Doğanın gizemli derinliklerinde, şifa veren pek çok bitki gizlenmiştir ve bu bitkilerden biri de koyunkıran otudur.
Koyunkıran otu, özellikle depresyon ve menopoz semptomlarına karşı etkili olan şifalı özellikleriyle tanınır.
Peki, koyunkıran otu nedir?
Bu bitki, Kılıçotugiller ailesine aittir ve 30 ila 100 cm arasında yüksekliğe ulaşan, çok yıllık bir bitkidir.
Yaprakları karşılıklı dizilmiş, eliptik veya oval, bazen de uzunca bir yapıya sahiptir. Yaprakların üzerinde siyah noktalar halinde yağ bezeleri yer alır ve bu bezeler saydamdır.
Çiçekleri parlak altın sarısı renkte olup, kenarları çentikli ve üzeri açık ya da koyu renkli noktalarla süslüdür.
Meyveleri ise yumurta biçiminde olup, içerisinde üç bölümlü silindir şeklinde tohumlar barındıran kapsüllerden oluşur.
Faydalarına gelince…
Koyunkıran otu, kabızlık giderici, iştah artırıcı, göğüs yumuşatıcı ve balgam sökücü özelliklere sahiptir.
Aynı zamanda sakinleştirici, spazm çözücü ve ağrı kesici etkilere de sahiptir.
Stres, kaygı, sinirsel rahatsızlıklar, depresyon ve menopoz gibi durumlar için tercih edilir.
Kullanımı ise oldukça basittir:
Kurutulmuş bitkiden 1-2 tatlı kaşığı alınır ve üzerine bir bardak kaynar su eklenip 10-15 dakika demlenmesi beklenir. Hazırlanan bu çaydan günde üç defa birer bardak tüketilir.
Antiseptik ve yara iyileştirici özellikleriyle de bilinir. Ciltteki iltihaplar, morluklar, varis ağrıları, hafif yanıklar ve güneş yanıkları için faydalıdır.
Koyunkıran otunun gonca, çiçek, yaprak ve taze sürgünlerinden 100 gram alınır ve bir şişeye konur. Üzerine 250 gram yüksek kaliteli zeytinyağı eklenir. Şişe, güneş gören bir pencere önünde 4-6 hafta bekletilir ve ardından süzülerek koyunkıran otu yağı elde edilir. Bu yağ, genellikle dıştan uygulanan bir masaj yağı olarak kullanılır.
Koyunkıran otu çayı, tentürü, draje veya damlası kullanılırken, güneşe maruz kalmaktan kaçınılmalıdır; çünkü bu, deride kaşıntı ve kabarcıklara neden olabilir.
