'Entike Kuşe Rule Rule'

Rıfat Ilgaz’ın ve Aziz Nesin’in ölüm yıl dönümleri olan 7 Temmuz’da “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı” ya takıldı gözüm bir ara. TRT1’de gösteriliyordu.
Rıfat Ilgaz’ın Hababam Sınıflarıyla ilgili sevinçli, neşeli günleri de olmuştur. Bunları bilenlerin sayısı az kaldı her halde. Yazan yok.
Birinci “Hababam Sınıfı”, Küçük Sahne’de oynamıştı. Ulvi Uraz oynuyor ve yönetiyordu. O günlerde gişedeki kuyruk neredeyse Taksim’e kadar uzanırdı. “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”, Tünel’deki Elhamra Sineması’nda oynuyordu. Oynayanlardan Tolga Tiğin (İnek Şaban) ve Toto Karaca aklımda. Toto Karaca ve Adile Naşit unutulmaz Hafize Analardır; Münir Özkul da unutulmaz Kel Mahmut.
Rıfat Bey; Kel Mahmut tipini, Kastamonu Öğretmen Okulu’ndaki hocalarından birinden esinlenmişti. Yönetmen, karikatürist ve Gırgır dergisinin kurucusu olan rahmetli Oğuz Aral’dı. Tolga Tiğin’in eşiydi. Çok başarılı bir oyundu. O oyundan aklımda kalan ise sonradan yerini başka şarkılara bırakan sınıfın kendi şarkısı “Entike kuşe rule rule”dir. Başka şarkılar okuma geleneğini ilk “Beyaz Kelebekler” başlattı.
Entike kuşe rule rule
Haydi hoppa muşule
Ava lupe lupe
Ava lupe karo
Haydi hayganoş
Entike kuşe moş
Hooooop

***

Babası öldüğünde kızım Defne, ilk çocuğuna hamileydi ve hamileliğinin son safhasındaydı. Hani derler ya biri gidince biri gelir diye. Halkın bu inanışı zaman zaman doğru çıkar. Defne’nin kızı Esma şimdi 19 yaşında. Dedesinin vefatından bir iki ay sonra doğdu.

***

“Hababam Sınıfı” gerçekten bir efsanedir. Ne yaparlarsa yapsınlar bir türlü bozulmuyor, cazibesini muhafaza ediyor. Türk yoksul talebelerinin dramını ilk ve üstelik mizahla anlatan tek eserdir. Sevilmesi de belki bundandır. Sistemin duyarsızlığına karşı, bir iki anlayışlı öğretmen kişiliğiyle beslenmiş, Anadolu çocuklarının hiç de itici gelmeyen abartılı haylazlıklarıyla süslenmiş, beni de en çok etkileyen eseridir.
Bugün o sistemi de, o yokluk yıllarının zorluklarını da aratan başka bir sistemin acısını çekiyoruz; çocuklarımızı bozan, başka zihniyetlerin emrinde eğitilmeye mecbur eden bize yabancı bir sistemin. O zaman anlatılanlar isyanlarıyla, şakalarıyla, mizahıyla, eleştirisiyle, sevgisi ve sevinciyle bizimdi. Şimdiki sistem biz olmaktan çıktı. Bizi biz yapan şiirler, tarihler, şahsiyetler kitaplarımızdan çıkarılıyor. Ama yeni bir “Hababam Sınıfı”nın yazılabileceğini sanmıyorum. Çünkü hikayemizde o tat kalmadı.

Yazarın Diğer Yazıları