Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’yla ilgili Sayıştay raporu skandalı ortaya çıkardı. Halk sağlığı açısından öncelikli kurumların başında gelen Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu’nun piyasadan çekilecek zararlı ilaç ve tıbbi cihazlarla ilgili geri çekilme süreçlerini kontrol edecek bir mekanizmanın olmadığını Sayıştay 2024 yılındaki raporunda tespit etti.
Cumhuriyet gazetesinin ekim ayında yaptığı haberde Sayıştay’ın bir diğer önemli tespiti ise geri çekilecek ürünlere ilişkin firmaların buna riayet etmemesi.
Sayıştay’ın yaptığı bu skandal tespit şöyle ifade edildi:
“Kamu İdaresince piyasadan geri çekilmesine karar verilerek internet sitesi üzerinden duyurusu yapılan ürünlerin, etkin bir takip mekanizmasının bulunmadığı, geri çekme işlemlerine ilişkin sürelere firmalar tarafından riayet edilmediği ve buna ilişkin takibin idarece etkin olarak yapılamadığı, ürünler hakkında takibin tedarikçi firma beyanları yoluyla yapıldığı görülmüştür.”
Sayıştay’ın bu tespiti sonrası akıllara “Zararlı ilaçları içmeye devam mı ettik” sorusunu akıllara getirdi.
SALTIK: İKİ TÜRLÜ SUÇ VAR
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık Sayıştay’ın raporunu Yeniçağ gazetesine değerlendirdi. Ahmet Saltık, “Bu halk sağlığı açısından feci bir durum. Sizin söylediğiniz Sayıştay raporuna gör Halk sağlığı açısından iki türlü suç var. Birincisi firmalar geri çekilme kararına uymayarak suç işliyor. Kurum ise bunu etkin olarak denetlemeyerek suç işliyor” dedi.
İLAÇ RUHSATLARININ YENİLEME BAŞVURULARI YAPILMADI
Sayıştay’ın yaptığı bir skandal tespit de ilaçların ruhsat yenileme işlemlerine ilişkin. Sayıştay denetçilerinin tespitine göre Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun ilaç ruhsatları yenilemek için elektronik bir takip mekanizmasının olmadığı ortaya çıktı. Ruhsat süreleri dolan firmaların yeni bir başvuruda bulunmadığı Sayıştay raporunda yer aldı.
Sayıştay raporunda bu bulguyla ilgili şöyle denildi:
“Kamu İdaresi tarafından hazırlanan Beşeri Tıbbi Ürünlere Dair Ruhsat Yenileme Kılavuzu uyarınca ruhsat yenileme işlemlerinde ilgili birim tarafından ruhsat yenileme başvuruları öncesinde ilgili ürüne ait Kısa Ürün Bilgisi ve Kullanım Talimatı’nın güncel olduğunun onaylanması, ruhsat yenilemeye esas kalite değerlendirmesinin uygun bulunması ve Periyodik Yarar Risk Değerlendirme Raporu’nun onaylanması gerekmektedir. Yapılan incelemede bazı ruhsatlı beşeri tıbbi ürünlerin ruhsat sahipleri tarafından beş yıllık sürenin dolmasına rağmen ruhsat yenileme başvurusunda bulunulmadığı tespit edilmiştir. Kamu İdaresi tarafından ruhsat yenileme kontrolünün sağlanabileceği herhangi bir takip sisteminin henüz bulunmadığı, ruhsat yenileme sürelerinin takibi için öncelikle tüm eski tip ruhsatların elektronik ortama taşınması, ardından da kurulacak elektronik sistem alt yapısı ile uyarı/filtreleme sisteminin geliştirilmesinin planlandığı ve ruhsat yenileme başvurusunun ruhsat sahibi firmaların sorumluluğunda olduğu ifade edilmiştir.”
Sayıştay’ın bu tespitini şöyle anlatalım: Bir ilaç için 5 yıllık ruhsat alınıyor. Ruhsat süresi dolmasına 9 ay kalan bu ilaç için firma ruhsat yenileme işlemi yapmadan satışa devam ediyor. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun da bu çağda bunu takip edecek bir mekanizması olmadığını Sayıştay tespit ediyor.
RAPOR ESKİ BAŞKAN DÖNEMİNE AİT
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu başkanı geçe 2024 yılının aralık ayında değişmişti. Sayıştay’ın raporu Dr. Asım Hocaoğlu’nun başkan olduğu dönemi kapsıyor. Asım Hocaoğlu 2022 yılından Aralık 2024’e kadar bu görevi yürütmüştü. Görevden alınan Asım Hocaoğlu’nun yerine Ahmet Ayar getirilmişti. Ahmet Ayar’ın veterinerlik bölümü mezunu olması nedeniyle atandığı dönem bu görevlendirme tepki çekmişti.