DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Temelli, sözlerine İnsan Hakları Derneği'nin 22'nci Olağan Genel Kurulu'nda yapılan seçim sonrasında eş başkanlar seçilen Oya Ersoy ve Cihan Aydın'ı tebrik ederek başladı.

Temelli, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Demirtaş kararı sonrasında sevgili Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi beklendi ve hala bekliyoruz. Neden tahliye edilmediğine dair hiçbir açıklama yok. Siyasallaşmış yargı hala kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı kesindir. Nettir ve Selahattin Demirtaş ile bu davadan yargılanan bütün arkadaşlarımız hemen bırakılması gerekiyor. Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını uygulamayarak İstinaf Mahkemesi, açık söyleyelim, suç işliyor. Ama yargı öyle bir hale gelmiş ki Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı kararlarda gayet rahat bir şekilde suç işleyebiliyor" sözlerini kullandı.

Sezai Temelli, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Demirtaş kararı sonrasında sevgili Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi beklendi ve hala bekliyoruz. Neden tahliye edilmediğine dair hiçbir açıklama yok. Siyasallaşmış yargı hala kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı kesindir. Nettir ve Selahattin Demirtaş ile bu davadan yargılanan bütün arkadaşlarımızın hemen bırakılması gerekiyor. Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını uygulamayarak İstinaf Mahkemesi, açık söyleyelim, suç işliyor. Ama yargı öyle bir hale gelmiş ki Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı kararlarda gayet rahat bir şekilde suç işleyebiliyor" dedi.

Temelli, şunları kaydetti:

"SAVCILAR, SEÇİLMİŞ SİYASETÇİLERİ HEDEF HALİNE GETİRİYORLAR"

"Türkiye'deki savcıların en temel meselesi siyaset. Savcılar, toplumun aslında güvenliği, toplumun bu kirliliğe karşı korunması anlamında inisiyatif almak yerine seçilmiş siyasetçileri hedef haline getiriyorlar. İşte en son açıklanan iddianamede de gördünüz. Yarın grup toplantımızda eş genel başkanımız Tuncer Bakırhan bu konuda kamuoyuna önemli açıklamalarda bulunacak. Ekonomide adalet yok. Çünkü toplumda adalet yok. Toplumda adalet yoksa ekonomide de olmuyor. Ekonomide olmayınca toplumda da olmuyor.

"TÜRKİYE'DEKİ YARGI SİSTEMİ EVRENSEL HUKUK NORMLARINDAN GİDEREK UZAKLAŞIYOR"

Türkiye'nin en önemli sıkıntılarından biri, hiç kuşkusuz adalet konusu. Yargı paketlerini hala bekliyoruz. Dolayısıyla İnfaz Kanunu'nda ne olacak? Covid ile ilgili düzenlemeler ne olacak? Cezaevlerinin durumu ne olacak? Halk bunu bekliyor, fakat yargı paketleri Meclis’e hala gelmiş değil. Gelse de, nasıl geleceği üzerine tartışmalara baktığımızda, beklentileri karşılayacak yargı paketi karşımızda yok. Bir an önce halkın, toplumun beklentilerini karşılayacak yargı düzenlemelerine ihtiyacımız var. Türkiye'deki yargı sistemi siyasallaştığı kadar aslında hukuk devleti ve evrensel hukuk normlarından giderek uzaklaşıyor.

"İSTİNAF MAHKEMESİ, AÇIK SÖYLEYELİM, SUÇ İŞLİYOR"

AİHM'in Demirtaş kararı sonrasında sevgili Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi beklendi ve hala bekliyoruz. Neden tahliye edilmediğine dair hiçbir açıklama yok. Siyasallaşmış yargı hala kulağının üstüne yatmaya devam ediyor. Oysa AİHM kararı kesindir. Nettir ve Selahattin Demirtaş ile bu davadan yargılanan bütün arkadaşlarımız hemen bırakılması gerekiyor. Şu anda AİHM'in kararını uygulamayarak İstinaf Mahkemesi, açık söyleyelim, suç işliyor. Ama yargı öyle bir hale gelmiş ki Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı kararlarda gayet rahat bir şekilde suç işleyebiliyor.

"ANAYASA MAHKEMESİ, ANAYASA'YI GÖZETEN, KOLLAYAN, YAŞATAN BİR MAHKEMEDİR"

Aynı şeyi nerede görüyoruz? Tayfun Karaman hakkındaki kararda da görüyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin kararı nettir. Anayasada da yazıyor. Fakat uygulamamakta ısrar eden bir mahkeme var. Daha önce Can Atalay’da da bunu gördük. Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan, keyfi davranan Anayasa Mahkemesi, efendim, bir üst mahkeme değilmiş. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'yı gözeten, kollayan, yaşatan bir mahkemedir. Dolayısıyla sizin anayasaya aykırı yapacağınız bir işte, tabii ki, karşınıza çıkacak bir karar alacaktır. Bir karar almış. Siz bu karara uymadığınız zaman bir üst mahkeme kararına değil, anayasayı ihlal ediyorsunuz. Ona uymuyorsunuz. Mahkeme size bunu söylüyor. Dolayısıyla siz anayasaya aykırı işlem yapamazsınız."

Temelli, Meclis çözüm komisyonunun yasa gündemine ilişkin sorulan soruya, "Bu konuda çeşitli açıklamalar oluyor. Sayın Uçum da bir açıklama yaptı. Şunu çok iyi biliyoruz ki, özellikle 26 Ekim'e kadar gelen süreçte, 27 Şubat'ta başlayan sayın Öcalan'ın açıklamalarından 26 Ekim'de geri çekilmeye kadar önemli adımlar atıldı, ama tek yanlı atıldı. Diğer tarafın adım atacağı en önemli mevzu, özel yasa meselesine odaklanıyor. Bununla başlanacak gibi görünüyor. Bu yasanın nasıl olması gerektiğine dair meclis komisyonu görüşmeleri tamamladıktan sonra raporunu yazacak. Bu rapor çerçevesinde çeşitli görüşler alınacak ve kanun teklifine doğru yol alacağız. Daha önce 31 Aralık hedef olarak gösteriliyordu; umarım çok gecikmeden, bir an önce bu kanun teklifi genel kurula gelir ve yasalaşır. Özel yasa dediğimiz şeyler de başlamış olur. Bu, toplumun beklentilerinin önemli bir kısmını karşılar ve sağlıklı bir şekilde yol alınabilir" yanıtını verdi.

Temelli, komisyon üyelerinin İmralı Adası ziyaretine ilişkin soruyu ise "Komisyonun adaya gitme konusunu da gündeme almasını biz istiyoruz. Çok daha önce de istedik. Umarım yarın bunu gündemine alır, kararını verir" sözleriyle yanıtladı.