Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT

Evren Devrim ZELYUT

Bu rakamlarla yeni krizler kaçınılmaz!

Bu yazıyı okuduğunuzda Cumhurbaşkanı Erdoğan reform paketini açıklamış olabilir. Burada piyasa için önemli iki yön var. Türkiye tarımda üretimi artırabilecek mi? İmalat sanayi, yarı mamul, ham madde konusunda bağımsızlık yolunda adım atabilecek mi? Eğer reform paketi, ekonomideki bu yapısal sorunları çözecek şekilde gelmezse, hem reel kesimde yani üretim cephesinde, hem de finans kesiminde yani döviz/faiz kesimindeki sorunlarımız katlanarak artacaktır.
Reformların geldiğimiz nokta itibari ile önemli olduğunu söylüyoruz. Çünkü ekonomide bıçak kemiğe dayanmıştır. Bakınız Çarşamba günü işsizlik verileri açıklandı. Burada hesaplama yönteminin değiştiğini gördük. İşsizlik rakamının %12,2 geldiği söylendi ama hesaba katmamız gereken 4 farklı endeks karşımıza çıktı. Doğru değerlendirme yapmak için aşağıdaki kavramları bilmemiz gerekli, bunlar sırasıyla şöyle:

Zamana bağlı eksik istihdam: Referans haftasında istihdamda olan, esas işinde ve diğer işinde/işlerinde fiili olarak 40 saatten daha az süre çalışmış olup, daha fazla süre çalışmak istediğini belirten ve mümkün olduğu takdirde daha fazla çalışmaya başlayabilecek olan kişilerdir.
İşsizlik rakamına 'zamana bağlı eksik istihdam'ı da eklemeniz gerekli. Çünkü geçen ay bir gün çalışmış kişiye işi var diyebilir miyiz? O zaman bu oran %19,7 oluyor. Durun daha bitmedi. Bakın sırada ne var:

Potansiyel iş gücü: Referans haftasında ne istihdamda ne de işsiz olan çalışma çağındaki kişilerden; iş arayan fakat kısa süre içerisinde iş başı yapabilecek durumda olmayanlarla, iş aramadığı halde çalışma isteği olan ve kısa süre içerisinde iş başı yapabilecek durumda olan kişilerdir.
Yukarıdaki rakama 'potansiyel işgücünü' de eklemek gerek. Çünkü iş bulma umudunu kaybetmiş milyonlarca insanı işsiz sayamayız. Sonuç olarak rakam %22,5 oluyor.

Bütün bu rakamları alt alta topladığımızda ise Atıl İşgücü Oranı'na ulaşıyoruz. Atıl İşgücü = [(Zamana Bağlı Eksik İstihdam +İşsiz+ Potansiyelİşgücü) / (İşgücü+Potansiyel İşgücü)]*100
Hesabı yapınca nihai rakamımız, yani 'Atıl iş gücü' %29,1 oluyor. Türkiye'de yukarıdaki tanımlara bağlı olarak işsizlikten etkilenen halkın gerçek oranının %29 olduğu görülüyor.
Toplumun %30'u işsizlikten, gelir daralmasından etkileniyor. Bunun devam etmesi mümkün mü? Birileri yandaşlıkla tuzu kuru hayat sürecek, diğerleri sürünecek? Bu kötü gidişat bir noktada, bir şekilde durmak zorunda...
Durumun ne kadar hassas olduğunu gösteren diğer rakam ise 'Cari Açık'tan geldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Ocak ayına ilişkin ödemeler dengesi istatistiklerini yayımladı. Buna göre Ocak ayında cari açık 1,87 milyar dolar oldu. Ekonomistlerin beklentisi 1,55 milyar dolardı. Yıllık açık rakamı ise 36,5 milyar dolar oldu. Buradan çıkan sonuç ise, petrol fiyatının arttığı, turizm gelirlerinin düştüğü bir konjonktürde, rezervler eksi iken Türkiye'nin acil olarak ihracata dayalı büyüme modeline geçmesi gerektiğidir.
Sözün özü her konuda bir tıkanmışlık var. Bunu aşmak için reformların yapılıp yapılmayacağını hep beraber göreceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları