvenli bölge maskesi altında, örgütü siyasi-idari anlamda kanatları altına alarak etkisiz hale getirilmekten korumak, askeri anlamda ise imhadan kurtarmak ve yeni bir mevzi hattında tertiplemek olduğu ortaya çıkıyor.”

YENİ SİYASAL ZEMİN

“Suriye'deki gelişmeleri yakından izleyen Genelkurmay İç Güvenlik Dairesi eski Şube Müdürü, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırma Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, “Terör örgütünün sınır hattındaki bölgelerden geri çekilmesinin; örgütün yeni bir siyasal zemine kavuşması ve bu çerçevede stratejik bir kazanç sağlaması anlamına da gelebileceğini” belirtiyor.

Şu da bilinmeli: Bölücü örgüte geri çekilme fırsatı vermek ve yaratmak; örgüte “Çatışan taraf” statüsü kazandırır. Güvenli bölge statüsünü kaybetmek, buna karşılık “Ara bölge”statüsü yaratmak gibi bir durum gelişebilir. Çünkü olay, bir mutabakat üzerinden başka bir ülke topraklarında gerçekleşiyor. Örgütün geri çekilmesini devlet olarak söylem ve eylemle kabul etmek de yine Türkiye ile silahlı örgüt arasında defacto (fiilen kabul) dediğimiz, Birleşmiş Milletler'in (BM) müdahil olma şartlarına zemin hazırlayabilir.”

O, ÖRGÜTE YARAR

“Bölücü örgütün geri çekilmesini, emekli Albay Ünal Atabay, “Türkiye'ye ne siyasi ne askeri anlamda bir avantaj sağlamaz, aksine zımni kabul yaratır. Geri çekilmeye fırsat vermek ve kabullenmek, örgüte kendi elimizle korunma zırhı giydirmektir. Esas olan örgütün geri çekilmesinin kabulü değil, siyasi-idari kabiliyetinin ezilmesi ve silahlı gücünün imhası/etkisizleştirilmesi olmalıdır. Kısacası, ABD'nin terör örgütü ile siyasi-askeri bağları koparılmadığı sürece buradaki tehdit devam edecektir” görüşünde.

ABD, güvenli bölge söylemiyle başlayan bu süreci, önümüzdeki dönemde “Ara bölge statüsüne kavuşturma” çabası içinde ve BM nezdinde de girişimlerde bulunma ihtimali olabilecektir. Bu durumda, daha önce Kuzey Irak'ta oluşan 36'ncı paralelden daha da hızlı bir oluşumla karşı karşıya kalma riski gelişebilecektir. Bu nedenle Türkiye, güvenli bölgeye ilişkin söylem ve eylemlerine dikkat etmek zorundadır.”

HAT YIKILIR

“ABD'nin güvenli bölge üzerinde Türkiye'nin inisiyatifini sınırlayacak olası bir girişimine fırsat vermeden; öncelikle, Süleyman Şah Türbesi yerine taşınmalı ve bu noktaya sınır hattından bir güvenlik koridoru oluşturulmalı. Süleyman Şah Türbesi'nin olduğu yer zaten Türk toprağı olduğu için, bu uluslararası hukuki hakkımız üzerinden ABD'nin yapmak istediği defacto/ara bölge hattı yıkılmış olur.

Süleyman Şah Türbesi üzerinden yapılacak bu hamleyle hem Türkiye manevi prestiji yerine oturtulur, hem de Türkiye, esas oluşturmak istediği güvenli bölge üzerindeki inisiyatifini artırır ve sonraki aşamalarda sahada elini güçlendirir.”