Ecevit'te o isme: "Şeytani planlar içerisindeydi"

Ecevit'te o isme: "Şeytani planlar içerisindeydi"
Gazeteci Mehmet Çetingüleç, merhum Başbakan Bülent Ecevit'in ölümünün ardından 12 yıl sonra Kemal Derviş hakkındaki çarpıcı sözlerini gündeme getirdi.

Ecevit ailesini çok yakından tanıyan gazeteci Mehmet Çetingüleç, merhum başbakan'ın Kemal Derviş ile ilgili sözlerini ölümünün üzerinden 12 yıl geçtikten sonra gündeme getirdi.

Ecevit'in, pişmanlıklarına değinen Çetingüleç, Ecevit'in Kemal Derviş hakkındaki "Şeytani hesaplar içerisindeydi" sözlerini aktardı.

Hürriyet'ten İpek Özbey'in haberine göre, Mehmet Çetingüleç'in açıklamalarının ilgili bölümü şöyle:

Kitabınız okunduğunda Bülent Ecevit’in Kemal Derviş’e ne kadar kızgın olduğu daha iyi anlaşılıyor. Bu konuyu konuştuğunuzda size geçen his neydi?

- Ecevit’in Derviş’le ilgili hayal kırıklığı kitaba yansıyanın çok ötesindeydi. Bizzat kendisi istemişti gelmesini. Ancak Derviş, ‘ekonomiden sorumlu’ olduğu halde, ekonominin toparlanmaya başladığı bir dönemde ‘erken seçim’ istedi. ABD’ye gidip 12 gün boyunca Başbakan’ın telefonuna çıkmadı. Döndükten sonra Ecevit’le baş başa görüşerek istifa etmesinin yararlı olacağını söyleyecek kadar ileri gitti. Bu cüret Ecevit’i çok kızdırdı. Derviş’in partisini bölmede itici güç olduğunu görmüştü. İhanete uğradığını düşünüyordu.

Kemal Derviş için ne dedi?

-Seçim hezimetinden sonra bu kez Ecevitlerin evinde ailece oturduğumuz bir yemekte geçmişin muhasebesi yapılıyordu. Söz Kemal Derviş’ten açıldı.
Bülent Ecevit: En büyük pişmanlıklarımdan birisidir.
Ardından hepimizi şoke eden bir benzetme yaptı.
Bülent Ecevit: O şeytani hesaplar içerisindeydi!
Şaşırdık, çünkü Ecevit’in bilinen üslubuna uymayan bir tepkiydi. Ama bu cümlede ne kadar ağır bir hayal kırıklığının yüklü olduğunu tahmin edebiliyorduk.

Başbakanın 12 gün ulaşamadığı bakan, Ecevit’e ne dedi?

-Ekonominin bıçak sırtında olduğu günlerde Kemal Derviş, Amerika’ya gitmiş ve uzun süre kendisinden haber alınamamıştı.
Bülent Ecevit: Nerede olduğunu dahi bilmiyorduk. Görüşmek istedim. Arkadaşlarımız defalarca aradı ama ulaşamadılar. Olacak iş değildi; 12 gün hiç yanıt vermedi arayışlarımıza. Herkesin zihninde kuşku uyandırıyordu.
Türkiye’nin geleceğinde önemli roller üstlenmeye hazırlanan Kemal Derviş, ABD gezisinden sonra hem erken seçimi gündeme getirmeye başladı hem de Başbakan Ecevit’le yaptığı ikili görüşmede görevden çekilmesinin ekonomi için faydalı olacağını söyleyecek kadar ileri gitti. Ecevit’i kızdıran bir konuşmaydı ve Ecevit, onunla tartışmadığını, birebir görüşmede sözünü kestiğini söyledi.

Ecevit’in 2002 yılı ocak ayında Washington’a yaptığı son ziyaretle Türkiye’nin erken seçime gitmesi arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz?

- Ecevit, Ocak 2002’de Washington’a giderek Başkan Bush’la görüştü ve ABD’nin Irak operasyonuna Türkiye’nin karşı olduğunu söyledi. Oysa Irak’ın sınır komşusu Türkiye’nin, topraklarını ABD askerlerine kullandırması, operasyonu kolaylaştıracaktı. Amerikalılar Ecevit’in tavrına sessiz kaldı. Ancak Ecevit, ABD’den döndükten 3.5 ay sonra ‘karın ağrısı’ şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. Hemen ardından ABD’den gelen Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’in desteğiyle DSP parçalandı. Koalisyon ortakları MHP ve ANAP birbirine girdi. Hürriyet’in o dönemki Washington Temsilcisi Serdar Turgut’un yazdığına göre Ecevit hastayken Mesut Yılmaz, ABD’ye gidip Başkan Bush’la görüşmeye çalıştı. Sayın Yılmaz’ın bu konuya açıklık getirmesi gerekir. Kemal Derviş de ABD’ye gitti ve Başbakan Ecevit, 12 gün süreyle kendisine ulaşamadı. 

 Ecevit apar topar erken seçime gidilmesinden de Kemal Derviş’i sorumlu tutuyor, değil mi?

- O dönemde Ecevit’le bir sohbetimizde, “Mesut Yılmaz’ın MHP yerine DYP’yi koalisyona sokmaya çalıştığını” söyledi. Ancak bu öneri Ecevit tarafından reddedildi. MHP ve ANAP arasındaki çekişme, Devlet Bahçeli’nin ‘erken seçim’ resti ve daha da önemlisi ekonomiden sorumlu Derviş’in de erken seçim isteyip Ecevit’i istifaya davet etme cüreti göstermesiyle geri dönülmez boyuta ulaştı. Özetle Başbakan Ecevit, Washington ziyaretinde ABD’nin Irak operasyonuna karşı çıktıktan 10 ay sonra Türkiye erken seçime gitmek zorunda kaldı ve koalisyon ortağı üç parti Meclis’e giremeyecek kadar küçük parçalara ayrıldı.