Dün prestijli The Lancet Diabetes & Endocrinology dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırma, gazlı ve şekerli içeceklerin tüketimi konusunda şimdiye kadarki en çarpıcı ve endişe verici sonuçları gözler önüne serdi.
Çalışma, günlük hayatta tüketilen küçük miktarların dahi (yaklaşık bir su bardağına denk gelen 250 ml), sanılanın aksine vücutta hemen ve kalıcı hasarlara neden olabildiğini kanıtladı.
TEK DOZ ŞEKER YÜKLEMESİ VÜCUDU ŞOKA SOKTU
ABD'deki Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'ndan beslenme uzmanları ve biyokimya mühendislerinden oluşan bir ekibin liderliğinde yürütülen çalışma, düzenli gazlı içecek tüketimi ile tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıkları arasındaki güçlü ilişkiyi inceledi. Ancak bulgular, bu ilişkinin uzun yıllara yayılan bir süreçten ibaret olmadığını gösterdi.
Araştırma, gazlı içeceklerin içerisinde bulunan yüksek fruktozlu mısır şurubu ve diğer tatlandırıcıların, tüketildikten dakikalar sonra kan şekeri ve insülin seviyelerinde ani ve kontrolsüz bir sıçramaya neden olduğunu belirledi. Bu hızlı yükselişin, vücudun damar iç yüzeyini döşeyen endotel hücrelerinde mikro düzeyde inflamasyona ve strese yol açtığı tespit edildi. Bilim insanları, bu durumun tekrar etmesinin, damar sertleşmesi ve yüksek tansiyon riskini küçük yaşlardan itibaren artırdığını ifade etti.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: KRİZİN EŞİĞİNDEYİZ!
Araştırmanın sonuçları, dünya çapında ses getirdi. İngiltere'deki Oxford Üniversitesi Biyolojik Bilimler Fakültesi'nden Prof. Dr. Sir Kenneth Moore, bulguların ciddiyetine dikkat çekti.
Prof. Moore, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Veriler, haftada birkaç kez gazlı içecek tüketen bireylerde bile, pankreasın insülin tepkisinin zamanla köreldiğini açıkça gösterdi. Bir bardak dahi olsa, vücut her seferinde bir 'şok' deneyimliyor. Bu durumun sürekliliği ise, obezite ve diyabet riskini tahmin ettiğimizden çok daha hızlı yükseltiyor" sözlerini kullandı.
Ayrıca, metabolizma hastalıkları alanında dünyanın önde gelen otoritelerinden, Almanya'daki Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Elisabeth Vogel, tekil bir tüketimin bile karaciğerde yağ depolanmasını tetikleyebileceğini vurguladı. Dr. Vogel, "Sıvı şeker, vücudun en tehlikeli düşmanlarından biri. Karaciğer, fruktozun büyük bir kısmını yağ olarak işlemeye başlıyor. Araştırmamız, sadece bir bardak gazlı içeceğin, karaciğer enzimlerinde belirgin bir artışa neden olduğunu tespit etti. Bu durum, uzun vadede alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı riskini artırıyor" şeklinde ifade etti.
Bilim insanları, hükümetlere ve sağlık otoritelerine acil çağrıda bulunarak, gazlı ve şekerli içecekler üzerine vergilendirme ve tüketimi kısıtlayıcı politikaların hızla hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.