Depremin vurduğu Hatay'da 28 şebeke suyunun sadece 2'si içilebilir durumda

Depremin vurduğu Hatay'da 28 şebeke suyunun sadece 2'si içilebilir durumda
Sağlık ve meslek örgütleri, Hatay’da 28 noktada şebeke sularından numune aldı Çıkan analizler sonucunda 26 şebeke suyunda mide, bağırsak hastalıklarına yol açan bakterilerin ürediği tespit etti.

BirGün Gazetesi'nde yer alan bilgilere göre; Hatay’da depremin üzerinden 8 ay geçti ancak şebeke suları hâlâ içilebilir hale getirilemedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Hatay Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi, Hatay’daki içme ve kullanma suyuna dair yürüttüğü saha çalışmasına dair gözlem, değerlendirme ve öneri raporunu yayımladı.

Depremzedelerin yeterli sağlıklı suya erişim ile ilgili sorunlarının devam ettiği belirtilen raporda "Raporlar sonucu genel olarak suların içilebilir olmadığı tespit edilmiştir. Alınan su numunelerinin büyük çoğunluğunda E.Coli üremiştir. Yine E.Coli ve koliform bakterilerin birlikte üreme gösterdiği örnek sayısı fazladır. İçilebilir kritere uygun sadece iki numune noktası tespit edilmiştir" dedi.

KANALİZASYON İHTİMALİ

Depremlerden daha fazla etkilenen Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Reyhanlı ilçelerinde içme ve kullanma sularına yönelik saha çalışması yürütüldü. Analizlerde halk sağlığı, çevre sağlığı ve çevre mühendisliği konularında deneyimli akademisyen ve sağlık çalışanları tarafından değerlendirilen analiz sonuçları, genel olarak suların içilebilir olmadığını ortaya koydu. Alınan su numunelerinin büyük çoğunluğunda E.Coli ve koliform bakterilerin ürediği tespit edilirken sadece iki numune noktasında suyun içilebilir kritere uygun olduğu aktarıldı.

BAKTERİ TESPİT EDİLDİ

Deprem sonrası toplumsal sağlık açısından tehdit olan birçok başlıkta ciddi yol kat edilemediği vurgulanan raporda, "Bazı örneklerde E.Coli bakteri ve koliform parametresinin çok yüksek çıkması şebekeye ve isale hattına kanalizasyonun karışmış olması ihtimalini arttırmaktadır. Analiz sonuçlarından açıkça görüleceği gibi, yine bazı numunelerde suda serbest klora rağmen E.Coli tespit edilmesi, suyun kontaminasyon düzeyinin çok yüksek olduğu bölgelerin varlığını göstermektedir" ifadelerine yer verildi. İl ve ilçe hıfzıssıhha kurullarına toplanma çağrısı yapılan raporda, asıl sorumlular olan kamu kurumlarının yanı sıra temiz içme suyu sorununun çözülebilmesi için meslek odaları, emek örgütleri ve demokratik kitle örgütlerinin topyekûn mücadelesinin gerekli olduğu, karar alma süreçlerine halkın da dahil edilmesi gerektiği vurgulandı.