Başarı kaygısı yaşayan çocuklar, kendi değerlerini yalnızca başarılı olduklarında hissedebileceklerine inanabiliyor. Örneğin, “Sınavdan yüksek not alırsam babam bana hediye alacak” ya da “Ödevlerimi zamanında bitirirsem annem beni sevecek” gibi düşünceler, çocuklarda sonuç odaklı bir yaklaşımı tetikliyor.
Bu durum, aşırı gerginlik yaratırken, başarıda değerli hissetme, başarısızlıkta ise sıkışmışlık ve değersizlik duygularına yol açabiliyor.

KAYGILI ÇOCUKLARIN GÖSTERDİKLERİ TEPKİLER
Uzmanlar, kaygılı çocuklarda duygusal ve davranışsal tepkilerin sıkça gözlemlendiğini belirtiyor. Dalgınlık, korku, ağlama nöbetleri, öfke, saldırganlık, suçu başkasına atma, titreme, baş dönmesi, mide bulantısı, karın ağrısı, kabus görme, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları gibi belirtiler, kaygının en yaygın yansımaları arasında yer alıyor.

YETİŞKİNLİKTE KAYGININ ZORLU ETKİLERİ
Çocuklar, “Başarılı olmazsam öğretmenim beni sevmez, arkadaşlarım benimle oynamaz, ailem beni sevmez” gibi düşüncelerle başarı ve sevgi kavramlarını sıkça bir araya getiriyor. Arka arkaya hata yapan çocuklar, eleştirilere maruz kaldığında derslerde motivasyon kaybı yaşıyor. Uzmanlar, eleştiri yerine yapıcı ve samimi cümleler kullanılmasının çocukların başarı düzeyini artırabileceğini vurguluyor.
Kaygı, öz güven eksikliği, değersizlik hissi ve korku gibi duygularla birleştiğinde, çocukların yaşamında derin izler bırakabiliyor. Bu duygu durumu, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde daha karmaşık sorunlara yol açarak hayatlarını zorlaştırabiliyor.
Ebeveynler ve eğitimciler, çocukların kaygılarını azaltmak için destekleyici bir yaklaşım benimseyerek onların sağlıklı bir duygusal gelişim süreci geçirmelerine yardımcı olabilir.