Çocukların ellerinden düşmeyen akıllı telefonlar ve tabletler, masum bir eğlence aracı gibi görünse de uzmanlar, erken yaşta dijital cihaz kullanımının zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim üzerinde ciddi riskler oluşturduğunu vurguladı. Özellikle 0-6 yaş dönemi, beyin gelişiminin en hızlı olduğu kritik bir evre.

Bilimsel araştırmalar, bu dönemde aşırı ekran maruziyetinin dikkat eksikliği, hiperaktivite, uyku bozuklukları ve sosyal becerilerde gerileme gibi sorunlara yol açtığını ortaya koydu.

Uzmanlar, çocukların erken yaşta telefonla tanışmasının gelişimsel riskler taşıdığına dikkat çekerek, “0-6 yaş grubu için deneyimsel öğrenme, oyun ve insan etkileşimi hayati önemdedir. Telefon gibi pasif ekranlar, dili anlama, duyguları tanıma ve ifade etme gibi alanlarda gecikmelere neden olabilir” dedi.

Uzmanlar, bilimsel çalışmaların, uzun süreli ekran kullanımının çocuklarda dikkat sürelerini kısalttığını, mavi ışığın uyku hormonlarını baskılayarak uykuya geçişi zorlaştırdığını ve yüz yüze iletişimin azalmasının empati gelişimini olumsuz etkilediğini gösterdiğini belirtti.

Uluslararası alanda yapılan araştırmalar da bu endişeleri destekledi. ABD merkezli Sapien Labs tarafından 100 binden fazla gencin katılımıyla gerçekleştirilen bir çalışma, 13 yaşından önce akıllı telefon sahibi olmanın ruh sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yarattığını ortaya koydu.

Çalışmayı yürüten Dr. Tara Thiagarajan, “Gelişmekte olan zihinler, çevrimiçi ortamdan daha derin şekilde etkileniyor. 13 yaş altındaki çocukların akıllı telefona erişimi sınırlandırılmalı” diyerek, alkol ve tütün yasaklarına benzer düzenlemeler önerdi.

Araştırma, erken yaşta telefon kullanımının siber zorbalık, uyku düzensizlikleri ve aile ilişkilerinde zayıflama ile bağlantılı olduğunu gösterdi.

Amerikan Pediatri Akademisi (AAP), 0-2 yaş arası çocukların ekran kullanımından tamamen uzak tutulmasını, 2-5 yaş arası çocukların ise günde en fazla 1 saat ekran başında geçirmesini önerdi.

AAP’ye göre, çocukların dokuları daha hassas olduğu için elektromanyetik dalgaların etkileri yetişkinlere kıyasla daha fazla.

Amerikan KBB Akademisi tarafından yapılan bir araştırma, günde 1 saatten fazla telefon kullanan çocuklarda işitme kaybı riskinin arttığını ortaya koydu.

Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarını sakinleştirmek ya da oyalamak için telefon ve tabletlere başvurmasının uzun vadeli sorunlara yol açabileceği konusunda hemfikir.

Uzmanlar, “Telefonun bir ‘sakinleştirici’ ya da ‘ödül-ceza aracı’ olarak kullanılması, çocukların duygusal düzenleme becerilerini geliştirmesini engelliyor. Çocuklar, zorlayıcı duygularla başa çıkmayı öğrenmek yerine bu duyguları bastırmak için cihazlara bağımlı hale gelebilir. Bu, ilerleyen yaşlarda stres, kaygı ve öfke yönetimi sorunlarına yol açabilir” uyarısında bulundu.

PEKİ, ÇÖZÜM NE?

Uzmanlar, ebeveynlerin ve öğretmenlerin teknoloji kullanımında rol model olmasının kritik olduğunu vurguladı.

Uzmanlar, “Sınırsız ekran kullanan bir yetişkinin çocuğa sınır koyması mümkün değil. Okul öncesi dönemde ekran süresi günde 1 saati geçmemeli” dedi. Bunun yerine, kitap okuma, açık havada oyun ve yaratıcı etkinlikler teşvik edilmeli.

Çocuğun dijital içerikleri ebeveynle birlikte izlemesi ve sonrasında bu içerikler hakkında konuşması, medya okuryazarlığını geliştirmede etkili bir yöntem. Ayrıca, yemek saatleri ve uyku öncesi gibi “ekransız zaman dilimleri” planlamak, sağlıklı alışkanlıkların oluşmasına katkı sağladı.

Dr. Thiagarajan, “Dijital okuryazarlık ve ruh sağlığı eğitimi zorunlu hale getirilmeli. Çocukların çevrimiçi risklere karşı korunması için ebeveynlerin ve toplumun ortak sorumluluğu var” dedi.

Çocukların geleceği için atılacak adımlar, bugünden şekillendi. Erken yaşta telefon kullanımının yarattığı risklere karşı bilinçli bir yaklaşım, sağlıklı nesillerin yetişmesi için vazgeçilmez göründü.