Demans, genellikle yaşlılıkla ilişkilendirilen bir sağlık sorunu olsa da, gençler arasında giderek artan bir tehdit haline geldi.
Genç başlangıçlı demans (YOD), yani 65 yaşından önce ortaya çıkan demans, karakter değişiklikleri, ruh sağlığı sorunları ve sosyal ilişkilerde bozulma gibi ciddi sağlık riskleriyle kendini gösterdi.
Bilimsel çalışmalar ve uzman görüşleri, bu rahatsızlığın genç nüfusta yaygınlaşmakta olduğunu ve erken müdahalenin kritik önem taşıdığını vurguladı.
DEMANSIN GENÇLERDEKİ YAYGINLIĞI
JAMA Neurology’de yayımlanan bir meta-analiz, 30-64 yaş aralığında küresel olarak 100.000 kişide 119 oranında genç başlangıçlı demans (YOD) vakası olduğunu ortaya koydu; bu, dünya genelinde yaklaşık 3,9 milyon insanın YOD ile yaşadığı anlamına geldi.
eClinicalMedicine’de yayımlanan bir çalışma ise, 1990-2021 yılları arasında 65 yaş altı demans prevalansının %122,33 arttığını ve yeni vakaların %128 yükseldiğini bildirdi. Özellikle yüksek sosyoekonomik endeks (SDI) bölgelerde ve kadınlarda bu artış daha belirgin.
KARAKTER VE RUH SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Demans, gençlerde yalnızca bilişsel işlevleri değil, aynı zamanda kişilik ve duygusal durumu da derinden etkiledi.
Londra Üniversitesi’nden nörolog Prof. Dr. Nick Fox, “Genç başlangıçlı demans, genellikle frontotemporal demans gibi türlerde, öfke patlamaları, sosyal uygunsuzluk ve empati kaybı gibi karakter değişiklikleriyle kendini gösteriyor” dedi.
Alzheimer’s Disease International’ın raporuna göre, gençlerde Alzheimer hastalığı tüm YOD vakalarının yaklaşık %33’ünü oluştururken, frontotemporal demans %12’lik bir paya sahip ve bu tür, özellikle davranışsal değişikliklerle öne çıktı.
Ruh sağlığı üzerindeki etkiler de alarm verici. Alzheimers & Dementia dergisinde yayımlanan bir çalışma, YOD hastalarının %40’ının anksiyete ve depresyon gibi eşlik eden ruh sağlığı sorunları yaşadığını gösterdi.
ABD’deki Mayo Clinic’ten nörolog Dr. David Knopman, “Genç hastalar, iş kaybı, aile sorumlulukları ve sosyal damgalanma gibi faktörler nedeniyle daha fazla psikolojik yük taşıyor. Bu, demansın duygusal etkilerini daha da ağırlaştırıyor” dedi.
RİSK FAKTÖRLERİ VE ARTAN YAYGINLIK
Demansın gençlerde yaygınlaşmasının ardında hem genetik hem de çevresel faktörler yatıyor.
The Lancet Public Health’te yayımlanan bir analiz, yüksek vücut kütle indeksi (BMI), yüksek kan şekeri ve sigara kullanımının YOD riskini artırdığını ortaya koydu. Özellikle yüksek BMI ve kan şekeri, 1990-2021 arasında demans kaynaklı sağlık kayıplarını sırasıyla %40 ve %100 artırdı.
Oxford Üniversitesi’nden epidemiyolog Prof. Dr. Sarah Harper, “Obezite ve diyabet gibi modern yaşam tarzı faktörleri, gençlerde demans riskini artırıyor. Buna sosyal stres ve uyku bozuklukları da eklenince tablo daha karmaşık hale geliyor” dedi.
Gençlerde demans, genellikle genetik yatkınlık veya travmatik beyin hasarlarıyla ilişkilendiriliyor, ancak yaşam tarzı faktörlerinin etkisi giderek daha fazla dikkat çekti. Özellikle kentsel alanlarda artan stres ve kötü beslenme alışkanlıkları, genç nüfusu risk altına soktu.
KORUNMA VE ERKEN TEŞHİS ÇAĞRISI
Uzmanlar, demansın gençlerdeki yıkıcı etkilerini azaltmak için erken teşhis ve önleyici stratejilerin önemine vurgu yaptı.
Harvard Tıp Fakültesi’nden nörolog Dr. Gad Marshall, “Egzersiz, Akdeniz diyeti ve zihinsel aktiviteler, demans riskini azaltmada etkili. Ayrıca, düzenli sağlık kontrolleri, erken belirtilerin yakalanmasını sağlayabilir” dedi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), genç nüfus için demans farkındalığını artırmak amacıyla küresel bir kampanya başlattı ve yaşam tarzı değişikliklerini teşvik etti.
Türkiye’de, nörologlar ve halk sağlığı uzmanları, gençler arasında demans farkındalığını artırmak için eğitim programları ve tarama kampanyaları önerdi.
Erken teşhis, genç hastaların yaşam kalitesini korumada büyük fark yaratabilir. Toplum olarak bu konuya daha fazla önem vermeli.
GENÇLİKTE DEMANSLA MÜCADELE
Demans, gençler arasında yalnızca bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir yük.
Karakter değişiklikleri, ruh sağlığı sorunları ve artan yaygınlık, bu hastalığın ciddiyetini gözler önüne serdi.
Bilimsel veriler ve uzman görüşleri, erken teşhis, sağlıklı yaşam tarzı ve toplumsal farkındalığın, genç beyinleri bu sessiz düşmandan korumanın anahtarı olduğunu gösterdi. Gençler, demansın gölgesinde değil, sağlıklı bir gelecekle büyümeyi hak etti.