Eylül ayında yoğun bir siyasi takvime hazırlanan Cumhuriyet Halk Partisi, 4-9 Eylül tarihleri arasında parti programı çalıştayı gerçekleştirilecek. 15 Eylül’de ise kurultay davası görülecek. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, söz konusu davaya ilişkin yaptığı açıklamada hem hukuki hem siyasi değerlendirmelerde bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, 15 Eylül’de görülecek CHP kurultay davasına ilişkin yaptığı açıklamada, davanın hukuki dayanağının olmadığını belirtti. Emir, “Kurultayın mutlak butlanla iptali bir erkeğin hamile kalması kadar mümkündür” diyerek davanın hukuki zemininin olmadığını vurguladı.

Emir, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararlarının iki yıl sonra bir mahkeme tarafından bozulmasının “hukuki çılgınlık” olacağını belirterek davanın ceza boyutunda hakim bulunamadığını, dosyanın adeta “ateş topu” gibi mahkemeler arasında dolaştığını ifade etti. Emir, sürecin Anayasa Mahkemesi’ne kadar taşındığını ve davanın siyasi bir araç olarak kullanıldığını dile getirdi.

murat-emir.jpg

Kurultay delegelerinden birinin “1000 dolar aldım, anı olarak saklıyorum” şeklindeki ifadesinin dava konusu yapılmasını eleştiren Emir, bu tür iddiaların CHP’ye zarar vermek amacıyla gündeme getirildiğini söyledi. İstanbul Kongresi sürecine de değinen Emir, benzer girişimlerin orada da yaşandığını belirterek şöyle konuştu:

Hukukçu olarak değerlendirirsem biliyorsunuz benim bir de doktor tarafım var. Artık anlat anlat tam anlatamıyor muyuz acaba diye düşünerek şöyle bir örnekle anlatmanın daha pratik olacağını düşündüm. Şöyle, hukuken bizim kurultayımızın mutlak butlan sayılması bir erkeğin hamile kalması kadar mümkündür. Bir erkek ne kadar hamile kalırsa bizim kurultayımız o kadar mutlak butlanla iptal edilebilir. İnanın bu böyle. O yüzden hiç hukuki tartışmaya girmeye bile gerek yok. Feti Yıldız dün tweet attı, “bir hukuk mahkemesi hakimi siyaseti dizayn edemez” dedi. Doğru mu? Doğru. Kurultayları YSK yapar, ilçe seçim kurulları yapar. Süresi içinde itirazları olur. Türkiye yeni kurulmadı, Türkiye'de binlerce kurultay yapılmış. Şimdi 2 yıl sonra geliyor bir hakim, Yüksek Seçim Kurulu'nun verdiği kararı bozacak. Eğer bu olursa bir çılgınlık olur. Bir başka Asliye Hukuk Hakimi de bir başka bir başka yerdeki mesela atıyorum Malatya Hekimhan'daki Asliye Hukuk Hakimi canı sıkıldı. 2002 AKP kurultayını geçersiz saydı. Mutlak butlan saydı ne yapacaksınız? 2002 delil zaten yok denilebilir. Şimdi bizim bu dosyadaki yani ceza davası daha hakim bulamadılar. Çünkü yine sembolik anlatayım. Bir ateş topu bir hakime atıyorlar. Asliye ceza hakimi, bunu ağır cezaya atıyor, ağır ceza eline alıyor. Tekrar Asliye Ceza Mahkemesi'ne atıyor. Asliye Ceza Mahkemesi tutmak istemiyor. Adalet Bakanlığı'na atıyor. Adalet Bakanlığı hayır sen bakacaksın buna deyince bu sefer Anayasa Mahkemesi’ne atıyor.

CHP BİRİNCİ PARTİ, BİZ İKTİDARA GELİYORUZ

Şu an top Anayasa Mahkemesi'nde yanan bir ateş. Bir kurultay delegesi, “ben bir 1000 dolar aldım, bunu da anı olarak saklıyordum” diyor. Bu da söz o kadar. Bunun üzerinden tartıştıracaklar. Biz bunlarla meşgul değiliz. Biz halkımıza güveniyoruz. İstanbul Kongresi için de şu anda bir yürüyen bir süreç var. Aynı şey yani buradan deviremedik oradan devirelim. Bunlar hukuki süreçler değil. Bunlar bir şey yapalım CHP'ye patinaj yaptıralım için üretilen şeyler. Çünkü CHP birinci parti, biz iktidara geliyoruz. Biz sokaktayız, alandayız, meydandayız, kentlerdeyiz. Milletvekillerimiz sahada ve halk perişan yani insanlar ağır bir ekonomik bunalımın içerisinden geçiyor. Açlık, yoksulluk, işsizlik, diz boyu. Bu koşullarda insanlar artık yılmış. Biz programımızı hazırladık. Örgütlerimize sorduk. Milletvekillerimiz, örgütlerimiz sahaya indiler. İş dünyasına, tarımcılara, odalara, herkese soruldu. Tekrar veriler alındı, tekrar gidildi. Bu yazda gidiliyor ve program kurultayımızı yaptığımızda herkes görecek ki CHP halkla birlikte program yapan bir partidir. Olağan kurultay sürecimiz olması gerektiği gibi yürüyor. Biz halka güveniyoruz. Başka da güveneceğimiz bir şey yok.