Doğum sonrası dönemde kadınların yaklaşık üçte biri, cinsel ilişki sırasında ağrı, sırt ağrısı, idrar kaçırma, anksiyete veya depresyon gibi uzun süreli sağlık sorunlarıyla karşılaştı.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) yayımladığı bir araştırmaya göre, her yıl en az 40 milyon kadın, doğumun doğrudan veya dolaylı etkileriyle bu tür kalıcı komplikasyonlar yaşıyor; bu sorunlar aylar, hatta yıllar sürebiliyor. Bu veriler, postpartum dönemin sadece "mutlu bir geçiş" olmadığını, aksine ciddi tıbbi müdahale gerektirebileceğini ortaya koydu.

Doğum sonrası depresyonu (PPD), bu komplikasyonların en yıkıcı olanlarından biri olarak öne çıktı.

ABD Ulusal Kadın Sağlığı Ofisi'ne göre, yeni annelerin yüzde 10-15'ini etkileyen bu durum, aşırı üzüntü, anksiyete, bebekle bağ kuramama ve intihar düşünceleri gibi belirtilerle kendini gösterdi.

Mayo Kliniği uzmanları, belirtilerin doğumdan sonraki ilk iki haftada ortaya çıkabileceğini ve tedavi edilmezse annenin ebeveynlik kapasitesini baltalayabileceğini vurguladı.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Lauren Osborne, "PPD, hormonal dalgalanmalarla tetiklenen biyolojik bir gerçeklik; anneler bunu 'zayıflık' olarak görmemeli, çünkü erken müdahale ile yüzde 98 oranında iyileşme sağlanıyor" dedi.

Araştırmalar, PPD'nin risk faktörlerini netleştirdi. Massachusetts Genel Hastanesi Kadın Ruh Sağlığı Merkezi'nden Dr. Katherine Wisner'ın öncülüğündeki bir çalışma, önceki depresyon geçmişi olan kadınlarda tekrarlama riskinin yüzde 30'a çıktığını gösterdi.

Benzer şekilde, Frontiers dergisinde yayımlanan bir kapsamlı inceleme, gebelikte anksiyete veya preterm doğum gibi komplikasyonların PPD'yi tetiklediğini belirtti. Bu kadınlarda relaps oranı standart tedaviye kıyasla yüzde 74 daha düşük olabiliyor.

Fiziksel komplikasyonlara gelince, NCBI'nin StatPearls raporuna göre, yeni annelerin dörtte birinden fazlası ilk yılda idrar kaçırma yaşıyor; bu oran obezite, sigara ve forceps kullanımıyla artırdı.

Hemoroid ve vajinal travmalar da yaygın; WHO verileri, anal inkontinansın yüzde 19, perineal ağrının ise yüzde 11 oranında görüldüğünü raporladı.

Tedavi yöntemleri, multidisipliner yaklaşımlarla umut vaat etti. Cleveland Kliniği uzmanları, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) gibi antidepresanların emzirme döneminde güvenli ve etkili olduğunu belirttti. Sertralin gibi ilaçlar, semptomları haftalar içinde hafifletti.

Dr. Wisner, "Yüksek riskli kadınlarda doğumdan hemen sonra sertralin başlanması, relapsı önlemede plaseboya üstün" diye ekledi. bir randomize kontrollü çalışmada, tedavi grubunda sadece yüzde 7 relaps gözlendi.

Yeni nesil tedavilerde ise, FDA onayı alan zuranolone adlı oral ilaç, PPD için devrim niteliğinde; klinik denemelerde semptomları 14 günde azaltıyor ve emzirmeye uyumlu.

Psikososyal destek de kritik. BMC Public Health'te yayımlanan bir araştırma, partner desteği ve grup terapilerinin PPD semptomlarını yüzde 50 azalttığını gösterdi.

Kadınlar, "duygusal ve pratik yardım"ı en etkili buldu. Fiziksel sorunlar içinse, ACOG rehberleri Kegel egzersizleri, lifli beslenme ve yara bakımı öneriyor; egzersiz programları, idrar kaçırma riskini yüzde 30 düşürdü.

Dr. Osborne, "Eğitimsel müdahaleler, annelerin kendi kendine yeterliliğini artırarak komplikasyonları önlüyor" görüşünde.

Uzmanlar, postpartum bakımı "tek ziyaretten öte, sürekli bir süreç" olarak tanımladı.

ACOG, ilk üç haftada telefon veya yüz yüze takip, ardından 12. haftada kapsamlı değerlendirme önerdi. Bu, preterm doğum veya gestasyonel diyabet gibi riskleri erken yakaladı.

WHO Direktörü Dr. Pascale Allotey, "Bu sorunlar günlük hayatı zehirliyor; politikalar, düşük-orta gelirli ülkelerde kaliteli rehberlik eksikliğini gidermeli" dedi.

Erken tarama araçları gibi Edinburgh Postnatal Depresyon Ölçeği (EPDS), semptomları tespit etmede yüzde 85 hassasiyet sağladı.

Doğum sonrası depresyonu ve komplikasyonlar, kadın sağlığını tehdit eden sessiz bir salgın; ancak bilimsel ilerlemeler ve uzman rehberliğiyle yönetilebilir.

Anneler, semptomlarda gecikmeden yardım aramalı bu, sadece kendileri için değil, bebeklerinin geleceği için bir zafer olacağının altı çizildi.