Popülaritesi tüm dünyada hızla artan dövmelerle ilgili olarak, bilim dünyasından ardı ardına gelen çarpıcı araştırma sonuçları uzun süredir devam eden bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.
İsveç ve Danimarka'da yapılan iki büyük çalışma, dövme sahibi olmanın, özellikle lenf sistemi kanseri olan lenfoma ve cilt kanseri riskinde artışla ilişkilendirilebileceğini gösterdi.
İSVEÇ’TEN YÜZDE 21’LİK ARTIŞ UYARISI
Lund Üniversitesi'ndeki İsveçli araştırmacılar tarafından yürütülen ve yakın zamanda yayımlanan kapsamlı bir çalışma, dikkat çekici veriler sundu.
Araştırmada, dövmesi olan kişilerde lenfoma görülme sıklığının, dövmesiz olanlara kıyasla yüzde 21 daha yüksek olduğu tespit edildi. Ancak, bu oranın yorumlanmasında ihtiyatlı olunması gerektiğini ifade eden uzmanlar, lenfoma gibi nadir görülen bir kanser türünde dahi bu oranın mutlak riskteki artışın küçük bir yüzdesi anlamına geldiğine işaret etti.
Örneğin, bir bireyin yaşam boyu lenfoma geliştirme riski yaklaşık %2 civarındayken, %21'lik bir artış mutlak riski sadece çok az yükseltmekte.
DANİMARKA İKİZ ÇALIŞMASI: BÜYÜK DÖVMELERDE RİSK DAHA BELİRGİN
İsveç çalışmasını destekleyen bulgular, Danimarka İkiz Dövmeli Kohortu'ndan (Danish Twin Tattoo Cohort) elde edilen verilerle de doğrulandı. 5.900'den fazla ikizin incelendiği bu Danimarka çalışması, dövmesi olan bireylerde hem lenfoma hem de cilt kanserinin daha sık görüldüğünü ortaya koydu.
Araştırmanın en önemli sonuçlarından biri, dövme boyutunun risk ile ilişkilendirilmesi oldu. Çalışmaya göre, avuç içinden daha büyük dövmelere sahip olan kişilerde, dövmesiz bireylere göre lenfoma riski yaklaşık üç kat daha yüksek tespit edildi.
Araştırmacılar, bu ilişkinin dövme mürekkebinin uzun süreli ve kronik iltihaplanmaya yol açma potansiyelinden kaynaklanabileceğini öne sürdü.
MÜREKKEP PARTİKÜLLERİ LENF DÜĞÜMLERİNE GÖÇ EDİYOR
Araştırmacılar, risk artışının temel mekanizması olarak dövme mürekkebi partiküllerinin lenf düğümlerine göçünü işaret etti. Cilde uygulanan mürekkep partiküllerinin bir kısmı zamanla bağışıklık sistemi tarafından toplanarak, vücudun bir savunma merkezi olan lenf düğümlerinde birikiyor.
Araştırmacılar, bu durumun, mürekkep partiküllerinin "yabancı bir cisim" olarak algılanması sonucu kronik iltihaplanmaya yol açabileceğini, bunun da anormal hücre büyümesi ve kanser riskini tetikleyebileceğini dile getirdi.
Siyah mürekkepte bulunan ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından "olası kanserojen" olarak sınıflandırılan karbon siyahı gibi maddelerin bu riski zamanla artırabileceği ifade edildi.
ZIT BİR BULGUYU İFADE EDEN ÇALIŞMA: MELANOM VE DÖVMELER
Bu endişe verici bulguların yanı sıra, bazı araştırmalar ise kafa karıştırıcı, zıt sonuçlar da içerdi. Bir başka çalışma, daha fazla dövme maruziyetinin aslında en tehlikeli cilt kanseri türü olan melanom insidansının daha düşük olmasıyla ilişkilendirildiğini gösterdi. Dört veya daha fazla dövmeye sahip bireylerde melanom oranının, dövmesizlere göre daha düşük olduğu gözlemlendi. Ancak araştırmacılar, bu durumun bir koruyucu etki olarak yorumlanmaması gerektiğini, bunun yerine güneşe maruz kalma davranışlarındaki farklılıklardan veya bağışıklık tepkilerinden kaynaklanabilecek bir korelasyon olabileceğini özellikle vurguladı.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: GÖZLEMLE KAYIT VERİLERİ ÇELİŞİYOR
Konunun uluslararası alandaki önde gelen uzmanlarından, Kopenhag Bispebjerg Hastanesi Dermatoloji Profesörü Dr. Jørgen Serup, klinik gözlem ve kayıt verilerinin çeliştiği bir tablo olduğunu ifade etti.
Dr. Serup, dövme hastanesi kliniğindeki on yılı aşkın süredeki klinik gözlemlerine dayanarak, mürekkep pigmentleri veya bileşenlerinden kaynaklanan kanser vakalarının önemli bir klinik sorun olarak saptanmadığını veya not edilmediğini belirtti. Serup, "Kayıt verileri, bazı mürekkeplerde bulunan kimyasal kanserojenler nedeniyle artan bir kanser riskine işaret ediyor, ancak bu kayıtlar genellikle hücre hatları veya hayvanlar üzerindeki kronik dozlamaya dayanıyor. Klinik gözlem ve epidemiyoloji ise bu kayıt verileriyle aynı fikirde değil" ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, dövmelerin kanser gelişimindeki uzun süreli etkisinin anlaşılması için daha fazla ve uzun vadeli araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu, ancak bu süreçte özellikle büyük dövmelere sahip kişilerin ciltlerini yakından takip etmeleri gerektiği konusunda fikir birliğine vardı.
Dr. Serup ve diğer araştırmacılar, mevcut bulguların, dövme mürekkeplerinin uzun vadeli sağlık etkileri konusunda yeni sorular ortaya çıkardığını ve regülasyonların önemini bir kez daha gösterdiğini ekledi.