Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ketojenik diyet, vejetaryen beslenme ve aralıklı oruç gibi beslenme trendleri popülaritesini artırarak sağlıklı yaşamın merkezine oturdu. Ancak bilim insanları ve beslenme uzmanları, bu diyetlerin "mucize" olarak sunulmasına karşı uyardı.
Tek tip beslenme modellerinin uzun vadede vücudun ihtiyaç duyduğu mikro ve makro besin öğelerinden mahrum kalmasına yol açabileceği belirtildi.
UZMAN GÖRÜŞLERİ VE BİLİMSEL BULGULAR
Amerika Diyetisyenler Derneği (Academy of Nutrition and Dietetics) eski başkanı ve beslenme uzmanı Dr. Marisa Moore, "Bir diyetin popüler olması, onun herkese uygun veya uzun vadede sürdürülebilir olduğu anlamına gelmez. Birçok kişi için tek bir beslenme şekline odaklanmak, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmekten çok, kısa süreli bir çözüm arayışına dönüşüyor" dedi.
Moore, bireysel ihtiyaçlara, genetik yapıya ve yaşam tarzına göre şekillenen kişiselleştirilmiş beslenme planlarının önemine vurgu yaptı.
Harvard T.H. Chan Kamu Sağlığı Okulu'nda yapılan bir araştırma, moda diyetlerin kısa vadede kilo kaybı sağlamasına rağmen, uzun vadede bu kiloların geri alınabildiğini ve metabolik sağlık üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını ortaya koydu.
Araştırmanın yazarlarından Prof. Walter C. Willett, "En sağlıklı beslenme şekli, belirli bir diyetin katı kurallarına uymak değil, meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlardan zengin, dengeli ve çeşitli bir beslenmedir" şeklinde görüşlerini belirtti.
BÜTÜNSEL YAKLAŞIM NEDEN ÖNEMLİ?
Uzmanlar, beslenmenin tek başına yeterli olmadığını, fiziksel aktivite, yeterli uyku ve stres yönetimi gibi diğer yaşam tarzı faktörleriyle bir bütün olarak ele alınması gerektiğini savundu.
Örneğin, aralıklı oruç popülaritesini korurken, kronik uyku eksikliğinin hormonal dengesizliklere ve kilo alımına yol açabileceği biliniyor. Dolayısıyla, aralıklı oruç yapan bir kişinin düzensiz uyku düzenine sahip olması, diyetin faydalarını gölgeleyebilir.
Beslenme trendleri sağlıklı yaşam yolculuğunda bir başlangıç noktası olabilir, ancak uzmanlar kalıcı ve gerçek bir sağlık dönüşümü için bilimsel temellere dayalı, kişiye özel ve bütünsel bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Moda diyetlerin cazibesine kapılmak yerine, vücudun gerçekten neye ihtiyacı olduğunu anlamak, uzun vadeli sağlık için atılacak en önemli adım olarak gösterildi.